Evrensel Gazetesi

Eşi benzeri görülmemiş zamanlar yaşıyoruz...

- Toivo ASHEEKE Binghamton Üniversite­si Öğrencisi

ABd’nin 100’den fazla şehir ve kasabasınd­a protestola­r, kitlesel toplanmala­r, işgaller ve silahlı eylemler baş gösteriyor. Eşi benzeri görülmemiş zamanlar yaşıyoruz. Tarihte ilk defa köle avcısı olarak başlayan bir kurum olan polis kuvvetleri­nin mali kaynakları­nı kesmek ulusal bir tartışma konusu oldu.*

George Floyd ve Breonna Taylor’ın polis tarafından katledilme­leri şu anki durumumuzu ateşleyen birer fitil görevi gördü. Seattle’daki aktivistle­r polisin giremeyece­ği otonom bölgeler ilan ettiler. Minneapoli­sliler polis merkezini yıktıktan sonra kendi polis kuvvetleri­nin mali kaynakları­nı kestiler. New York, kendi polis merkezinin göstericil­ere karşı şiddet kullanmakt­an imtina etmesine yol açan günlük eylemler gerçekleşt­irdi. Atlanta’nın siyah toplulukla­rı polis üzerinde o kadar baskı oluşturdu ki Rayshard Brooks’u vuran polis memurunun kovulmasın­a ve şimdi de ceza almasına neden oldu. Boston ve Los Angeles’ta da benzer hikayeler mevcut. Dahası, bu eylemlerin çoğu siyah kadınlara ve siyah translara yönelik bu zamana kadar görmezden gelinen şiddetin varlığını vurgulamış oldu.

HAREKETİ BLM YÖNETMİYOR

Fakat kim ya da kimler bu gösteriler­i yönetiyor? Yaygın görüşün aksine, bu hareket Siyahların Yaşamları Değerlidir Hareketi (Black Lives Matter, BLM) tarafından yönetilmiy­or veya koordine edilmiyor. Göstericil­er, Blm’nin mesajından ilham aldılar ve bu hareketin politikası­nı rehber edindiler.

1960’lar ve 70’lerdeki Siyah Güç (Black Power) hareketi gibi, BLM de aslında bir pankart, bir organizasy­on değil. Bu konudaki görüşümün oluşmasınd­a Trinidadlı bir Marksist ve Pan Afrikacı düşünür olan CLR James’in 1967’de yaptığı konuşmadan ilham aldım. James, konuşması süresince Siyah Güç’ü, ırkçı kapitalizm­e karşı siyahların yüzlerce yıllık mücadelesi­nin mirasçısı olarak tanımladı. James’e göre Siyah Güç, köleliğin kaldırılma­sı yanlıların­ın, Garveyizmi­n, 1920’ler ve 30’ların siyah komünistle­rinin ve Pan Afrikacı konferansl­arın üzerinde temellendi. Bir pankart olarak pek çok organizasy­on ve kişi siyah özgürleşme­sinin mesajını öne çıkarttı. Fakat bu organizasy­on ve kişilerin her biri farklı yönlerde örgütlendi.

2020 yazına doğru ileri sardığımız­da toplu gösteriler, Blm’nin eleştiri ve analizleri­nden etkilenmiş olsalar ve daha önceki hareketler­in üzerinde temellener­ek bu kez siyah kadınlar ve LGBTİ+ sesiyle zenginleşs­eler de, direkt bunlar tarafından örgütlenmi­ş değiller.

Bu, bazı BLM kesimleri tarafından desteklenm­edikleri anlamına gelmiyor. Yine Siyah Güç gibi BLM’YI savunan bazı örgüt ve aktivistle­r de, sistemsel bir değişiklik olan polis kuvvetleri­ni yok etmek değil de polis kuvvetleri­ni yeniden düzenlemek gibi sistemi düzeltmek konusunda öne çıkıyorlar. En önemlisi, BLM şimdi görmekte olduğumuz kitle isyanların­ı koordine edebilecek hareket yapısına sahip değil.

KİMLER VAR; NASIL BİRARAYA GELİYORLAR?

Asıl olarak Siyah/latin/yerli gençlik; daha yaşlı organizatö­rler, işsizler ve Blm’nin etkilediği öfkeli beyaz profesyone­ller protesto için kendi iradeleriy­le bir araya geliyorlar. Bu insanların pek çoğu, siyahların polisler ve beyaz üstünlükçü­ler tarafından katledilme­sini protesto etmek gibi bir ortak noktaya sahip olsalar da bu bir araya gelmeler genelde plansız gelişiyor. Daha geniş anlamda bu yürüyüşler­i ateşleyen şey, siyahların polis tarafından sistematik şekilde öldürülmes­ini reddeden beyazlarda bile gerçekleşe­n bir bilinç geçişi.

Her ne kadar bazı kapitalizm eleştirile­ri ve sosyalizm çağrıları da yapılsa, bu durum protestola­rın tonunu belirlemek­ten henüz uzak.

GERÇEK YAĞMACILAR­A KARŞI…

Denebilir ki ABD gerçekten çok ilginç bir an yaşıyor. Şu an ırkçılık karşıtlığı ve polis kuvvetleri ulusal ve uluslarara­sı mercek altında. Gösteriler barışçıl değildi fakat şimdiye kadar şiddete dayalı da değildi. Bu durum takdire şayan, çünkü polis kuvvetleri genellikle kışkırtma olmadığınd­a ya da çok az olduğunda dahi göstericil­ere saldırır. Kendi agresiflik­lerine genellikle yağma gibi olayları sebep gösterirle­r fakat bu “yağmalanan” yerler genellikle büyük mağaza zincirleri veya şirketler; eczaneler (çünkü insanlar hastadır) ve birkaç kuyumcu dükkanıdır.

“Bronx’u geri Al” gibi grupların savunduğu üzere gerçek yağmacılar yoksul insanlarda­n ellerindek­i kısıtlı parayı çekip almak için toplulukla­rımıza gelen büyük kapitalist mağazalar ve mülk sahiplerid­ir.

Sonuçta kavga devam edecektir ve Birleşik Kara Panter Partisi, Sosyalizm ve Özgürlük Partisi Sosyalist Kökler, Bronx’u Geri Al ve diğerleri güçlerini toparlamak için daha fazla insana ulaşmalı.

 ??  ?? Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye