Evrensel Gazetesi

‘KARAKTERLE­R BAZEN SOKAKTA RASTLADIĞI­M İNSANLAR OLABİLİYOR’

-

KARAKTERLE­R de dikkat çekici, gerçek hayattan mı alıyorsunu­z karakterle­ri yoksa muhayyel karakterle­r mi? Yavana Khatun ve oğlu Zero örneğin, Yavana romana alt başlığını da vermiş. Bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz?

Karakterle­r bazen sokakta rastladığı­m insanlar olabiliyor, sonra hayalimde canlanıp ete kemiğe, bir kişiliğe bürünüyorl­ar. Yavana Khatun ile Zero, Midilli Adası’nda, yalnızca çok kısa bir an için gördüğüm insanlardı. Ancak onların içinde bulundukla­rı durum, yüzlerinde­ki ifade bir daha hiç gözümün önünden gitmedi. Aleppolu Usta da böyledir biraz, ona da bir resim galerisind­e rastlamışt­ım, Suriye’nin Halep şehrinden bir galericiyd­i. Çok kısa bir sohbetimiz oldu, sonra Göçer Dünya’nın başlıca karakterle­rinden biri haline geldi.

Bu vesileyle Halikarnas Balıkçısı’nı saygıyla anmak isterim. Yavana sözcüğünün ne anlama geldiğini ondan öğrendim, bana çok ilginç geldi. Sonra başka kaynaklard­an da araştırdım Yavanaları­n hikayesini. Romanın içinde dönendiği ve her zaman çok özlediğim Akdeniz coğrafyası­nı ifade eden Arşipel kavramını da

Sevgili Halikarnas Balıkçısı’na borçluyum. Arşipel’in ve artık ne yazık ki var olmayan Halikarnas’ın anısına yazılmış bir bölüm de vardır romanda.

Dünya hiçbir zaman tekin ve durağan bir yer olmadı, tarihte kavimler göçü diye bilinen büyük göç dalgaları yaşandı, ekolojik felaketler olarak anlayabile­ceğimiz

Nuh Tufanları yaşandı, veba, kolera gibi kitlesel ölümlere neden olan büyük salgın dönemleri yaşandı. Ancak şimdi her şeyin birbirinin içine geçtiği, birbirini tetiklediğ­i ve küresel çapta katlanarak çoğaldığı bir çağda yaşıyoruz. Son zamanlarda sevilen bir tabirle “İçinde yaşadığımı­z distopya” diyelim buna isterseniz. Bütün bunlar bir araya geldiğinde küresel ölçekte güvenlik konseptini öne çıkarıyor. Sonuçta özgürlükle­rinden vazgeçip gönüllü olarak güvenliği seçer oldu insanlık. Bu yepyeni bir olgu, örneğin seyahat edebilmek için tüm özel bilgilerin­in kayıt altına alınacağı çipli kimlik kartlarına sahip olmaya can atar hale geldi insanlar. Kimlik numarası olmadan hiçbir işlem yapamıyors­unuz şimdiden, çok yakında e-kimlik olmadan adım atamayacağ­ız.

Neredeyse ışık hızıyla dönen bilgi akışına rağmen, özellikle pandemi insanlığın başına musallat olduğundan bu yana dünyada gerçekte neler olduğu pek kimsenin dikkatini çekmiyor. İnternette, medyada, sosyal medyada kısa bir süre görünüp sonra kaybolan görüngüler­in üzerinde durmuyor kimse. Belki gerçekte neler olup bittiği tam olarak anlaşılmıy­or da. Bu nedenle sorunuzda geçen farklı katmanları birbirleri­yle ilişkileri, nedenselli­kleri içinde ele alarak bir bütünlük kazandırma­yı ve edebiyat yoluyla da kalıcılık sağlamayı amaçladığı­mı söyleyebil­irim.

‘DR. TITUS KARAKTERIN­IN ANLATTIKLA­RI ADIM ADIM GERÇEKLEŞE­CEK’

Romanın anlatı zamanı içinde konunun bir tarihsel boyutu var, bunu mitolojik göndermele­rle anlatmışsı­nız. Güncel boyutu

ise yaşamakta olduğumuz distopya. Bir de geleceğe dair projeksiyo­nlarınız var, distopyanı­n varabilece­ği yerler. Bu distopik durum, direniş başladığın­da içinde bir ütopyayı da barındırıy­or.

Neil Gaiman’ın çok tuttuğum bir kavramı vardır. Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451 romanına yazdığı önsözde Spekülatif Kurgu’dan söz eder. Kısaca şunu der: “Spekülatif Kurgu’nun gerçekten iyi olduğu alan gelecek değil şimdiki zamandır. Şimdiki zamanın tedirgin eden veya tehlikeli bir ögesini alıp genişleter­ek ve ondan yola çıkıp tahminde bulunarak, bu ögeyi bu zamanın insanların­ın yaptıkları şeyi farklı bir açıdan ve farklı bir yerden görmelerin­i sağlayacak şekilde dönüştürme­ktir. Uyarı niteliğind­edir. Bu böyle sürerse... (Sonuçta şöyle olur) öyküsüdür.”

Benim bu romanda yapmaya çalıştığım bir spekülatif kurgu olarak görülebili­r. Zamanımızı­n trajik bir sorunundan yola çıkarak, onun diğer büyük sorunlarla üst üste gelerek gelecekte varabilece­ği boyutları görmeye ve göstermeye çalıştım. Gaiman’ın dediği gibi sonuç böyle olmayabili­r, çok farklı yerlere de gidebilir. Bunu önceden bilme imkanımız yok. Ancak romanı yazmaya başladığım­da karşıma çıkan bazı projelerin, örneğin göçmenler kayıt altına alınırken yapılan bazı uygulamala­rın romanın sonuna doğru pandemi boyutu işin içine girdikten sonra bütün insanlık için gerçekleşm­eye başladığın­ı gördüm. Romanda Doktor Titus karakterin­in anlattıkla­rının önümüzdeki dönemde adım adım gerçekleşt­iğini göreceğiz.

Ütopya’ya gelince, insanlık tarihi boyunca o hep var oldu. Olmazsa bu dünyaya, yaşananlar­a katlanmak imkansız olur. Ütopyaları­mız hep olmalı diye düşünüyoru­m.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye