ÖNCE SAĞLIK, SONRA KÂR
BUGÜN yoğun sendika faaliyetinin merkezinde yer alan birçok konu çözülmemiş olarak duruyor. Grevler, henüz “protokol”ü uygulamayan şirketlerin olduğu pek çok iş yerinde 16 Mart Pazartesi günü de sürdü. Ancak bu temel talepler -önce sağlık, sonra kâr-, salgının başlamasından bu yana, özellikle geniş bir yelpazede güvencesiz işlerde ve CIG işsizlik yardım sistemi tarafından kapsanmayan sektörlerde, iş güvenliği ve işçilerin gelirleri gibi konularla iç içe geçmiş durumda: Tüm küçük ve çok daha küçük işletmeler, teslimat şoförleri ve rideshare (yakıt vb. tasarruflar için yolcuların araçlarla eşleştirildiği bir sistem) gibi perakendecilik ve kendine çalışanlar.
Hükümet 17 Mart’ta işten çıkarmaları engelleme, hariç tutulan çalışanlar için CIG gereğince işsizlik yardımının sağlanması, serbest çalışanlara Mart ayı için 600 avroluk ekonomik destek ve okullar kapalıyken çalışmaya zorlananlar için ebeveyn izin günlerinde artış da dahil olmak üzere bir dizi ekonomik tedbirlerin olduğu bir kararname yayımladı. Kararname ayrıca, daha fazla doktor ve hemşirenin kısa süreli işe alınmasıyla halk sağlığı sistemini güçlendirecek acil önlemler de içeriyordu.
Tüm çalışanların kapsam dahilinde olup olmadıklarının izlenmesi önem arz edecektir. Örneğin, ilk bakışta, ev işlerinde çalışan çoğu göçmen yüz binlerce kadın koruma altına alınmış gibi görünmüyor.
DAHA ÇOK İŞ VAR
İşletme düzeyinde örgütlü çok sendikalı yapılar ve sendika konfederasyonlarının yapacakları çok işleri var: İş güvenliği ve gelirin korunması ile ilgili sözleşmeler yapmak, en güvencesiz konumda çalışanları savunmak, tüm gerekli olmayan işlerin kapanması için mücadele etmek, akşam vakitleri ve Cumartesi-pazar günleri dükkanların kapatılması için şirketler ve kamu yetkilileri ile görüşmeler yapmak, patronlar yükümlülüklerinden yakayı sıyırmaya çalıştıklarında grevler ve hareketler örgütlemek.
Tüm bunlar, yalnızca şu anki acil durumun değil, ayrıca ilerideki günlerin de mücadeleleri ve talepleridir. Hiçbir şey eskisi gibi devam edemez. Kalkınma modeli değiştirilmeli; kamu sektörü yeniden desteklenmeli; kemer sıkma politikaları, neoliberalizm, güvencesizlik ve eşitsizlikler son bulmalı. Vakit, çevreyi kirleten üretimin sona erdirilmesi ve iklim değişikliğini durdurabilecek ekonomik ve üretimsel seçimlerin yapılması vaktidir.
Mücadele devam ediyor, koronavirüs günlerinde de…