‘HAKSIZLIĞA İTİRAZ ETMEZSEK OLMUYOR’
İŞTEN atılma sürecini sorduğumuz Hayrullah, sözlerine şöyle başlıyor: “İşyeri OSB’YE taşınacaktı. Benim evim de oraya uzak bir noktada kalıyordu. Gittim patronla konuştum. Eğer uzun soluklu devam edeceksem bu işe, evimi taşımaya razıyım. Malum salgın süreci iş bulmak kolay olmuyor. Tamam dediler. İyi olur dediler. Ben çocukluğumu geçirdiğim, ailemin orada olduğu mahalleyi bırakıp iş için başka yere taşınmayı göze almıştım.” Sonrası… Hayrullah’tan dinleyelim: “Malum pandemi sürecindeyiz. Grip oldum. İşe gittim. Az kişiyle çalışıyoruz. Grip olduğumu söyledim. Bana denilen şey ise bir hafta evde dinlen ücretinden de kesmeyeceğiz oldu. Yani bir haftalık ücretli izin verildi bana. Bu süre bitince tekrar işe başlamak istedim. Arıyorum kimse telefonlarıma çıkmıyor. Bu durum hayır değil diye düşündüm. Tekrar işyerinden bana dönüş oldu. İşine son verilecek gel işlemleri yapalım dediler. Ben de sordum hani işten atmak yasaktı diye. Verilen tarihin dolmasını bekledik cevabını aldım.”
İşyerine gittiğinde çıkışını imzalamasının istendiğini aktaran Hayrullah şöyle devam ediyor: “Ben de imzalamadım. Hatta işten atmanın yasak süresi dolmamıştı bile. İmzalamam dedim. O zaman ücretsiz izin veririz sana dediler. Şimdi işçilere reva görülen işten atılmak ya da 1000 lira gibi komik bir ücret ile geçinmek. Evim kira nasıl 1000 lira ile geçineyim, bana bir şey kalmıyor ki? Ücretsiz izni de kabul etmediğimi ifade ettim. Mahkeme yolunu deneyeceğimi söyledim. Hakkım değil mi? Öyle de yaptım. Kime başvurursan başvur dediler. İçeride alacağım da kaldı. İl dışında fazla mesaili çalışmaya yolladılar beni. Mesai ücretlerim ödenmedi. Kısa süre çalıştığım için kıdem hakkım olmadı. Sadece 14 günlük ihbar tazminatım ve içeride kalan aylık ücretimin verileceği söylendi. Mesailerimi istediğimde hakkın bu kadar dediler.”
“Haksızlığa itiraz etmezsek olmuyor” diyen Hayrullah, hakkını aramaya devam edeceğini söylüyor. Hayrullah’ın sorduğu esas soru ise “Hani işten atmalar yasaktı?” oluyor.