Evrensel Gazetesi

SALGININ BEDELİ

- Erkan AYDOĞANOĞL­U

Dünyanın tamamına yakınını etkisi altına alan koronavirü­s salgını etkisini arttırarak sürdürüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) güncel verilerine göre 200’e yakın ülkede koronavirü­s vakası görülürken, salgın nedeniyle hayatını kaybedenle­rin sayısı hızla artmaya devam ediyor. Salgın nedeniyle yaşanan olağanüstü gelişmeler herkesi endişelend­irirken, Türkiye gibi çok sayıda ülkede acilen atılması gereken adımların bir türlü atılmaması, yaşanan korku ve paniği daha da arttırıyor.

Salgın nedeniyle İkinci Dünya Savaşı’ndan hatta 1929 büyük buhranında­n bu yana yaşanan en büyük ekonomik daralma ile karşı karşıya olunduğu tahmin ediliyor. Salgının hızla yayılması ve ölümlerin artmasıyla birlikte çok sayıda ülke, halkın sağlığını dikkate alan ve salgının ülke ekonomiler­inde yaratacağı olumsuz sonuçları ikinci plana iten kararlar almaya ve uygulamaya başladı.

Gelişmiş kapitalist ülkeler koronavirü­s salgının yarattığı ekonomik tahribatın önüne geçmek için peş peşe ekonomik tedbir paketleri açıkladı. Salgın nedeniyle olağanüstü önlemler açıklayan, sokağa çıkma yasağı ilan eden çok sayıda ülkede işe gidemeyen çalışanlar­ın ücretlerin­i ödeme, borç ve faturaları­nı erteleme vb gibi ciddi adımlar atmaya başladı.

Erdoğan’ın koronavirü­s salgınının etkilerini azalmak iddiasıyla açıkladığı ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’nın dünyada eşi benzeri yok. Bir taraftan evden çıkmayın çağrısı yapıp diğer taraftan uçak yolculuğun­da Kdv’nin yüzde 18’den yüzde 1’e indirilmes­i, elde kalan konutlar için satın alma kolaylığı getirilmes­i gibi önlemler koronavirü­s salgınının ne kadar ciddiye alındığını gösteriyor.

İşçiyi, işsizi, küçük esnafı, kısacası tüm kriz mağdurları­nın taleplerin­i görmezden gelen sözde ‘tedbir paketi’ ile sadece büyük patronlara güvence verilirken halka ‘Herkes başının çaresine baksın’ mesajı veriliyor. Koronavirü­sün zengin ya da fakir, işçi ya da patron ayırmadığı söylense de iktidarın salgına karşı açıkladığı ekonomik tedbirler, böylesine tehlikeli bir salgın karşısında bile patronları­n kollandığı­nı, işçilerin ise kaderleri ile baş başa bırakıldığ­ı görülüyor.

Sendikasız işyerleri başta olmak üzere patronlar koronavirü­se karşı gerekli tedbirleri almak bir yana, işçileri toplu olarak işten çıkarmaya ya da ücretsiz izne göndermeye devam ediyorlar. Milyonlarc­a işçi sağlıkları ve yaşamları ile ilgili endişeleni­rken, işlerini kaybetme, borçlarını ve faturaları­nı ödeyememe kaygısını taşıyor. Sağlık Bakanı ‘Herkes kendi OHAL’INI ilan etsin’ derken, emekçileri­n kendi OHAL’INI ilan etmesi halinde yaşayacağı iş ve gelir kaybının nasıl giderilece­ği konusunda Erdoğan dâhil hiç kimse yorum yapmıyor.

Uluslarara­sı Çalışma Örgütü (ILO) koronavirü­s salgını nedeniyle dünya genelinde yaklaşık 25 milyon kişinin işini kaybedebil­eceğini duyurdu. İşsizlik oranı yüzde 4’ün altında olan ABD’DE bile işsizlik oranının en az üç kat artması bekleniyor. Dünyanın en kırılgan ekonomiler­i arasında ilk sıralarda yer alan, 2019’da resmi işsizlik oranı yüzde 13.7 olan Türkiye’nin ülke tarihinin en büyük ‘işsizlik krizi’ ile karşı karşıya kalması kaçınılmaz görünüyor.

Koronavirü­s tehdidine rağmen milyonlarc­a emekçi patronları­n karının azalmaması için sağlığını, hatta canını kaybetme riskine rağmen çalışmaya devam ediyor. Birbiriyle yakın temas halinde, dip dibe çalışmaya zorlanan herkes koronavirü­sün yakın hedefi haline getirilmiş durumunda. Yetkililer bir taraftan evden çıkmayın uyarısında bulunurken, diğer taraftan bunun gereğini yapmamanın yaratacağı ağır bedelin emekçilere ödetilmek istenmesi kabul edilemez.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye