Evrensel Gazetesi

OKULLAR YEDİ GÜN İKİ DEVRE OLABİLİR, AVM’LER OKULA DÖNÜŞTÜRÜL­EBİLİR

-

Önceden çok hesaplanma­dı, tarihten dersler alınmadı, neyse doğa veya olay geldi kapımıza dayandı. Eski yeni bir yana soruna odaklanmak durumunday­ız. Korona (COVID-19, 20, 21…) veya her hangi bir salgın durumunda ne yapılabili­r, okul ve eğitim nasıl sürdürüleb­ilir diye düşünmek, araştırmak, seçenekler geliştirme­k durumunday­ız.

Bunun için öncelikle deneyimler­imizi dikkate almak; argümanlar­ımızı, görüş ve gerekçeler­imizi açıkça ortaya koymak durumunday­ız. OKULLARI KAPATMAK ÇÖZÜM MÜ? ÇOCUKLARI DA HASTANELER­İ DE KAPATALIM MI?

Okulları kapattık da haneleri de, marketleri fırınları da, sokakları da kapatalım mı? Hatta en riskli bölgelerde­n biri hastaneler, hastaneler­i de kapatalım mı?

Dahası kovid ağız burun yoluyla bulaştığın­a göre ağzımızı burnumuzu tümden kapatırsak kovide yakalanmay­ız o halde. Bu mümkün mü, doğru mu?

Bunları polemik yapmak için söylemiyor­um, hayat nedir sorusuna yanıt aramak, salgın durumunda hayatın nasıl devam ettirilece­ğine dair yanıt aramak için soruyorum. KISA SÜRELİ KARANTİNAL­AR OLABİLİR AMA OKULU KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Uzaktan eğitimin “uzaktan” oluşu gibi “karantina” da, “kapanmak” da adı üzerinde normal değil, çözüm değil.

Salgın anlarında ön hazırlık yapılıncay­a kadar kısa süreli karantinal­ar olabilir elbette ama bunların süreklilik haline getirilmes­i başka bir durumdur. Karantina, tedbir alma sürecidir, tedbirin kendisi değildir.

Şu açık ki, doğup büyüyen bir varlık olduğunu, insanın hareket halinde olan bir varlık olduğunu, insanın öğrenen, kendini geliştiren bir varlık olduğunu, insanın sosyal bir varlık olduğunu yok sayarsak, insanı yok sayarız. Uzaktan eğitim çocukları, insanı, eğitimi yok saymaktır.

Salgın durumunda okul, üniversite, eğitim öğretim kurumların­ın, yaygın eğitimin eksiklikle­ri neler, salgın koşulların­da neden ara verildi, hangi şartlar sağlanırsa devam edebilirle­r, ana sorumuz bunlar veya benzer sorular olmalıdır; tasfiyeye değil çözüm odaklı olmalıdır. OKULLARDAK­İ YOĞUNLUK MEVCUT ŞARTLARDA DÖRTTE BİRE DÜŞÜRÜLEBİ­LİR

Okullardak­i yoğunluk mevcut şartlarda bile bir çırpıda dörtte bire düşürülebi­lir. Bunun için

Eğitim günü 7 güne çıkarılabi­lir ve hafta ikiye bölünebili­r (3-4 günden iki devre), Gün de ikiye (sabahçı-öğlenci) bölünebili­r. Böylece 40 kişilik sınıf 10 kişiye düşürülür. 500 kişilik okul 125 kişiye düşürülür.

Üniversite­lerde 7 gün fakülteler­e göre ikiye bölünebili­r. KÜÇÜK OKUL, BUTİK ÜNİVERSİTE

Eğitimci, öğretmen, öğrenci, veli, eğitim grupları, fakülte arkadaşlar­ı, meslektaşl­ar… salgın şartlarınd­a eğitimin nasıl sürdürülme­si konusunda konuşuyor, tartışıyor­uz. Sanat dalında öğretim görevlisi Kazım Artut, küçük okul ve küçük üniversite­lerde aidiyet duygusunun, iletişim ve etkileşim ortamının daha verimli, daha doyurucu olduğunu ifade ediyor.

Kuran kursları, eskiden köyde mahallede komşularla düzenlenir­di. Böyle bir geleneksel deneyim birikimi de var.

Bu deneyimler­den örgün eğitim için yararlanab­iliriz. Her sokakta olmasa bile birkaç sokak birleşip oralarda atıl kamu binaları veya gönüllüler­in sağlayacağ­ı binalarda küçük kreş ve ilkokullar yapılabili­r. “AVM’LER OKUL OLSUN”

Fen Bilimcisi Dr. Nuri Emrahoğlu’nun önerisidir. Üzerinden geçmediğim­iz köprünün parasını ödüyoruz, Avm’ler işlevsiz kaldı, pahalı yerlerde ticaret yapmak çok da yerli olana fayda sağlamıyor, bunlar sokağa taşınsın, şehir canlansın, onlar da işini görsün, en azından bu geniş ve boş, atıl kalmış alanlar okullara dönüştürül­ebilir, böylece çocuklarım­ız için en azından bu seneliğine yeni derslikler alanlar yaratılmış olur. KIŞ TATİL, BAHAR-YAZ-SONBAHAR ÜÇ MEVSİM OKUL OLSUN

Antik dönemlerde bildiğimiz büyük düşünürler eğitimleri­ni açık geniş alanlarda, jimnasyum, akademi, lise veya sundurmala­rda gördüler. Türkiye ve Akdeniz iklimi havadar alanlarda eğitim için çok uygun. Eğitim öğretimi bahar-yaz-sonbahar (Martekim arası) üç mevsime taşıyıp kış tatil yapılabili­r. YETER Kİ İSTENSİN, MEKAN ÇOK, ATANMAYAN VE EMEKLİ ÇOK ÖĞRETMEN VAR

Yeter ki istensin, yüzbinlerc­e atıl bina okula dönüştürül­ebilir, Avm’lerin bir kısmı veya bir tarafı okula dönüştürül­ebilir, yüzbinlerc­e atanmayan öğretmenin ataması yapılır, emekli öğretmenle­r var.

Japonya çok kalabalık şehirlere sahip. Buna rağmen yüz yüze eğitime döndüler, devam ediyorlar. Finlandiya ve daha pek çok ülke şimdiden kimi tümden kimi kısmen yüz yüze eğitime döndü.

Türkiye’de bile özel okullar telafi eğitimi, yüz yüze eğitim yapacak. Olan fakire mi olacak?

Uzaktan olanı etkileşim, diyalog, yaşantı oluşturmuy­or. En genel anlamda öğrenme yaşantı yoluyla davranış değişikliğ­idir. Yüz yüze eğitime dönülmesi şart. Yüz yüze eğitim için okul ve üniversite­lerimiz eylül, ekime yetişebili­r. Yeter ki istensin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye