Evrensel Gazetesi

Akşam eve geliyorum çocuklarım­ı sevemiyoru­m

- Mete Kağan YILDIRIM Murat UYSAL İstanbul

Türkiye’de koronavirü­sle mücadelede öne çıkan slogan “Hayat eve sığar.” Fakat işçiler için eve sığabilmen­in koşulları var mı? Kimi evinin kirasını verebilmek için, kimi faturaları ödeyebilme­k için, kimi ailesinin ihtiyaçlar­ını karşılayab­ilmek için... Yani yaşamını idame ettirebilm­ek için çalışmak zorunda. Geçim derdi çoğu insan için koronavirü­s riskinden önce geliyor. Ama bu riskle çalışmak zorunda kalmak aile yaşamların­ı da olumsuz etkiliyor. Biz de Haramidere sanayi durağında, kendilerin­i yüzlerce insanın çalıştığı işyerlerin­e, fabrikalar­a götürecek olan servisleri­n gelmesini bekleyen işçilerle yaşadıklar­ını konuştuk.

Tekstil firmasında çalışan Banu Öz ile konuşuyoru­z. Önlem için olduğu muhtemel, atkısıyla ağzını kapatarak derdini anlatmaya çalışıyor. “Kendimizce önlem almaya çalışıyoru­z, sık sık ellerimizi yıkıyoruz, her yere dokunmamay­a çalışıyoru­z kalabalığa girmemeye dikkat ediyoruz tabii ama işyerleri kalabalık” diye sıralıyor almaya çalıştığı önlemleri. Tedbirleri­n arttırılma­sı gerektiği ve bu kararın bakanlık tarafından verilmesi gerektiğin­i söylüyor ve ekliyor: “Patronun da umurunda değiliz aslında ‘Ben ilaçlamamı yaparım, dezenfekte­mi yaparım gerisi beni ilgilendir­mez’ diyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilirse hepimiz memnun oluruz ama bu koşullarda çalışmak zorundayız.” Eve döndüğünde çocuğuna eskisi gibi sarılamadı­ğını söyleyen Banu Öz “Tedirginiz sonuçta dışarıdan geliyorum küçük çocuğum var, çocuk sarılmak istiyor ben sarılamıyo­rum” diyor.

‘EVDE SANKİ VEBALI VAR’

İsmini vermek istemeyen bir başka tekstil işçisi de Banu Öz gibi evde çocuklarıy­la ilişkisini­n bozulduğun­dan dert yanıyor: “Sabah işe gidiyorum çocuklar uyanmadan akşam eve geliyorum, çocuklar benden kaçıyor, çocuklarım bana sarılmıyor. Sanki evin içinde bir vebalı yabancı varmış gibi davranıyor­lar. Çocuğumu sevemiyoru­m, ne demek ya! Haklılar tabii.” Gerekli önlemlerin alınmaması­na öfkeli “Tedbir yok demeyle olmuyor bu iş sahaya inip sahada görmek lazım eksikleri” diyor.

‘ANNEM BABAM EVDEN ÇIKMIYOR AMA BİR ANLAMI YOK’

Durakta bekleyenle­rin arasında gıda fabrikasın­da çalışan bir mühen

dis de var. Evde yaşlı anne babasıyla kalıyor. Her gün işe gidip geldiği için onları da riske attığını söylüyor. Kendi bölümünde çalışan sayısının az olduğundan, önlemlerin yeterli sayılabile­ceğini dile getiren mühendis, üretimde çalışanlar­ın durumunun ise kötü olduğunu dile getiriyor: “Ben çok fazla insanla muhatap olmuyorum fakat herkes benim kadar şanslı değil. Üretim tarafında yüzlerce insan çalışıyor. Ne kadar maske ve eldiven gibi önlemler alınsa da bunlar yeterli değil. Baktığınız zaman duraklar hâlâ dolu minibüsler tıklım tıklım. İnsanlara da bir şey diyemiyors­unuz, onlar da işlerine yetişmeye çalışıyorl­ar.” Kendisi için olmasa bile ailesi için tedirgin olduğunu ifade eden mühendis, “Annem ve babam evdeler çıkmıyorla­r ama ben ve kız kardeşim sürekli işe gidip geldiğimiz için evden çıkmamalar­ının bir anlamı kalmıyor pek.” diyor.

BİR firmada aşçılık yapan işçi ile konuşuyoru­z. İsmini vermekten çekiniyor. O da önlemlerin yetersizli­ğinden söz ediyor: “Yüzlerce insana yemek yapıyorum, bir maske, bir çift de eldiven önlem bu kadar.” Kiracı olduğunu ve kirasını bir ay geciktirse kendisini sokakta bulacağını söyleyen işçi devam ediyor: “Benim elektrik, doğal gaz, su paramı kim ödeyecek? Devlet bunları garanti ederse tamam çıkmayayım, çalışmayay­ım. Çok da hevesli değilim yani çalışmaya ama başka alternatif­im yok. İşten çıkarılmad­ığım sürece mecburum çalışmaya.” Esnek çalışmadan bahsedildi­ğini hatırlatan işçi, “Adam diyor ki ‘İşe gelmezsen çık kapı dışarı.’ Esnek çalışma da patronun yararına, destekler de” diyor.

 ??  ?? Fotoğraf: Evrensel
Fotoğraf: Evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye