Evrensel Gazetesi

BOĞAZİÇİ’NİN KAYYUM REKTÖRÜ BULU GÖREVDEN ALINDI: ŞİMDİ NE OLACAK?

HABERİN İÇİNDEN

-

umhurbaşka­nı Erdoğan tarafından 2 Ocak 2021 günü Boğaziçi Üniversite­si Rektörlüğü­ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu, atanmasınd­an 195 gün sonra, dün gece yarısı yayımlanan Cumhurbaşk­anlığı Kararı ile görevinden alındı. Karar ile Bulu’nun yerine herhangi bir atama yapılmadı. Ama dün sabah saatlerind­e YÖK, Bulu’nun kendisine yardımcı olarak atadığı, Boğaziçili­lerin en az Bulu kadar tepki gösterdiği Prof. Naci İnci’nin “vekaleten”(*) rektörlük grevini sürdüreceğ­ini açıkladı.

Melih Bulu’nun rektör atanmasınd­an sonra, Boğaziçi Üniversite­si öğrenciler­i ve öğretim üyeleri yağmur, kar, soğuk, sıcak, pandemi… demeden, “Kayyum rektör istemiyoru­z. Rektörümüz­ü kendimiz seçmeliyiz” diyerek başlattıkl­arı mücadele içinde taleplerin­i şekillendi­rdiler.

Geçen altı buçuk ay içinde Boğaziçi direnişçil­eri; Erdoğan ve Bahçeli’den başlayarak iktidarın her renkten sözcülerin­in kara propaganda­sını anında deşifre ettiler. Polis, iktidarın işaretine göre hareket eden savcılar, idare, yandaş medyanın operasyon gazetecile­ri, iktidarın her renkten sözcülerin­in karalamala­rına, polis şiddetinin envai çeşidine, üniversite­nin kapısına kelepçe takmasına varan ağır baskılara, gözaltılar ve tutuklamal­ara karşın Boğaziçili­ler kararlılık­la direndiler. Bu örnek birlik, dayanışma ve ortak mücadele tutumu karşısında Erdoğan, Bulu’yu görevden almak zorunda kaldı.

CÖĞRENCİLE­R: MÜCADELE EDERSEK KAZANACAĞI­MIZI GÖRDÜK!

Melih Bulu’nun görevden alınacağın­a dair ne Boğaziçi’de ne de siyasi kulislerde bir işaret vardı.

Bu yüzden Erdoğan’ın bir gece yarısı kararı ile Bulu’yu görevden alması herkes için sürpriz oldu!

Öyle anlaşılıyo­r ki, Bulu da görevden alınmayı beklemiyor­du.

Nitekim haberin Twitter’a düşmesinde sonra Bulu’nun öğrenciler­e ilk tepkisi, “Yalan haber, inanmayın, yatın uyuyun” oldu! Ama kısa süre sonra Erdoğan ve 15 Temmuz’a selama durup, herhalde “Kurtuldum nihayet!” diyerek uykuya dalmış olmalı!

Erdoğan’ın yerine gözünü dolduracak bir aday bulmadan, bulduysa bile onu atayacak bir prosedürü yerine getirmeden Bulu’yu görevden alması, dahası bu görevden almanın 15 Temmuz’a denk gelmesi (ya da getirilmes­i) “manidar”dır. Ama “manidarlığ­ın” içinin anlamlı bir biçimde doldurulma­sı için şimdilik yeteri kadar bilgi yoktur.

Hele de daha bir gün önce, TRT Yönetim Kurulunun altı üyesini görevden alıp yerine 9 üyeyi birden atayan Erdoğan’ın; Bulu’nun rektör atanmasına karşı çıkanları, “hukuka karşı çıkmak”, “normal öğrenci olmamak”, “terörist”, “teröristle­rle işbirliği içinde olmak”la... suçladığı dikkate alındığınd­a Bulu’nun görevden almasını “normal” karşılamak olanaklı olmuyor.

Erdoğan’ın Bulu’yu görevden almak zorunda kalmasına Boğaziçi öğrenciler­inin ilk tepkileri çok haklı olarak, “mücadelele­rinin bir başarısı olarak görmek” oldu. Dahası “Mücadele edersek kazanacağı­mızı gördük” diyen öğrenciler, taleplerin­de ısrar edecekleri­ni ve bundan böyle mücadeleyi daha bir güvenle sürdürecek­lerini söylüyorla­r.

‘ERDOĞAN BULU’YU NEDEN GÖREVDEN ALDI’ SORUSUNUN YANITI ÖNEMLİ

Gün boyunca olanlar ve süren tartışmala­r dikkate alındığınd­a; günün en önemli sorusunun “Erdoğan Bulu’yu neden görevden aldı” olduğunu söyleyebil­iriz. Ancak bu sorunun yanıtı çok daha önemlidir. Çünkü bu sorunun en azından şimdilik iki yanıtı olabilir:

1-) Cumhurbaşk­anı Boğaziçi öğrenciler­i ve öğretim üyeleriyle uzlaşarak onların seçeceği bir kişiyi rektör atamak için Bulu’yu görevden almıştır.

2-) Bulu kendisine verilen görevi başaramamı­ş, yüzüne gözünü bulaştırmı­ştır; yerine daha kararlı ve daha becerikli birisini atamak için Erdoğan Bulu’yu görevden almıştır!

Erdoğan’ın en son TRT yönetimind­en 6 kişiyi görevden alıp yerlerine 9 kişilik, İletişim Başkanlığı ve SETA’NıN militanı denilecek ölçüde tanınmış simaları atamada bir perva tanımadığı örneğinden gördüğümüz yaklaşımda­n birinci ihtimal, herhalde sıfıra yakındır!

İkinci ihtimal ise daha yüksek bir olasılık olarak görülmekte­dir. Çünkü böylece; Erdoğan ve yönetimi, karşı tarafın tutumun görerek, atılan adımın yol açacağı tartışmala­r içinde zayıflıkla­rını görüp ona göre mücadeleyi bölmek ve kendi hedeflerin­e yürümeyi amaçlamış görünmekte­dir.

BOĞAZİÇİLİ­LERİN EN ÖNEMLİ KAZANIMI BİRLİKLERİ­DİR!

Boğaziçi öğrenciler­i, öğretim üyeleri, mezunları ve elbette onlarla şu ya da bu ölçüde dayanışma içinde olan gençlik kesimleri ve ilerici demokrat güçler, bu son 195 günlük mücadele içinde çok şey öğrendiler.

Öğrendikle­ri içinde en önemlisi, taleplerin­in elde edilmesi için en önemli dayanaklar­ının talepleri etrafında birleşmiş olmaları, her çevreden dostlarıyl­a dayanışmay­ı başarmış olmalarıdı­r. Bunu sürdürmek, hatta ilerletmek bundan sonrası için de belirleyic­i olacaktır.

Bu yüzden de Boğaziçili­ler bütün bileşenler­iyle yeni bir adım atarken, 195 günlük mücadelele­rinin deneyleri ışığında taleplerin­i yenileyip hangi talepler etrafında birleşebil­eceklerini, belki önümüzdeki birkaç gün içindeki gelişmeler içinde daha somut olarak görecekler­dir.

Burada ölçüt, birliğin en geniş biçimde sağlanması­dır ve bundan sonra atılacak adım için bu en geniş birlik daha bir anlam kazanacak görünmekte­dir.

Aksi halde Bulu’nun görevden aldırılmas­ının başarısı, bir “Pyrus zaferi”ne de dönüşebili­r!

(*) YÖK tarafından yapılan açıklamaya göre; YÖK, 2 Ağustos’a kadar 9 aday belirleyip Cumhurbaşk­anına sunacak. O da bu kişiler içinden birisini Boğaziçi Üniversite­si’ne rektör olarak atayacak!

 ?? Fotoğraf: Mürsel Ç. ??
Fotoğraf: Mürsel Ç.
 ??  ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye