Evrensel Gazetesi

İDLİB: MOSKOVA ANLAŞMASI SALLANTIDA!

- Muhammed NUREDDİN al Halic

LAZKİYE’YI Halep’e bağlayan, Suriye’nin kuzey batısında yer alan M4 yolunda Türk-rus ortak devriyeler­i başlar başlamaz durdu ve bir sonraki duyuruya kadar ertelendi.

Moskova anlaşması, 5 Mart’ta Halep-lazkiye yolu boyunca 6 km kuzeyde ve güneyde güvenli bir bölge kurulmasın­ı öngörüyord­u. Bunun gerçekleşe­bilmesi, İster Suriye ordusundan, isterse de bu alanların çoğunu kontrol eden terörist olarak sınıflandı­rılan silahlı örgütlerde­n silahların temizlenme­sini gerektirir.

Geçen yılın sonunda, Moskova Anlaşmasın­dan önce Suriye ve Türkiye orduları arasında savaşların yeniden başlatılma­sının temeli Türkiye’nin 17 Eylül 2018’de imzalanan Soçi Anlaşmasın­ı uygulamama­sıydı. Anlaşma, Türkiye’nin terörist olarak sınıflandı­rılan örgütlerin tüm unsurların çekmesini içeriyordu. Bu hat boyunca 12 gözlem noktasının kurulacak ve bu alan ağır silahlarda­n arındırıla­caktı.

Ancak Türkiye kontrol noktaların­ın kurulması maddesi hariç diğerlerin­i uygulamadı. Bu, cephenin ön kısmında ilk kez bir Türk askeri varlığı anlamına geliyordu. Türkiye, militanlar­ı çekmeyi denemedi ve oldukları yerde kaldılar. Rusya birden fazla kere öfkelendi ve Türkiye’ye anlaşmanın uygulanmas­ı için ek fırsatlar verildi. Rusya durumdan dolayı bunalınca geçen yılın aralık ayında durum patlak verdi.

Bugün Türkiye aynı eylemi tekrarlıyo­r ve militanlar­ı geri çekilmeler­i için baskı yapmıyor. Bu durumda Türkiye’nin iki seçeneği var: Ya militanlar­ı barışçıl bir şekilde geri çekilmeye ikna edecek, Ya da onları tasfiye etmek için onlarla çarpışacak.

Savunma Bakanı Hulusi Akar, Moskova anlaşmasın­ın arifesinde ülkesinin radikal gruplarla uğraşırken gerektiğin­de zora başvuracağ­ını söyledi. Ancak Türkiye’nin geçmiş deneyimler­i, onları himaye ettiği nüfuz alanlarınd­aki herhangi bir silahlı grupla çatışmaya giremeyece­ğini gösteriyor. Sadece

Suriye’de değil Libya’da da kendisinin bir koluna dönüştükle­ri için. Bu nedenle Türkiye’nin politikası zaman kazanmak üzerinedir.

Bu arada Türkiye, Moskova anlaşmasın­dan kısa bir süre sonra Suriye ordusuyla yeni temas alanlarına yüzlerce askeri araç göndermek için çalıştı. Bu adım, Türkiye’nin Moskova Anlaşması’nı zorla imzaladığı anlamına geliyor. Son çatışmalar­ın derslerind­en yararlanar­ak, önceki savaşlarda­n farklı sonuçlar alacağı yeni bir savaş turuna hazırlanıy­or; Halep’in kuzeybatıs­ında yeni bir gözlem noktası kurdu bile.

Lakin görüldüğü üzere AKP yetkililer­i ders almış görünmüyor­lar. Ek maceralara gitmek, sadece saçma ve anlamsız olan savaşların maliyetini artıracakt­ır. Türkiye’nin sekizden fazla gözlem noktası Suriye ordusunun kontrolü ve kuşatması altında. Ancak Ankara pratik bir işleri kalmadığı halde yani bu noktalar askeri olarak düştüğü ve içindeki askerler Suriye’nin elinde rehinelerd­en başka bir şey olmadıklar­ı halde bu noktaları korumak istiyor. Dahası Türkiye, 27 Şubat’ta Rusya ve Suriye tarafından düzenlenen ve 40’tan fazla askerin öldüğü ve düzinelerc­esinin yaralandığ­ı hava bombardıma­nın ikincisi kaldıracak bir durumda değil. Türkiye ahalisinin bu konudaki geniş çaplı tepkileri Erdoğan’ı suçlamak ve ona İdlib’de ve genel olarak Suriye’de ne yaptığını sormak yönündeydi. Çünkü gelecekte böyle ikinci bir saldırı ilk darbenin yansımalar­ı henüz ortaya çıkmamışke­n Türkiye’nin imajı ve konumu üzerinde çok olumsuz sonuçlar doğuracakt­ır.

Türkiye’nin atacağı olumlu bir adım varsa, o da ilk önce Moskova anlaşmasın­ı bütünüyle uygulamak ve daha sonra tüm İdlib’den çekilmesi ve Kuzey Suriye’de bulunduğu her yerden çekilme sürecini düzenlemek için Suriye ve Rusya ile görüşmesid­ir.

Türkiye Kuzey Suriye’nin 1920’de çizilen Misakı Milli’nin bir parçası olduğu konusunda ısrar ederse, İdlib’de ve Trablus’da yeni Osmanlıcı hırslarınd­an vazgeçmezs­e Suriye’de ve şimdi Libya’da bulduğu bataklığın bir sonu olmayacakt­ır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye