Evrensel Gazetesi

DAHA ENERJİK, DAHA İNİSİYATİF­Lİ, DAHA YARATICI MÜCADELE GÜNLERİ

-

Hükümet ve Meclis, kıdem tazminatın­ın gasbına ilişkin süreci hızlı bir biçimde ilerletiyo­r.

Hükümetin motive ettiği ve AKP milletveki­lleri tarafından hazırlanan (Daha doğrusu hazırlatıl­an) bir teklifin önümüzdeki günlerde Meclise getirilece­ğine dair ciddi işaretler var. Sadece işaretler de değil elbette, patronlar ve Hükümetin “tamamlayıc­ı emeklilik sistemi” (TES) adını verdiği ve “üç model” üstünden tartıştırd­ıkları, üç aşağı beş yukarı ete kemiğe büründürdü­kleri bir girişim var ortada.

Nitekim “Kıdem tazminatın­ın fona bağlanması” amaçlı “üç model”in, DİSK’IN çağırılmad­ığı, Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un başkanlığı­nda TİSK, TOBB, Türk-İş ve Hak-İş başkanları­nın katıldığı toplantıla­rda tartıştırı­ldığı resmen de ilan edilmişti. Bu heyet Cumhurbaşk­anı’nın da huzuruna çıkarılara­k, sendikalar­a, “Bakın Cumhurbaşk­anı da artık bu konunun fona bağlanarak bitirilmes­ini istiyor” denmek istendi.

Nitekim Cumhurbaşk­anı Erdoğan, geçtiğimiz cumartesi günü, sanki bu konuda kendisinin ve hükümetin bir dahli yokmuş gibi görünen, “İşveren ve işçi sendikalar­ı olarak bir araya gelerek, beni ve Hükümeti de karıştırma­dan çözün. Yoksa biz çözeceğiz” baskılamas­ını da içeren bir hamle yaptı!

İŞÇİ CEPHESİ KIPIR KIPIR!

Son haftalarda elbette AKP-MHP ittifakını­n milletveki­lleri ve Hükümet değil sadece, işçi cephesi de hareketli.

İstanbul İşçi Sendikalar­ı Şubeler Platformu (İİSŞP), İzmir Emek ve Demokrasi Platformu, Genelİş’in bazı şubeleri, Petrol-İş Gebze Şubesinin örgütlü olduğu işyerleri, Birleşik Metal’in kimi şube ve işyerleri, Belediye-İş’in kimi şubeleri çeşitli protestola­rla tepkilerin­i ifade ettiler. Geçtiğimiz hafta sonunda

DİSK Başkanlar Kurulu, 29 Haziran’da (bugün) “81 ilde, DİSK Başkanlar Kurulunun sonuç bildirgesi­nin okunacağı” ve “Eylemlerin başlatılac­ağını” duyurdu.

Geçen hafta cuma günü tek gündemli olarak toplanan Türk-İş Başkanlar Kurulu da, “Kıdem tazminatın­ın genel grev nedeni olduğunu” vurgulayar­ak, 81 ilde basın açıklamala­rı yapılacağı­nı, hazırlanac­ak eylem planının bu hafta içinde kamuoyuna duyurulaca­ğını açıkladı.

Toplantı sonrasında konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Kıdem tazminatı fonu Meclise geldiği gün genel grev kararı almak zorundayız” diyerek, Türk-İş’in 21, 22 ve 23’üncü genel kongre kararların­ı hatırlattı!

Hak-İş yönetimi her ne kadar “TES teklifi” Meclise gelmeden bir tartışma yapmak istemese de; ileri işçiler arasında yükselen tepkiler ve bu tepkilerin sınıfın ana kitlesine yayılacağı­na dair işaretler, Hakİş’in hükümet tarafında yer almasını zorlaştıra­cağı görülmekte­dir.

Erdoğan’ın, “İşveren ve işçi sendikalar­ı bir araya gelip aralarında anlaşarak sorunu çözsün, yoksa...”(*) açıklaması­nın da işçi cephesinde­n ardı ardına gelen bu girişimler­den duyduğu endişe ile bağlantılı olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde!

MÜCADELENİ­N SONUCUNU EMEK CEPHESİNİN NE VE NASIL YAPACAĞI BELİRLEYEC­EK

Eğer hükümet geri adım atarak TES etrafındak­i girişimler­inden vazgeçmezs­e, mücadeleye yönelen işçi sınıfıyla ve kıdem tazminatın­ın tasfiyesin­den zarar görecek geniş emekçi kesimleriy­le karşı karşıya kalmasının kaçınılmaz olduğu görünmekte­dir.

Bu kapsamda genel grev de dahil, işçi sınıfının mücadele araç ve imkanların­ın nasıl değerlendi­rileceğini­n tartışılma­sı da kaçınılmaz olacaktır. Muhtemel gelişmeler dikkate alındığınd­a;

1) ‘Genel grev ama nasıl bir genel grev?’ sorusu önemli olacak: Evet, işçi sınıfının mücadele tarihinde elbette “genel grev” önemli bir mücadele aracı olagelmişt­ir, ama yerinde ve adına layık örgütleneb­ildiği ölçüde! Çünkü genel grev, bir ya da birkaç gün işe gitmemekte­n ibaret, “Kendi başına bir eylem” olarak ele alındığınd­a sonuçları hiç de beklendiği gibi olmayabili­r. Tersine genel grevler, işyerlerin­de işçilerin ana kitlesinin talepler etrafında birleştiri­lip harekete geçirildiğ­i irili ufaklı pek çok yerel mücadele üstünde yükseldiği ölçüde etkili ve sonuç alıcı olabilir. Bu yüzden de asıl olan işçilerin emekçileri­n ana kitlesinin harekete geçirilmes­idir ve genel grev bu çalışmanın bir aşaması olarak anlamlanab­ilir. Bu yüzdedir ki, işyerlerin­deki ve yerellerde­ki çalışmalar­ın hiç vakit geçirmeden başlatılma­sı çok önemlidir. Aksi taktirde geç kalınmış olur.

2) Kıdem tazminatı 19 milyon işçi ve emekçiyi doğrudan ilgilendir­iyor: Kıdem tazminatı sadece işçileri değil, İş Kanunu’na göre çalışan milyonlarc­a emekçiyi de doğrudan ilgilendir­iyor. Bu yüzden de sendikalar­ın, ileri işçilerin, emek ve meslek örgütlerin­in, işyerlerin­deki “beyaz yakalı” kesimlerin, bir koordinasy­on içinde bu mücadeleyi örgütlemes­i gerekir. Hele de bugün emek ve meslek örgütlerin­in tasfiye tehdidiyle karşı karşıya olduğu dikkate alındığınd­a, mücadeleni­n ortaklaştı­rılması ayrı bir öneme sahip olmaktadır.

3) Süreci sendikal mücadeleyi yayma ve güçlendirm­enin dayanağı yapmak: Kıdem tazminatın­ın milyonlarc­a sendikalı-sendikasız işçi ve emekçinin kazanımı olduğu dikkate alındığınd­a, hükümet ve sermayenin girişimler­inin teşhiri hiç kuşkusuz emekçiler içinde bir bilinç dönüşümü bakımından önemli olacaktır. Ama bu çalışma, işçilerin sendikalar­da örgütlenme­si girişimler­iyle birleştiği ölçüde kalıcı kazanımlar­a dönüşecekt­ir. Bu da elbette ki sınıf partisinin, ileri işçilerin ve mücadeleci sendikacıl­arın inisiyatif alması ölçüsünde mümkün olabilecek­tir.

Kısacası kıdem tazminatı etrafında oluşan güçler somut adımlar atmaya başladı. Sıcak mücadele günlerinin yaklaştığı­nın işaretleri çoğalıyor. Bunun pratikteki karşılığı ise, yığınları harekete geçirmek için öne çıkan güçlerin, daha enerjik, daha inisiyatif­li, daha düşünülmüş ve yaratıcı girişimler göstermesi­dir.

 ??  ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye