OLASI BİR İKTİDAR DEĞİŞİMİNE DİRENMEK İÇİN…
GÜNDEME gelen kayıp silahlar iddiası ve Hdp’nin kayıp silahlarla ilgili Meclis araştırmasının AKP- MHP oylarıyla reddedilmesine ilişkin sorumuza Siyaset Bilimci Emrah Gülsunar, şu yanıtı veriyor: “Öncelikle şunu belirtmek gerekli, AKP-MHP muhalefetin her teklifini Meclis’te kategorik olarak reddediyor. Sadece kayıp silahlarla ilgili bir durum değil. Öte yandan, Sedat Peker’in devletin envanterinde olmayan silahların birilerine dağıtıldığı iddiaları var ki bunlar büyük ihtimalle doğru. Her ne kadar bu silahların miktarı, ne kadar ve kimlere dağıtıldığı konusunda bilgi eksiklikleri olsa da; muhalefetin bu konuda endişelenmesi yersiz değil. Bir ihtimal, 15 Temmuz gibi başka bir darbe girişiminin olma ihtimaline karşı iktidar kendi çekirdek tabanını silahlandırıyor. Bu silahlı kişileri olası bir iktidar değişimine direnmek için kullanma ihtimali de var. Diğer bir olasılık ise bu silah dağıtma işini Süleyman Soylu’nun kendi inisiyatifi ile yaptığı ve merkezden yönetilmediği. O da kendine bağlı mafya gruplarını güçlendirmek istiyor olabilir. Ortada bir bilgi eksikliği olduğu için kesin bir şey söylemek zor, temkinli yaklaşmak lazım ama ortada kanun dışı bir şeylerin döndüğü de açık.”
‘OHAL YETKİLERİ İLE KADROLAŞMA KOLAY OLUYOR’
AKP milletvekillerinin imzasıyla Meclise gelen ve muhalefetin OHAL yetkilerini 3 yıl daha uzattığı için eleştirdiği torba yasaya iktidarın neden ihtiyaç duyduğu sorusuna Gülsunar, şu ifadeyle yanıt verdi: “Buna birçok sebeple ihtiyaç duyuyor. Öncelikle OHAL yetkileri ile devlette kadrolaşması çok daha kolay oluyor. İstemediği devlet görevlileri ve memurları kovuyor, istediklerini yerine getiriyor. İstediği gibi istediği yerlere kayyum atayabiliyor. Diğer bir deyişle Erdoğan devleti hukuksal sınırlamalara maruz kalmadan keyfi bir şekilde yönetebiliyor. Aynı şekilde OHAL yetkileri terörle mücadele adı altında başta HDP olmak üzere muhalefetin kriminalize edilmesini de kolaylaştırıyor. Bir başka sebep de, iktidar önümüzdeki seçim sürecine fiili OHAL koşullarında girmek istiyor gibi gözüküyor. Güvenilir kamuoyu anketleri iktidar bloğuna olan halk desteğinde bir erimeye işaret ediyor. Seçimleri kazanamama riski var. OHAL koşulları antidemokratik yollara saparak kazanamayacağı seçimi bir şekilde kazanma konusunda iktidarın elini kolaylaştırıyor.”
‘GÜVENLİK SORUNU VARMIŞ GİBİ HAVA OLUŞTURMAK İKTİDARIN İŞİNE GELİR’
HDP’YE yönelik baskı politikasına dair Gülsunar, şunları dile getirdi: “HDP (ve Kürt hareketinin önceki partileri) zaten her daim baskı ortamında siyaset yapageldi. AKP-MHP koalisyonuyla beraber bu baskılar daha da arttı. Ancak il ve ilçe binalarına saldırılar HDP’YE iktidar tarafından yapılan baskının ötesinde, birilerinin kasıtlı provokasyonlarıymış izlenimi veriyor. Türkiye’de bir takım ‘derin’ güçlerin, çeşitli sebeplerle Kürt sorununu ve toplumda Kürt meselesiyle ilişkili fay hattını kaşıması bilindik bir durum. Gene öyle oluyor gibi gözüküyor. Bu ‘derin’ provokasyoncuların tam olarak ne amaçladıklarını kestirmek zor. Ancak şu anda erimekte olan bir iktidar var. Kötü ekonomik gidişatla ilişkili olarak iktidar değişimi gittikçe daha yüksek bir olasılık haline geliyor. Böyle bir durumda kimlik fay hatlarını kaşımak, ülkede bir güvenlik sorunu varmış gibi bir hava oluşturmak, mevcut iktidarın işine gelir. Ekonomi unutulur, güvenlik kaygıları ön plana çıkar, halk normalde değiştireceği iktidarı değiştirmekten vazgeçer. 7 Haziran 2015’ten 1 Kasım’a giden süreçte de benzer şeyler yaşamıştık. O yüzden bu provokasyonlara çok temkinli yaklaşmak gerekiyor.”