510 öğrencim ne halde bilen, duyan var mı?
Yıllarca eleştirdiğim eğitim sistemi ve bunun uygulandığı okullar… Yıllarca tek tipleştirmenin, itaat kültürünün, kişiliksizleştirmenin, bilimden uzaklaştırmanın, doğmatik düşüncenin temel değer olarak yüceltildiği ve yerleştirilmeye çalışıldığı okullar…
Kırk yıl düşünsem okulları savunacağım aklıma gelmezdi. Savunuyorum… Savunmak zorundayım… Çünkü okul aynı zamanda bir sosyal çevredir.
Dezavantajlı mahallelerde çocukların ve gençlerin mahalle kültüründen, oradaki ilişkilerden ve alışkanlıklardan uzaklaşıp farklı iletişim deneyim yaşadıkları gerçek, somut bir ortam okul…
Öğrencilerimle iletişim kurabildiğim sorunlarını dinleyebildiğim az da olsa yönlendirebildiğim motive edebildiğim, yegane özerk alanmış okul.
Meğer okul onların hayatlarına hayallerine umutlarına dokunabildiğim yermiş.
Peki; şimdi dersine girdiğim 560 öğrencinin kaç tanesine ulaşabiliyorum dersiniz.
Canlı derslerime katılan öğrenci sayısı her sınıftan ortalama 10 kişi ve 14 sınıfım var.
Yani en fazla 150 öğrenci. Bunların 100 kişisi dersten sonra ne yapar, nasıl bir ortamı var (Şiddet görüyor mu, yalnız mı, umutsuz mu, yaşamın zorluklarına direniyor mu, yoksa çoktan vazgeçti mi) bilmiyorum. Bu nedenle gerçek bir iletişimden söz edemem.
Yani şu anda göreceli olarak gerçekten ulaşabildiğim en fazla 50 öğrenci var.
Diğer 510 öğrencim ne halde bilen var mı?
Ha bir de dersine girmediğim 1000 öğrenciden haberi olan var mı?
Gerçekten çok kaygılıyım. Okullar açıkken öğretmenlerin bireysel çabalarıyla çözmeye çalıştığı sorunlarını öğrenciler pandemi sürecinde kimlerle paylaşıyorlar, kimden destek alıyorlar bileniniz var mı?
Resim iş dersi öğretmenine ‘Hocam sizin dersinize giremeyeceğim çünkü bugün matematik dersim var. İnternetim sınırlı olduğu için ancak bazı derslerse girebilirim’ diyen öğrencinize ne cevap verirsiniz?
Peki, ‘Hocam tıp fakültesine girmek istiyorum. Komşumuzun internetini kullanıyorum yetersiz geliyor canlı derslerin hepsine katılamıyorum, etüde de gidemiyorum’ diyen öğrenciye ne diyeceğiz?
Ayrıca evde internet olmasını sakıncalı bulan, yanlış işler yaparsınız (!) diyen ailelere sahipse bazı kız öğrencileriniz…
Her okulda bu sorunların farkında olan, çözmeye çalışan öğretmenler var elbette. Fakat pandemi sürecinin getirdiği olağanüstü durum katmerleşerek artan çok boyutlu sorunlar öğretmenlerin de olumsuz etkilenmesine neden olmuş elini kolunu bağlamış, zaten öğretmenlerin iyi niyetli çabalarıyla ayakta duran eğitim öğretim süreci iyice çıkmaza girmiştir.
Özellikle kadın öğretmenler bu süreçte geleneksel topluma özgü yaşam tarzı ve kent toplumunun üzerine yüklediği rolleri arasında daha yoğun şekilde mekik dokur hale gelmiş…
Ev işleri, ailenin hijyeni, çocukların dersleri, canlı dersleri derken…
Bitmeyen bir kısır döngü içinde kadın öğretmenler.
Ve bu süreçte somut olarak daha çok farkına vardığım kriz anında en önce eve kapatılacak kadınlar…