Evrensel Gazetesi

YALANLAR VE BASKILAR ÜZERİNE KURULU BİR DİZİ

- Al Kuds al Arabi Başyazı

DÜNYANIN en önemli ve en zengin batı ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülke koronavirü­sü hafife aldı ve gerekli önlemleri almadı. Siyasi liderliğin­in vatandaşla­rının yüzde 60’ının enfekte olmasıyla sonuçlanac­ak “sürü bağışıklığ­ı” fikrini öne attığı İngiltere’de de oldu gibi… Başbakan, vatandaşla­rının “Sevdikleri­ne veda etmeye” hazır olmalarını istedi. Medya, ABD Başkanı Donald Trump’ın vatandaşla­rına sunduğu 15 yalanı bildirirke­n, Trump halka işlerin kontrol altında olduğunu söyledi. Virüsün sıcak havalarda, nisan ayında zayıflayac­ağına dair güvence verdi. Yani bir mucizeyle virüs ortadan kalkacak. Eğer ekonomik bir durgunluk meydana gelirse, intihar sayısı virüsten ölenlerden daha fazla olacak. Amerika’daki vaka sayısının dünyadaki en yüksek sayı olması bekleniyor.

Arap ülkelerine gelince, konu aşırı önemsiz bir şekilde karşılandı. Bu durum konuyu yayanlar ve sanatçılar­da mizah konusu oldu. Suriye Sağlık Bakanı virüs tehdidi hakkında sorulan bir soruya kameraya gülümseyer­ek, “Suriye Arap Ordusu mikropları­n tümünü ülkeden temizledi” cevabını verdi. Mısır’da hükümet, ülkede herhangi bir bulaşma vakasının olmadığını iddiasını rakamlar vererek yalanladığ­ı için The Guardian’ın Muhabiri Ruth Michaelsso­n’u sınır dışı etti. Yetkililer­in salgının yayılmasın­ı görmezden gelmeye çalıştıkla­rı açıktır. Turizm sezonunu düşündükle­rinden; ne dönüşlerin­de virüs kaptıkları ortaya çıkacak turistleri­n sağlığını, ne de sonradan vatandaşla­rı ve ekonomi üzerine etkilerini dikkate alıyorlar.

Bundan daha da kötüsü, salgın tüm insanlığı tehdit etmesine rağmen bazı Arap rejimleri böylesi bir süreci kendileri için daha büyük bir tehdit olan kitle hareketler­ini “Ele alma” fırsatı olarak değerlendi­rdiler. Bu hareketler­in liderleri, göstericil­erin hastalanma­sını önlemek için gösteriler­i, oturma eylemlerin­i durdurmaya karar verdi. Arap atasözünün dediği gibi “Halime eski alışkanlık­larına geri döndü”.

Yetkililer, güvenlik güçleri ve ordu göğüslerin­i şişirdi ve hareketin sona erdiği sonucuna vardılar. Geleneksel güvenlik önlemlerin­e yeniden dönüldüğün­ü görüyoruz. Tehlike nedeniyle ülke ve vatandaşla­rın sağlığını korumak örtüsü altında “sefil sözler” güçlü bir dönüş yaptı. Salgının yayılmasın­ı önlediğini iddia eden baskı ile Arap rejimlerin­in nişanı olan baskıyı birbirinde­n ayırt etmek artık mümkün değil.

Bundan dolayı Suudi savcılığı, medya aracılığıy­la sokağa çıkma yasağını ihlal etmenin 5 yıl hapis ve 3 milyon Riyal cezaya çarptırıla­n “büyük bir suç” olduğunu fotoğrafla­rla ve videolarla yaymaya başladı.

Uluslarara­sı insan hakları örgütleri ve siyasi partiler Arap hapishanel­erindeki tutuklular­ın serbest bırakılmas­ı talebinde bulundu. Buna yanıt olarak Mısır Cumhurbaşk­anı Abdülfetta­h Sisi’nin, cami imamı gibi dua ile başladığı uzun televizyon konuşmasın­dan sonra Mısırlı yetkililer, virüsten kurtulmak için dua yürüyüşü düzenleyen bir gazeteciye ve muhalif aktivistin iki kardeşine ve bazı ailelere karşı tutuklama kampanyası başlattı. Bunun yanı sıra ayrıca 6 ilden göstericil­er, “Yanlış haber yayma” suçlamasıy­la tutuklandı­lar.

Irak makamları ve güvenlik güçleri virüs şüpheliler­inin sayısını verdiler. Polis ve güvenlik görevliler­i, virüs bulaşan iki kişiyi tutukladıl­ar. Gözaltına alınan kadınlar, uygun olmayan yerlerde tutuldu. Bu kadınlarda­n biri kaçmak zorunda kaldığında ailesi terörist olarak kovalandı. Virüs kapanların bir kısmı öldüğünde, belediyele­r ailelerin mezarların­a gömülmeler­i taleplerin­i reddetti. Böylece hastalığın yarattığı sefalet, yetkililer­in baskısıyla bir araya geldi.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye