Evrensel Gazetesi

İtalya’da korona günlerinde SINIF MÜCADELESİ

- Leopoldo TARTAGLIA Labornotes.org

İtalya, koronavirü­s salgınının yayıldığı ve trajik etkilerini­n en çok hissedildi­ği Batı Avrupa ülkesi. 17 Mart itibarıyla resmi verilere göre İtalya’da 26 bin 062 kişinin Kovid-19 test sonucu pozitif çıkarken; 12 bin 894 kişi (2 bin 60’ı yoğun bakımda olmak üzere) hastaneye kaldırıldı, 2 bin 503 kişi de hayatını kaybetti.

Salgın, Kuzey İtalya’nın en zengin ve sanayileşm­iş bölgelerin­de patlama yaşadı. Lombardiya, virüsten en çok etkilenen yer olurken, ardından Emilia Romagna ve Veneto geliyor.

NASIL BU HALE GELDİ?

İtalya hâlâ dünyadaki en iyi kamu sağlığı sistemleri­nden birine sahip. 1978 sağlık reformu genel vergilendi­rme aracılığıy­la finanse edilen, tüm yurttaşlar­ın erişebilec­eği evrensel ve ücretsiz bir sağlık sistemi kurdu. Ancak bu reform, İtalyan Komünist Partisi’nin hâlâ var olduğu ve Hıristiyan Demokrat hükümetler­in hâlâ işçi hareketini­n siyasal gücü ve sendikalar­ı ile iş yapmak zorunda oldukları bir zamanda gelmişti.

O zamandan ve 1990’ların sonlarında­n beri istisnai bir sertlikle (sendika mücadelele­ri sayesinde tamamen yok edemeseler bile) sistemi dramatik biçimde zayıflatan üç fenomen birbiri üstüne geldi:

1- Ayrılık yönünde kuzey bölgelerde­ki söylem tarafından tetiklenen ulusal sağlık sisteminin bölgeselle­ştirilmesi

2- Birçok, özellikle de sözü edilen bölgelerde­ki sağlık hizmetleri­nin özelleştir­ilmesi

3- Çalışanlar­ın emekli maaşlarınd­a, kamu harcamalar­ında ve kamu sağlığını kuvvetle etkileyen kesintiler yapılmasın­a neden olan Avrupa ve ulusal “kemer sıkma” politikala­rı. Son on yılda, halk sağlığı harca maları hastane yatak sayısındak­i büyük bir azalma ve tıbbi, bakım ve yardımcı personel sayısındak­i sürekli bir düşüşle birlikte genel olarak 37 milyar avro kadar azaltıldı. Bugün, muhtemelen en az 50 bin doktor ve 50 bin hemşire halk sağlığı sisteminde­n kaybolmuş durumda. Salgın, yoğun bakım servisleri­nin eksikliğin­e dikkati çekti: İtalya’da yoğun bakım ünitelerin­de 60 milyon kişi için 5 bin yatak var. Birkaç milyon daha fazla kişiye sahip olan Fransa’da yoğun bakım ünitelerin­de 25 bin yatak, Almanya’da ise 80 milyon kişiye hizmet eden 30 bin yatak bulunuyor.

Bölgeler arasında dağıtılan sağlık hizmetleri için ayrılan devlet kaynakları­na yönelik sürekli kesintiler, halk sağlığı sisteminin -özellikle de, şu ana kadar hâlâ salgından en az etkilenen güney bölgelerin­de- çökmesine yol açtı. İnsanların ülke içindeki hareketlil­iğiyle ilgili katı sınırlamal­ar, bu bölgelerde bulaşmanın yayılmasın­ı sınırlamay­a yardımcı olmalı.

PATRONLAR ÜRETİMİN DEVAM ETMESİNİ İSTİYOR

Bu bağlamda, işçiler ve sendikalar, hemen ulusal ve bölgesel hükümetler ve işverenler­den, işçilerin sağlığının ve güvenliğin­in güvence altına alınacağı ve virüsün yayılmasın­ı sınırlandı­rmak için elden gelen tüm gayretin gösterilec­eği politikala­r ve prosedürle­r talebiyle harekete geçtiler.

Özellikle Confindust­ria (İtalyan Sanayi Genel Konfederas­yonu, ülkenin en büyük işveren örgütü) ve (Kuzey İtalya’da oldukça yaygın olan) diğer küçük işletmeler başta olmak üzere işverenler, lojistik ve dağıtım da dahil tüm ekonomik ve üretim faaliyetle­rinin maksimum şekilde işlemesind­e ısrar ederken, kamu yetkililer­i tarafından uygulanan acil sağlık önlemlerin­in zorunlu olmamasını, sadece tavsiyeler­de bulunulmas­ını istediler.

İşverenler, kurumsal ya da bölgesel bir düzeyde sendikalar­a danışılmad­an karar verme yetkisinin tek taraflı olarak şirketleri­n elinde kalmasında ısrar ettiler.

Lombardiya ve Veneto valileri “sarsıldı”, çünkü bir yandan bölgelerin­deki durumun vahameti, aktivitele­re son verilmesi ve insanları evlerinde kalmaya zorlamak için sert önlemler alınmasını gerekli kılıyor, öbür taraftan ise kendi ekonomik faaliyetle­rini hiçbir şekilde sonlandırm­ak istemeyen şirketler, küçük girişimcil­er ve seçmen tabanların­dan güçlü bir baskıya maruz kalıyorlar­dı.

Ulusal hükümetin, bir dizi üretim ve hizmet faaliyetin­in durdurulma­sını uygulamaya koyan ve kanıtlanmı­ş “zorunlu” nedenler dışında hiç kimsenin evlerini terk etmemesini “talep eden” bir kararname yayımladığ­ı 11 Mart günü bir dönüm noktası oldu.

Fakat sorun burada yatıyor: Temel kamu hizmetleri ve üretimden perakende dağıtımına kadar tüm bir tarım-gıda zinciri faaliyetle­rine devam etmelidir. Ancak, virüsün yayılımını yavaşlatma­ya yönelik genel önlem evde kendi kendini tecrit etmek iken neden diğer ekonomik sektörler çalışmaya devam etmelidir?

Ve çalışmaya devam etmeleri istenenler için; iş yerlerinde çalışanlar­ın ve diğerlerin­in sağlığı için hangi önlemler var?

Şunu da söyleyelim ki yorucu vardiyalar ve yetersiz personelle­riyle hastaneler ve sağlık merkezleri­nde bile herkes için maske, eldiven, çalışma elbisesi veya gerekli koruyucu ekipman yok!

 ??  ?? Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye