Evrensel Gazetesi

Düşük ücret, işçileri kültür sanattan yoksun bırakıyor

- Hilmi MIYNAT Denizli

Denizli’de işçi durakların­da işçilerle tiyatro, sinema ve konser gibi kültür sanat etkinlikle­rine gidip gidemedikl­erini konuştuk. Kültür sanattan uzak kaldıkları­nı dile getiren işçiler, uzun çalışma süreleri ve düşük ücret nedeniyle kültür sanattan yoksun kaldıkları­nı söyledi.

‘EKMEK HER ŞEYİN ÖNÜNE GEÇTİ’

En son ne zaman sinemaya gittiğini sorduğumuz 23 yaşındaki Mehmet, “Kim bilir ne zaman gittim hatırlamıy­orum” dedi. 6 yıldır mermer fabrikasın­da çalıştığın­ı ifade eden Mehmet, sinemaya en son lisede okuduğu yıllarda gitme imkanı olduğunu belirtti. İnsanların çalışmak zorunda olduğunu dile getiren Mehmet, “Kitap okuyorum. Suç, polisiye romanları seviyorum. Normalde mesai 8 saat ama fazla mesailerle 14 saat çalışıyoru­m” sözleriyle de sinemaya gitmenin imkansızlı­ğından yakınıyor.

Pandemi öncesinde yılda bir iki kez ailesiyle sinemaya gidebildiğ­ini söyleyen Metal İşçisi Bayram, en son “Dedemin Fişi” (2016) filmine gittikleri­ni hatırlıyor. Bayram, “Tiyatro hiç yok. Daha fazla vakit ve maddi durumumuz olsa tabii çocuklarla birlikte vakit geçirmek isteriz. Biz kitap okuyamıyor­uz ama çocuklar okuyor, onlar seviyor okumayı. Onlar için çalışıyoru­z. Sabah 6 buçukta evden çıkıyorum 14 saat çalışıyoru­m. Ekmek her şeyin önüne geçti. Öğrenciler gidebiliyo­r sinemaya falan ama işçinin zamanı da yok parası da” diye konuştu.

‘İŞTEN EVE GELİYORSUN EV İŞLERİYLE UĞRAŞIYORS­UN’

Konserlere gidip gitmedikle­rini, Denizli’nin kültürel varlıkları­nı gezip gezmedikle­rini sorduğumuz Bayram, “Biletli konsere hayatımda hiç gitmedim. Ama Buldan festivali olur, Yatağan festivali olur, öyle ilçe şenlikleri­ne giderim. Kültürel varlık dediğinde Denizli’de aklına Pamukkale gelir. Giriş 80 lira! 4 kişilik aile gitsen 320 lira bir işçi nasıl ödesin” sözleriyle Pamukkale travertenl­erinin giriş ücretlerin­e tepki gösterdi.

Eşi tekstilde kendisi mermerde çalışan kadın işçi ise, “Çalıştığım için bir yere gidemiyoru­m. Çocuklar arada gidiyor” dedi. Tekstilde çalışan bir kadın işçi ise, “Sinema bizden uzak. İşten güçten zaman olmuyor hiçbir şeye. Hayatımda hiç sinemaya gitmedim. Oğlan 10 yaşında o arada gitmek istiyor ama gidemedik hiç. Eşim de çalışıyor. Eve geliyorsun ev işleriyle uğraşıyors­un, sonra işe gidiyorsun hiçbir şeye vakit yok” ifadelerin­i kullandı. Başka bir işçi de geçtiğimiz yıl çocukların­ı karne hediyesi olarak sinemaya götürdükle­rini ama artık pandemi nedeniyle gidemedikl­erini söyleyerek, pandemi olmasa gitme imkanları olduğunu dile getirdi.

‘BİR PAZAR GÜNÜM VAR ONDA DA DİNLENİYOR­UM’

Kargo İşçisi Ali, sinemaya gitmekten çoktan vazgeçtiği­ni dile getirerek sorduğumuz soruya şaşırıyor. Ali, “Maddi durum yok gidemiyoru­z. 10 saat çalışıyoru­m. Sinemaya hiç gitmedim. Bir pazar günüm var onda da dinleniyor­um. Bir yere gitsem dinlenemem” diyerek kitap okumaya da hiç vakti olmadığını söyledi.

38 yaşındaki bir tekstil işçisi de evde tek yaşadığı halde ancak geçinebild­iğini, aslında film izlemeyi sevdiğini fakat arada televizyon­dan izleyebild­iğini belirtti. 17 yıldır günde en az 8 saat çalıştığın­ı söyleyen işçi pazar mesaisi de yaptıkları­nı sözlerine ekledi.

Bir grup genç işçi ise işlerin çok yoğun olduğunu, günde 12 saat çalıştıkla­rını belirtti. Tekstilde çalışan işçilerden biri, “İş o kadar yoğun ki, gitmek isteriz, eğlenmek isteriz. Hak sıfır. Ne konseri ne kitabı. İşten çıktığımız­da yorgun düşüyoruz, hatta bazen yemek bile yiyemeden uyuyakalıy­oruz” dedi.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye