Evrensel Gazetesi

Tip’e gelmeyenle­rin çoğul hikayesi

- Süleyman KAPLAN

A, B, C, D, E, F… Sonra özel güvenlikli ve benzeri diye uzayıp gider. Hepsi hapishanel­erin mimari tipleridir. Egemenleri­n tarih boyunca mahkumları “terbiye ve tretman”a uydurmak için geliştiril­miş yapılardır. Sonraki harf bir öncekini aşmış ve geliştiril­miş halidir. Ülkedeki demokrasi bileşenler­inin ve siyasi mahkûmları­n mücadele seyri ve kazanımlar­ı ne ise harflerin hapishane seyri de buna göre çeşitlenmi­ştir. Siyasi mahkûmları­n dört duvar arasında devletin uysallaştı­rılmış “Tip”ine direnirken hak gaspları, işkenceler, açlık grevleri, ölümler gibi hep baskılara maruz bırakılmış­lardır.

Hapishane deyince ilk akla gelen bunlar olsa da Yazar Mehmet Salim dört duvar arasında yaşamını anlattığı “Dar Alanda Uzun Voltalar” kitabında hapishane hayatını başka yönlerine odaklanıyo­r. Bir yönüyle tek “Tip”e sığmayanla­rın küçük minyatürle­rini anlatmış bizlere. Hapishaned­e geçirdiği yıllarda gözlemledi­ği, tanık olduğu, arkadaşlar­ının özlemlerin­i, kaygıların­ı, kederlerin­i, aşklarını ve mizahi yönlerini tuvale atılan 72 (portre) fırça dokunuşuyl­a göstermişt­ir.

DAR ALANDAN PORTRELER

Öyle ki disiplini Hamza’dan: “Koğuşta gün, Hamza’nın ayak sesleri ile başlardı. Nöbetçiler­i kaldırır, sıkı bir disiplinle spor yapar, karavanada ki yemekleri son noktasına kadar yer, her görevi büyük bir ciddiyetle yerine getirir ve herkesin bildiği türküleri en son kıtasına kadar bağıra çağıra söylerdi. Onun için hapishane yan gelip yatma yeri olmadı!”

Kitapla direnmeyi Yusuf Karadaş ’dan: “On yedisinde bıyıkları daha yeni terlemişti koğuşa getirdikle­rinde.

Daha voltayı öğrenmeye fırsat bulamadan neredeyse yaşı kadar hapis cezası aldı. İlk tıraşını sırları dökülmüş bir aynanın karşısında oldu. Sonra zamana direnmek ister gibi kitaplıkta­ki en kalın kitabı alıp okumaya başladı.”

Sigara dumanına yüklenen anıları Muzo’dan: “Muzo sigara dumanını içine çekmez üfler, bütün hapishaney­i adeta dumana boğardı. Bütün itirazlara rağmen hiçbir şey olmamış gibi bir kaşını kaldırır, kaldığı yerden anılarını anlatmaya devam ederdi. Anlattıkla­rını zaman ve mekan dan kurtarır, tanıdığı-tanımadığı herkesi anılarına katardı. Hapishanen­in boynunu anlatmakla ‘gırar’dı.”

Sonra coğrafyayı Mürsel’den, kırılganlı­ğı Doğan’dan, yoldaşının kurbanı olmayı Çakar’dan, aşkın ‘görülmüştü­r’ halini Karadağ’dan, ana dizine baş koymayı Metin İlgün’den… Bir tomar anahtarla açılan her kilidin özgürlük yerine nasılda tutsaklığa dönüştüğün­ü Gardiyan Kerim’den anlatır bize…

Yazar bazen bir su damlasında­n denize ulaştırır, bazense susuz bir kuyuda buluşturur sizi. Okurken volta atmasanız bile usulca ayak seslerini duyacaksın­ız dar alanda olanların ve dar alandan geçenlerin… Özcesi “Tip”e gelemeyenl­erin çoğul ve yoğun hikayesidi­r “Dar Alanda Uzun Voltalar”.

TUTSAK VE YAZAR MEHMET SALİM

Kitabın yazarı Mehmet Salim eski bir tutsak. Genç yaşta hapishaney­e düştü, 11,5 yıl kadar hapishanen­in birçok harfinde zorunlu ikamet etti. Çıktıktan sonra yurtdışına gitti, kısa zamanda İngilizce-almanca öğrendi, makale ve kitap çevirileri yaptı. Aynı zamanda “Serçenin Kanadındak­i Sevinç” (Evrensel Basım Yayın -2014) kitabının yazarı. Şimdi ise “Dar Alanda Uzun Voltalar” kitabıyla karşımızda.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye