‘KITAP BASMAMıZ mümkün görünmüyor’
horonavirüs salgınının en fazla etkilediği sektörlerden biri de yayıncılık... Doların yükselmesiyle birlikte yaşanan kağıt krizini atlatamayan yayıncılık sektörü salgın nedeniyle son günlerde kitap basamaz hale geldi... Matbaaların, dağıtımcıların ve kitapçıların geçici süreyle kapatılması sektörü neredeyse durdurma noktasına getirdi. İnternet üzerinden satışlar ise kanayan yaraya çare olacak gibi gözükmüyor.
Yaşananların ardından Türkiyeyayıncılar Birliği, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği, Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu, Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği, Ders ve Kültür Kitapları Yayıncıları Telif Hakları ve Lisanslama Birliği, Eğitim Yayıncıları Meslek Birliği, Basın Yayın Birliği yayıncılık sektörünün ortaklaştırılmış taleplerini Cumhurbaşkanlığına sundu. Yayıncılar, desteklenecek sektörlerin içine yayıncılık ile yayın-dağıtım sektörünün eklenmesini, vergi ve SSK prim ödemelerinin 6’şar ay ertelenmesini, alınan tedbirlerin mart ayından itibaren geçerli olmasını, kısa çalışma ödeneğinin yayıncılık sektörü için aktif hale getirilmesini, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün kitap satın alma bütçesinin en az beş katına çıkarılmasını, kitapların bir an önce alınmasını ve ödemenin nisan ayı içinde yapılmasını talep etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önceki gün sosyal medyadan yaptığı açıklamada desteklenecek sektörlerin içinde yayıncılığında olduğunu duyurdu. Yayıncılık sektöründe yaşanan son gelişmeleri Yayıncılar Kooperatifi Başkanı İlbay Kahraman ve Kor Kitap Genel Yayın
Yönetmeni Onur Öztürk’le konuştuk.
‘YAYINCILIK BİR ÇIKMAZIN İÇİNE SÜRÜKLENEBİLİR’
Yayıncılar Koperatfi Başkanı İlbay Kahraman: Bildiğiniz gibi koronavirüs salgını bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına aldı. Başlangıçta bize birşey olmaz mantığıyla önemsemesek bile son gelişmelerle hepimizde bir panik havası var. Kişileri etkilediği gibi sektörleri ve çalışanları da etkilemeye başladı.
Yayıncılık ülkemizde krizlerden en erken etkilenen sektörlerden biridir. Kitap ve okuma alışkanlığı genel olarak elzem ihtiyaçlardan biri diye düşünülmez. Bu yüzden vazgeçilecek olanların başında kitap gelir. Durum böyle iken virüs nedeniyle alınması gereken önlemler gündeme gelince önce toplu taşıma araçlarını kullanan çalışanların paniği yayınevlerine yansıdı ve çalışma düzeni bozuldu. Aynı durum matbaa, kağıt, dağıtım, kitapçı ve kargo şirketleri gibi yayıncıların paydaşı kurumlar için de sözkonusu. Ulusal ve uluslararası tüm fuarlar, okumayı özendirecek kampanyalar iptal edildi. Ciro kayıplarımız yüzde 80 seviyelerine ulaştı. Kiramızı, çalışanlarımızın maaşlarını, vergilerimizi ve SGK ödeneklerimizi ödeyemez hale geldik. Bu panik havası bir süre sonra bizi kitap üretemez hale getirdi. Hoş üretsek bile satamayacak, satamayınca harcamalarımızı karşılayamayacak duruma geldik. Bu durum ne kadar sürer bilinmez ama uzun sürerse, zaten ayakta kalmakta zorlanan yayıncılık bir çıkmazın içine sürüklenir diye düşünüyorum. Bütün bu zor koşullara karşın yayıncıların çoğu ‘evden çalışma’ seçeneği ile faaliyetlerine evden devam ediyor.
Meslek kuruluşlarımız ortak bir deklerasyon yayınlayarak bu duruma müdahale etmeye çalıştı ve hükümete bazı talepler iletti. Bu talepler arasında desteklenecek sektörler arsına yayıncıların da eklenmesi ve vergi, SGK prim ödemelerinin 6’şar ay ertelenmesi de vardı. Bu taleplerin iletilmesinden sonra hükümetin yayıncıları desteklenecek sektörler arasına alması sevindiricidir.
Meslek birliklerinin önerilerini desteklemekle birlikte yeterli bulmuyoruz. Bu konuda iktidarın yanı sıra muhalefet partilerine de düşen görevler vardır. İnsanları evlerine hapsederken belediyelerin ‘Herkese bir kitap, her eve birçok kitap’ gibi kampanyalar düzenleyerek insanların evlerinde kalması teşvik edilebilir.
‘SEKTÖR DURMA NOKTASINA GELDİ’
Kor Kitap Genel Yayın Yönetmeni Onur Öztürk: Yayıncılar olarak bildiğimiz en net şeylerden birisi de şu ki sebebi ne olursa olsun herhangi bir ekonomik daralmada ve insanların alım güçlerinindüştüğü koşullarda bundan en hızlı etkilenen alanların başında kültür dünyası ve onun parçası olan yayıncılık geliyor. İlk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan itibaren çok kısa sürede kitap basımı, dağıtımı ve satışları bakımından sektör durma noktasına geldi.
Biz de yayınevi olarak 13 Mart’tan itibaren uzaktan çalışma sistemine geçtik. Çalışmalarımızı sürdürsek de bu süreçte süreli yayınlar haricinde basım yapmamız mümkün görünmüyor. Elbette her koşulda fiziksel olarak işe gitmek zorunda kalan milyonlarca emekçiyi düşündüğümüzde daha şanslı olduğumuzu söyleyebiliriz. Fakat nasıl çalışıyor olursa olsun çalışmak zorunda olan emekçileri gözeten önlemlerin şimdiye kadar alınmaması hepimizi çok daha zorlu süreçlerin beklediğinin de habercisi.
Her ne kadar insanların ağırlıklı olarak evlerinde olmaya çalıştıkları bir dönemde okuma oranlarının artacağını varsaysak ve online siparişler konusunda bir artış gözlemlense de toplamdaki dramatik düşüşün önüne geçecek bir durum değil. Bundan daha da önemlisi satış sitelerinin depolarında bu gönderileri hazırlayan insanların, dağıtımını yapan kargo çalışanlarının ve onların bu paketleri ulaştırdıkları okurların sağlıklarını düşünmek zorundayız. Yayıncının zararına gibi görünse de satış ve dağıtım kesinlikle durdurulmalı. Elbette bu önlem tüm sektörler için yapılırsa bir anlamı olur. Buradaki maddi tahribatı giderecek olan bu süreçte yapılacak satışlardan öte kamunun bir bütün olarak sektöre gerçekçi şekilde destek olması.
Yayıncıların yapması gereken daha etkili kitap satış kampanyaları ve indirimler değil, kendi çalışanlarının da lehine olacak bir şekilde birlik olup taleplerinin gerçeklemesini sağlamak ve bu süreçten sağlıklı bir şekilde çıkmaya çalışmak olmalı. Bu kapsamda yayıncı meslek birlikleri ortak bir talepler listesiyle birlikte ilgili makamlara başvurular gerçekleştirdi. Umarız bir miktar da olsa yayıncıları ve çalışanları rahatlatacak kararlar aldırılabilir.
Sağlıklı günlerde yeniden okuyucularımızla buluşacağımız günlere hazırlanmaya devam edeceğiz.