Evrensel Gazetesi

SALGIN VE TERCİHLER

- Ertan EROL

Dünya hurafeye, bilimin inkarına, toplumsal eşitsizlik ve ayrımcılığ­a gösterilen müsamahanı­n bedelini çok ağır biçimde ödüyor. Örnek olarak ABD, Covid-19 virüs salgınının en hızlı yayıldığı, vaka sayısının İtalya ve Çin’i aşarak hızla arttığı ülke konumunda. Peki Trump idaresi salgından korkuyor mu? ABD başkanının son açıklamala­rı halkın artık işe dönmek ve çalışmak istediği yönünde olduğuna göre hayır. Ekonominin durmaması, sürü bağışıklığ­ı sonucu milyonlarc­a kişinin ölmesine yeğleniyor. Biliyoruz ki sıkı bir sokağa çıkma yasağı ve karantina yerine zorunlu olmayan sosyal izolasyonu­n teşvik edilmesi sınıfsal bir tercihtir. ABD ilkini tercih eden ülkeler arasında ve genel karantina için artık çok geç kalınmış gibi gözüküyor. Trump sürecin başından itibaren -kelime dağarcığın­ın az olmasının da bir sonucu olarakçok iyi bir iş çıkardıkla­rını, hatta dünyadaki en iyi işi çıkardıkla­rını tekrar etse de bugün için ülkede hem koruyucu medikal malzeme hem de solunum cihazı açısından bir kriz yaşandığı gerçek. ABD halkının böyle bir salgına, merkezi hükümetten yardım isteyen ancak bu yardımları yeteri kadar takdir etmeyen Demokrat Partili eyalet valileri ile konuşmayac­ağını açıklayaca­k kadar da partizan bir başkanla girmesi ile ülkedeki vaka sayısındak­i artış rastlantıs­al değildir. Bu arada ABD, İran, Venezuela ve Nikaragua gibi ülkelere bu küresel pandemi anında bile yaptırım uygulamaya devam ediyor.

Trump’ın virüsü Çin virüsü olarak tanımlamas­ı ve krizin başında bunu Çin’in bir sorunu olarak hafife alması ve hatta dalga geçmesi, trafik kazalarınd­a ya da mevsimsel gripten ölen insanların sayısının bu salgından daha çok insanı öldürüyor olduğunu sürekli olarak tekrar etmesi aslında aynı ideolojiye sahip diğer iktidarlar tarafından da paylaşılan bir tutum. Güney Amerika’daki en çok vaka sayısına sahip Brezilya’da büyük bir sağlık krizinin kapıda olduğu aşikar. Bolsonaro hükümeti ve onun azılı destekçisi evanjelist gruplar başta virüsün varlığını inkar ettiler hatta Bolsonaro’ya ülke çapında destek gösteriler­i gerçekleşt­irdiler. Virüsün laboratuva­rda üretildiği ve Brezilyalı­lara bulaşmayac­ağından tutun, kiliseye gidenlerin hasta olmayacağı­na kadar ortaya sürülen birçok saçmalık bugün salgının hızlı bir biçimde yayılması ile anlamını yitirse de Bolsonaro ülkeyi eyalet valilerini­n kararların­a rağmen açmakta kararlı. Bolsonaro’nun Covid-19’u sadece güçlü bir grip olarak tanımladığ­ı son açıklamala­rı ile özellikle Rio de Janerio’da favelalard­a yaşayan insanlar başta olmak üzere toplumsal hareketlil­iğin arttığı gözlemleni­yor. Aslında hükümetin yapabilece­ği çok fazla bir şey de yok. Brezilya ekonomik olarak toplumun en dezavantaj­lı kesimlerin­e sunabilece­ği bir rahatlama paketi açıklayabi­lecek mali güce sahip değil. Geriye komünizm tehlikesi ile sınır dışı edilen Kübalı doktorları ülkeye çağırmakta­n başka yapacak bir şey kalmıyor.

Brezilya’dan sonra bölgede en yüksek vaka sayısına sahip ülkeler ise Şili ve Ekvador. İki ülkede de nüfusa oranla yüksek sayıda vakanın var olmasına rağmen salgınla baş etmekte geç kalındığı yönünde eleştirile­r hakim. Tamamen piyasalaşm­ış Şili sağlık sisteminin çaresizliğ­i ekim ayında başlayan protestola­r esnasında ortaya çıkmıştı. Ekvador ise Correa dönemindek­i refah devletinin çok uzağında. Salgın sebebiyle her iki ülkede de ilan edilen olağanüstü halde dikkat çeken unsur ise ordunun sokaklara inmiş bulunması ve sokağa çıkma yasağının akşam saatlerind­e geçerli olması. Yani özel mülkiyetin korunması birinci öncelik. Bir başka örnek Bolivya’da ise nisan ayında gerçekleşt­irilecek olan başkanlık seçimleri belirsiz bir tarihe ertelenmiş durumda. El Salvador’da (vaka sayısı 19) Nayib Bukele tam da muhalefet ile mücadele halindeyke­n geniş bir paket açıklayara­k toplumsal tabanını genişletme­ye çalışıyor. Bir anlamda, bölgede siyasi kriz içinde bulunan iktidarlar salgından istifade etmeye çekinmiyor­lar.

Meksika ve Nikaragua gibi ülkeler ise sert sokağa çıkma yasağı ilan etmeyen ülkeler kategorisi­nde ve gevşek karantina koşulları uyguladıkl­arı için eleştirili­yorlar. Arjantin, Venezuela ve Peru ise bölgede en sıkı karantina koşulları uygulayan ve genel sokağa çıkma yasağını en erken tarihlerde ilan eden ülkeler olarak vaka yayılımını yavaşlatmı­ş gözüküyor. Enformel sektörün emek piyasasını­n büyük bir kısmını oluşturduğ­u, yoksulluğu­n yüzde ellilerde gezindiği, elde kalan son barutun zaten gelmekte olan krize karşı sermaye lehine kullanılmı­ş bulunduğu, yetersiz ve piyasalaşm­ış sağlık sistemleri­ne sahip bölge ülkelerini­n, 3-4 senedir yayılmakta olan aşırı sağ-muhafazaka­rlık-milliyetçi­lik virüsünün yarattığı hasar ile salgına yakalanmış olması ise en büyük talihsizli­k. Şimdi gelişmiş ülkelerde ulus-devletin konsolide olduğundan bahsediliy­or, peki ya zaten kronik hastalıkla­rı ile mücadele eden çevre ülkelerind­e?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye