İKTİDAR BİZİ GÖZDEN ÇIKARMIŞ

İktidar resmen açıklamasa da uyguladığı politikalar ile “sürü bağışıklığı” sistemini benimsiyor. Yani ölen ölür, kalan sağlar bizimdir politikası. Salgına karşı tedbir almakta çok geç kaldı. Zaten başta salgını ciddiye almadı. Umre olayı bunun göstergesi. Fakat, baştan ciddiye almasa da, tedbir almada geç kalsa da, işin ciddiyeti herkes tarafından kavrandıktan sonra dahi alması gereken tedbirleri almamakta ısrar ediyor. Sokağa çıkma yasağı, karantina gibi tedbirleri uygulamıyor. Salgının zararlarını azaltmak için devlet olanaklarının tümünü seferber etmiyor. Pansuman tedbirlerle idare etmeye çalışıyor.

İktidar ortağı trafik kazalarında her gün Kovid-19 salgını nedeniyle ölenden daha fazla insan ölüyor diyerek bakış açılarını veciz bir biçimde ifade etti.

İktidarın bu politikası sonucunda açık ki, salgın süreci ülkemizde uzayacak. Bir, iki ayda bu beladan kurtulamayacağız. Hastalığın bulaştığı kişi ve ölüm sayısı her geçen gün artacak, İtalya ve İspanya ile yarışacağız.

Salgını en az kayıpla atlatma tedbirleri almayan iktidar, her zaman en iyi yaptığı şeyi; yandaşlarına rant aktarma ve yandaşı olmayanları suçlu ilan etme taktiğini bu koşullarda dahi uygulamaktan vazgeçmiyor. Açıkladığı ilk pakette; uçak şirketlerini, inşaat şirketlerini, yandaş patronları korumaya çalışıyor. Umre, kararının yanlışlığını gözlerden gizlemek için, “Sizinkiler de Avrupa’dan, Abd’den geldi” diye muhalifleri güya karalamaya çalışıyor. Sanki, ABD ve Avrupa’dan gelenleri muhalefet karantinaya alacakmış gibi ya da kapıları muhalefet kapatacakmış gibi…

Bu koşullarda bile, umre olayını eleştirenlere dini ayrıştırma ile cevap veriyor. Umreye gönderme kararının yanlış olduğunu kabullenmek yerine, bu eleştiriyi dinsizlerin dine saldırısı olarak göstermeye çalışıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesini karalamak için pazar sabahı saat altıda topluca otobüslere binip, bunu sosyal medyada paylaşmak ise iktidar yandaşlarının niteliğini ve neler yapabileceklerini gösteriyor.

Daha şimdiden, salgının neden olduğu insan kaybı ve diğer kayıpların sorumluluğunu muhalif belediyelere ve partilere yükleme hazırlıklarına başladılar.

Halktan para toplama kampanyasının ihtiyacı olanlara bir faydası olmayacak. İhtiyacı olanların nasıl tespit edileceği belli değil. Toplanan paranın kime ne kadar verileceği belli değil. Bunun kuralı oluşturulmamış. Elimizde bir ihtiyaç sahibi listesi var diyorlar. Biz o listeyi daha önce, seçimler sırasında, dağıttıkları paralar, makarnalar ve kömürler uygulamasından biliyoruz. Toplanan paraları da bunlara dağıtacaklar.

İhtiyacı olanlara dağıtacak kadar devletin parası olmadığını dolaylı olarak söyleyen iktidar, hiçbir sonuç alamayacağı belli olan ve sadece İhvan liderliği iddiasını sürdürmek amacıyla Suriye ve Libya’da para saçmaya devam ediyor.

İktidardan bize fayda yok. Bizi gözden çıkarmış. O halde kendi başımızın çaresine bakacağız. Birleşeceğiz. Örgütleneceğiz. Kendi başımızın çaresine bakacağız. Kendimizi koruyacağız. Bizi gözden çıkaran iktidara yol vereceğiz.