Maden kayısıları kuruttu
alatya’nın Doğanşehir ilçesi Dedeyazı Mahallesi’ne 2001 yılında kurulan demir ocağı ve kırma eleme zenginleştirme tesisi bölgedeki canlı yaşamı tüketiyor. Çevre köyleri de etkileyen maden ocağı çalışmaları, en büyük zararı Yelli Gedik mezrasına veriyor. Madenden çıkarılan enkaz, hafriyat kamyonlarıyla mezranın içinden taşınıyor. Ağır yük kamyonların geçişinden dolayı birçok ev hasar gördü, yüzlerce kayısı ağacı ise tozdan dolayı kurudu.
M‘BAHÇEM YOK OLDU’
Mezrada yaklaşık 400 yıldır yaşadıklarını, toprağı işleterek geçimlerini sağladıklarını belirten Kazım Öcal, Ma’dan Barış Polat’a şu açıklamalarda bulundu: “Maden 2001 yılından beri 4 el değiştirdi. Şu an madeni Serhat Madencilik adlı bir firma işletiyor. Geçimimizi kayısıdan sağlıyorduk. Geçim kaynağımızı kesmek zorunda kaldık. Çünkü ürün elde edemiyorduk. 120 kök ağacım vardı. Yılda 5 ton kuru kayısı elde ediyordum. Hepsi bu tozdan dolayı kurudu. 25 yıllık bahçem yok oldu.”
DEPREM ETKİSİ
Ağaçlarının kuruması üzerine savcılığa şikayette bulunduğunu dile getiren Öcal, “Ziraatçılar getirildi. Bana ağaçlarımın tozdan kurumadığını söylediler. Ama zarar oluyormuş dedi. Bana gün içerisinde sulama yaptıklarını söylediler. Evet, bir traktörle yolda sulama yapıyorlar ama bu sıcakta yarım saat sonra tekrar eski haline dönüyor. Bunun adını da sulama koymuşlar. Yol hemen evimin dibinden geçiyor. 60 tonluk tırlar geçiyor köyün içinde. Bu tırlar geçtiği zaman evlerimiz sarsılıyor. Deprem etkisi yaratıyor. Biz bunları dile getirdik. Ama bir şey çıkmadı. Kaymakamlığa da söyledik. Yaptığımız başvuru madene verilen çevre etki değerlendirme (ÇED) raporu nedeniyle bu durumu uygun gördüler” diye anlattı.
HAYVANLAR OT BULAMIYOR
Yaşamlarının her alanında madenden zarar gördüklerini ifade eden İmam Şevki de (75), şunları söyledi: “Tozdan dolayı evimizin önünde oturamıyoruz. Günde 10-20 kamyon geçiyor. Bu kamyonlar sürekli toz yapıyor. Burada hayvan besliyoruz. Toz tüm otları kaplıyor. Hayvan ot bulamıyor. Kamyonlar hayvanlarımızı ezecek diye korkuyoruz. Biz her gün bu tozu soluyoruz. Bu mezradan geçen yol madenin yolu değil ki.” (HABER MERKEZİ)