ABD VE AB ŞARTLARINI DAYATACAK
AVRUPA Parlamentosu Üyesi AB-TR Grubu Başkan Yardımcısı Özlem Alev Demirel de Evrensel’e yaptığı değerlendirmede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dış politikada yaşanmış sıkışmışlıktan kaynaklı bu açıklamaları yaptığını söyledi. ABD’DE Biden hükümetinin Trump hükümeti kadar manevra alanı vermediğini, Rusya’nın da Suriye ve Dağlık Karabağ’da Türkiye’ye bir alan açmadığını söyleyen Özlem Alev, AKP/MHP blokunun ekonomik ve siyasi krizi çözebilecek bir konumda olmadığı için sırtını Ab’ye dayamak istediğini ifade etti. Trump’un gitmesiyle, Biden ABD’SI, AB ve Almanya’nın Erdoğan iktidarı karşısında ortak bir tutum sergileme imkanı doğduğuna dikkat çeken Özlem Alev “Sanırım her iki mihrak da ona şartlarını dayatacaklardır. Erdoğan’ın MHP ve Avrasyacı çevrelerle ittifakından doğan siyasetinden çark etmesini söyleyeceklerdir. Bu, Türkiye’deki iktidarın gerek iç ve gerekse dış siyasetinde ABD ve Ab’nin çıkarlarını baltalamayacak bir çizgiye çekilmesini hedefleyecektir. Erdoğan’ın pragmatist bir siyasetçi olduğunu biliyorlar. Ve önüne iktidarda kalmasının yolunun nereden geçeceğini söyleyeceklerdir sanırım. Açıklfaontaonğ“rraef:orpmixlarb”ay ile Erdoğan, bir yerde, “Mesajı aldım” diyor; ancak sorunun bu “reform” müjdeleriyle de çözülemeyeceğini her iki taraf da biliyor!” dedi.
SEMBOLİK BİR YAPTIRIM OLABİLİR 10 Aralık AB zirvesinde bir yaptırımın ancak sembolik düzeyde olabileceğini söyleyen Özlem Alev “Özellikle Almanya’nın, ABD ile Türkiye ve Ortadoğu politikasında ortak bir siyaset geliştirmenin koşullarını netleştirmeden Ab-türkiye ilişkilerinde köklü değişimlere gideceğini sanmıyorum. Bu konularda ihtiyatlı hareket edeceklerdir, Türkiye’nin jeolojik önemi, kaynakları ve pek çok pazara bağlanan stratejik bir pazar olması özelliği, özellikle Almanya açısından bu ihtiyatı gerektirmektedir” dedi.
Özlem Alev ayrıca şunları ekledi: AB gibi sermaye birlikleri için demokrasi öncelikle sermaye için demokrasidir, yani kendi çıkarlarının güvence altına alınmasıdır. Unutmayalım ki Avrupa’daki demokrasi de işçi ve emekçilerin mücadelesiyle kazanılmıştır.