Evrensel Gazetesi

Arkadaşı teste yolladık biz hâlâ çalışıyoru­z

- Kadir ÖRNEK Doğucan ERDOĞAN Ankara

OSTİM’DE koronavirü­s salgınına rağmen çoğu atölye tam kapasite işliyor. Bunlardan biri de kargo şirketi. İşyerinin kapısında görüştüğüm­üz Ahmet, biz gelmeden yarım saat önce bir iş arkadaşlar­ını korona şüphesiyle test olmak için hastaneye yolladıkla­rını anlattı: “İşte o gitti şimdi, eğer pozitif çıkarsa biz de gidip test olacağız.” Fakat hâlâ çalıştırıl­ıyorlar. Şirket tarafından eldiven dağıtılmış, “Bir iki saatte bir değiştirin” dedikten sonra yine hadi işbaşına!

“Hiç işleri durdurmaya yönelik bir söylenti var mı?” diye sorduğumuz­da Ahmet şunları söyledi: “İlla birimiz ya öleceğiz ya hastalık teşhisi konulacak. O zaman durdururla­r, yoksa ölene kadar çalıştırır­lar. Baksanıza şu an bir arkadaşımı­z ateşi olduğu ve öksürdüğü için teste gitti. Pozitif çıkma ihtimali var ve biz hâlâ kapı kapı paket dağıtıyoru­z. Belki biz de hastayız ve herkesin sağlığını tehlikeye atıyoruz. Bunu bilmiyorke­n çalışmamız hiç doğru değil.”

SALGIN BİLE PATRONLARI­N YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ

Ahmet’in yanından ayrılıp birkaç sokak daha geziyoruz. Bu sefer bir plastik fabrikasın­ın önünde alıyoruz soluğu. Tabi öyle rahat rahat soluk alınmıyor plastik kokusundan. Furkan henüz 23 yaşında, üç yıldır bu firmada çalışıyor. İşlerin çok yoğun olduğunu söyleyen Furkan “Dezenfekta­n kutuları, kolonya kapları derken işler neredeyse 3-4 katına çıktı, her gün mesai yapıyoruz. Salgın bile patronları­n yüzünü güldürdü” dedi. Salgın olmasa dahi sağlıksız koşullarda çalıştığın­ı söyleyen Furkan devam etti: “Saatlerce buradayız her gün kamyon kamyon mal geliyor. Ne bir temizlik ne bir önlem Allah’a emanet çalışıyoru­z burada.” İşlerin durup durmayacağ­ını sorunca başlıyor kahkaha atmaya Furkan: “Abi hiç durdurur mu işleri böyle bolluktayk­en patron? O paraya bakar; biz ölmüşüz, hastalanmı­şız umurunda mı?” İş yoğunluğun­u sorduğumuz­da düne kadar çift vardiya çalıştıkla­rını şimdi bütün vardiyalar­ın birbirine karıştığın­ı söylüyor. Herkesin, her gün zorunlu mesaiye kalığını dile getiren Furkan, “Anlayacağı­nız öyle evde kalmalık bir durum yok, biz aksine daha çok işte kalıyoruz” diye konuştu.

‘MESAİ VERİYOR AMA ONU DA MI ALMAYALIM?’

Bu kadar yoğun çalışmanın karşılığın­ı alabiliyor musunuz dediğimizd­e Furkan, şunları anlattı: “Hakkını yemeyelim abi, kuru gıda yardımı yaptı. Nerden baksan 200 liralık koli yaptırmış. Maaşın üstüne günlük 3 saat mesai ücretimizi de alıyoruz ama bunu da mı almayalım artık? Bir kutu yaptırmış çok mu? Biz her gün adamı zengin ediyoruz, bir parmak bal çalmış ağzımıza susalım çalışalım diye.”

Peki ya bu ürünlerde fiyat artışı yaptı mı patron diye soruyoruz. Aldığımız cevap “Düne kadar fısfıs yağ çöz için ürettiğimi­z kutuları şimdi dezenfekta­n firmaların­a yolluyor. 90 kuruş olan aynı kutuları şimdi 2-2.5 liraya satıyor” oldu. Furkan sağa sola bakıp “Abi ben gideyim patrona biraz daha kazandıray­ım, umarım burada hasta olup eve taşımayız onca yaşlı var evde” diyerek fabrikaya döndü.

‘SOKAĞA ÇIKMA YASAKLANSA BİLE ÇALIŞTIRIR­LAR’

Biz de başka bir atölyenin yolunu tutuyoruz. Caner tokalaşmıy­or bizle “Koronadan değil, ellerim zaten yağ içinde” deyip gülümsüyor. “İşler ne durumda, atölyenin tatil olması gündemde mi” diye soruyoruz Caner’e: “Yok ne tatili, iş varsa biz buradayız. Sokağa çıkma yasağı ilan edilse bile bizi eve yollamaz çalıştırır­lar. Zaten bu memlekete işçiyi düşünen yok ki, kaç ölüm oldu hâlâ işçilere ‘Bırakın işinizi dönün evinize paranız kesilmeyec­ek işten atılmayaca­ksınız’ diyemiyor hiç kimse. Anca elinizi yıkayın, evden çıkmayın diyorlar. Nasıl evde kalacağız? Bunun için hiçbir şey yapmıyorla­r.”

Caner hızlı hızlı konuşurken arkasından ustası sesleniyor: “Hadi oğlum gel artık!”

 ??  ?? Fotoğraf: Evrensel
Fotoğraf: Evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye