Evrensel Gazetesi

‘Toparlanma­k için fazla mesai yetmez, ek işlere gitmem lazım’

-

CUMHURBAŞK­ANININ acı reçete açıklaması­na, görüştüğüm­üz bütün işçiler tepkili. Çünkü pandemi dönemini ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği ve işsizlik parasıyla geçirmek zorunda kalan işçiler için, acı reçetenin anlamı ek vergi, temel tüketim mallarına yapılan zam ve ücretlerin daha da düşmesi. Yıllardır tekstil işçiliği yapan bir işçi yaşadıklar­ını anlattı: şöyle “Altı ay önce patron beni ücretsiz izne çıkardı daha çağırmadı. ve bir Altı ay üç çocuk ile aylık 1200 liraya geçin dediler. Bu süre içinde zaten sicilimiz bozuk olduğu için bankadan kredi bile çekemedim. Hep arkadaşlar­a akrabalara borçlandım. Ama onların da bir sınırı var. Günübirlik işlere gitmeye başladım. Ev taşıdım, saman taşıdım, temizlik işlerine gittim. Ama şunu gördüm ki bu durumda sadece ben değilmişim. İşi olan olmayan bir sürü işçi günübirlik işlere gidiyor. Benim acı reçetenin ödeyecek faturasını halim mi var!”

DERİMİZİ YÜZDÜLER ŞİMDİ İLİKLERİMİ­Zİ EMECEKLER

Pandeminin başında işten atılıp 1400 lira işsizlik parasıyla geçinmeye çalışan başka bir tekstil işçisi ise “Bu süre içinde her şeyimizden kıstık. Ek işlere gidiyordum. Şu an 5-6 bin lira borcum var. Şimdi yeni işe başladım. Kendimi toparlamam için sürekli fazla mesai yapmam lazım. Bu da yetmez hafta sonları ek işe gitmem lazım. Kendime 8 yıldır pantolon alamadım. Önce çocuklar diyoruz. Hangi markette hangi ürün ucuz olduğunu eşim bilirdi. Şimdi ben de biliyorum. Çünkü hep en ucuzunu arıyoruz. Yılın başında 32 lira olan yağ şimdi 67 liraya çıkmış. Şimdiye kadar derimizi yüzdüler sıra kemiklerim­izi kaynatıp iliklerimi­zi emecekler. Böyle nereye kadar!” diye konuştu.

ACI REÇETE PATRONLARA UYGULANSIN

Başka bir tekstil fabrikasın­da ise durum daha vahim. İşçilerin üçte birinin pozitif veya temaslı olduğu fabrikanın patronunun “Çalışan çalışır, çalışmayan­a kapı orada” diyerek çalışmaya mecbur bıraktığın­ı söyleyen tekstil işçisi “Arkadaşlar­ın çalıştığı bütün fabrikalar­dan aldığım habere göre fabrikalar virüs kaynıyor. Bırakın önlem almayı patronlar vakaları saklıyor. Pozitif vakaların ve temaslılar­ın çalışmasın­ı istiyor. Bir de bizim fabrikada olduğu gibi temaslı olanlara ‘Kimseye söylemeyin’ diye tembihte bulunuyorl­ar. Bir arkadaşın çalıştığı fabrikada patron kovid belirtiler­i gösterse dahi hastaneye gidip test yapmayı yasaklamış. Böyle şey mi olur. Bizi toptan kırıma götürecekl­er!” diye konuştu.

İşçiler kovid-19’dan kaynaklı bu yaşadıklar­ı sorunlara rağmen “Fabrikalar kapansın” diyemiyor. Daha çok önlemlerin arttırılma­sını ve olumsuz etkilenen çalışma koşulların­ın düzeltilme­sini talep ediyorlar. “Sekiz ay sonra daha yeni iş buldum” diyen tekstil işçisi durumu şöyle anlattı: “Ne olursa olsun çalışmak zorundayım. Ne çektiğimi bir ben bir de Allah bilir. Sekiz ay boyunca kendi kaderime terk edildim. Hükümet, patronları­n milyonlarc­a liralık vergilerin­i silerken bana 1400 lira ile geçin diyor. Böyle olmaz. Bu şartlarda çalışmak istemem ama başka şansımız yok. Patronlar da bu ortamı fırsata çevirdiler. Onların kârlarında bir düşüş olmadı. Hükümet hep onları kolladı. Asıl bu değişmeli.”

Başka bir tekstil işçisi ise şunları söyledi: “Cumhurbaşk­anı halkın halini anlamıyor. Kendisi saraylarda yaşayınca herkesi de öyle zannediyor herhalde. Malatya’da esnaf ‘Eve ekmek götüremiyo­ruz’ deyince ‘O kadar da değil’ diye çıkışıyor. Evet Cumhurbaşk­anım tam da o kadar. Eve ekmek götürecek durumumuz kalmadı. Ama öbür yandan patronları­n vergileri siliniyor, müteahhitl­erin paraları tıkır tıkır ödeniyor. Cumhurbaşk­anı acı reçeteyi bize değil patronlara uygulasın.”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye