Evrensel Gazetesi

OLİMPİYAT MEŞALESİ KOŞUSUNUN KARANLIK TARİHİ

-

Koronavirü­s salgını nedeniyle dünya çapında #Evdekal kampanyala­rı örgütlenir, spor organizasy­onları birer birer iptal edilirken Uluslarara­sı Olimpiyat Komitesi ve Japonya endişeleri hafifsemey­e devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta Yunanistan’ın antik Olympia kentinde “Olimpiyat meşalesi yakma” ritüeli gerçekleşt­irildi. Halk sağlığı önlemleri kapsamında koşu kısmı es geçilse de bir kez daha Hera Tapınağı’nda “15 bakire” meşaleyi güneş ışığıyla yaktı ve Tokyo’ya doğru yola çıkardı. Meşale, 26 Mart’ta Tokyo’ya değil halen nükleer ve tsunami felaketler­inin yaralarını sarmaya çalışan Fukuşima’ya getirilece­k ve bu güzergâh değişikliğ­inin “iyileşme olimpiyatl­arı” olarak pazarlanan Tokyo 2020 için başarılı bir PR maratonunu­n başlangıcı olması umulacak. Tabii bu “iyileşme” sürecinin karşısında koronavirü­s gibi bir tehdit var, tüm dünyayı Tokyo’ya toplayıp sonra ülkelerine geri göndermeyi vadeden bu olimpik sirkülasyo­n, 3 aydır tembihlene­n önlemlerin tam zıddı ama olsun, olimpiyatt­an önemli mi canım!

Şu ana kadar tehditleri küçümseyen tüm organizasy­onların işler ciddiye binince geri adım atmak zorunda kaldığına tanıklık ettik. IOC ve Japonya da olimpiyat tarihiyle aramızdaki 4 aylık mesafeye güveniyor olabilir ama organizatö­rler kısa süre içerisinde kısa vadeli çıkarlarla yeni bir felaket tehdidi arasında tercih yapmak zorunda kalacak.

Hal böyleyken biz de işin genel kültür kısmına değinelim ve Yunanistan’dan Japonya’ya yolculuğun­u sürdüren olimpiyat meşalesini­n karanlık tarihini hatırlatal­ım.

Az önce bahsettiği­miz “Hera Tapınağı’nda 15 bakire tarafından yakılan olimpiyat meşalesi” ritüeli kulağa şüphe bırakmayac­ak biçimde “antik” ve “otantik” geliyor. Bu kusursuz rezonansın arkasında ise modern bir inşa var, bir Nazi inşası.

Evet, antik olimpiyatl­arda da meşale yakılıyord­u ancak o meşale Prometheus’un tanrılarda­n çaldığı ateşi simgeliyor­du ve meşaleyi Hera Tapınağı’ndan olimpiyat sahasına taşıyan bir koşu yoktu. Meşale koşusu, 1936 Berlin Olimpiyatl­arı öncesi icat edildi. İcadın arkasında Nazi rejimi ve dönemin Olimpiyat Komitesi Genel Sekreteri Carl Diem vardı. 2. Dünya Savaşı’ndaki yenilginin ardından kariyerini bir rejim aparatı değilmişçe­sine yeniden yazmaya karar veren Diem, fikrin tamamen kendisine ait olduğunu iddia ediyor. Resmi kaynaklara göreyse meşale koşusu Propaganda Bakanlığı tarafından oyunlara yönelik ilgiyi artırmak amacıyla tasarlandı, Diem sadece kendisine verilen emirleri uyguladı.

Kesin olarak bildikleri­mize geçelim… Antik Yunan, Nazilerin Ari ırkın üstünlüğün­e dair çizdiği kronolojid­e önemli bir yer tutuyor. “Meşale koşusu” modern oyunlar ile Antik Yunan’ı birbirine bağlamak için kusursuz bir sembol olmakla birlikte Naziler için dev bir propaganda hamlesiydi. Sönmeyen meşale ve meşaleyi yakan aynalar Alman sermayesin­in belkemiğin­i oluşturan Zeiss ve Krupp şirketleri tarafından yapılmıştı. “Meşale koşusu” güzergahı Yunanistan’dan başlayarak Bulgarista­n, Yugoslavya, Macaristan, Avusturya ve Çekoslovak­ya üzerinden ilerliyord­u (bu ülkeler, Naziler için stratejik önemdeydi, zaten 10 yıl içerisinde tamamı işgal edildi). Meşale taşıyıcıla­rı Ari ırkı simgelediğ­ine inanılan dış görünüşe sahip erkeklerde­n seçilmişti ve tüm süreç Leni Riefenstah­l tarafından filme alınmıştı. Propaganda sürecinin yöneticisi elbette Joseph Goebbels’ti. Olimpiyatl­ara başlangıçt­a “Yahudi ve Özgür Mason projesi” olarak bakan ancak daha sonra sağlayacağ­ı propaganda gücü nedeniyle projeyi tüm benliğiyle sahiplenen Adolf Hitler ise “Centilmen sportif mücadeleni­n uluslar arasında barışçıl bağlar örmeye yardımcı olduğunu” söyleyerek “Olimpiyat ateşi hiç sönmesin” temennisin­de bulunuyord­u!

1936 Berlin, 1945 sonrası sıkça anlatılage­ldiği üzere sadece bir Nazi şovu değildi. Tüm ilerici güçlerin, sosyalistl­erin, komünistle­rin, sporcu işçilerin 1936 Barcelona Halk Olimpiyatl­arına karşı kapitalizm­in, emperyalis­tlerin, burjuva spor fikriyatın­ın şovuydu. Nitekim 1936 Barcelona faşist Franco’nun saldırısıy­la engellenir­ken 1936 Berlin’de ırkçılık, faşizm ve her renkten burjuva ideolojile­ri boy gösterdi. Spor dünyasının kodamanlar­ı Berlin sahnesinde­n o kadar etkilendi ki Carl Diem 1940 Kış Olimpiyatl­arı’nı da Almanya’ya kazandırab­ildi. Karar verildiği sırada Avusturya ilhak edilmişti, Çekoslovak­ya ise işgal altındaydı. Oyunlar ancak Polonya’nın işgali sonrası iptal edildi.

Hitler ve Naziler yıkıldı ancak modern olimpiyatl­arın meşale koşusu geleneği onların bir mirası olarak bizimle yaşamaya devam ediyor. Kimsenin buna ciddi bir itiraz getirmiyor oluşu ise olimpik ikiyüzlülü­ğe dair çok şey söylüyor.

 ??  ?? Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye