‘Halk seçeneği, hep birlikte oluşturulmalı’
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve beraberindeki heyet işçi sendikalarını ziyaret etti. İttifak tartışmalarında işçilerin de söz sahibi olması gerektiğini dile getiren Akdeniz, “Bir halk seçeneği yaratılmalıdır, bu da işçi emekçilerle mümkün olacaktır” dedi.
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros ve beraberindeki heyet DİSK Genel Merkezini, DİSK’E bağlı Birleşik Metal-İş’i, Türk-İş’e bağlı DERİTEKS’I, TÜMTİS’I ve TGS’YI ziyaret etti. İşçi ve emekçilerin ekonomik demokratik talepleri, ittifak görüşmeleri ve halk seçeneği konularının tartışıldığı ziyaretlerde EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “Halk seçeneği hep beraber oluşturmalıdır” dedi.
‘BİR HALK SEÇENEĞİ OLUŞTURULMALI’
CHP altılı bir ittifak kurduğunu ve bu bloğun değişmeyeceğinin öngörüldüğünü ifade eden Akdeniz, sol, sosyalist, ilerici hiçbir partiye karşı ne rezervimiz ne de bir bagajımız olabilir” dedi. Hdp’nin bir tutum belgesi açıkladığını hatırlatan Akdeniz, “Tutum belgesindeki talepler önemli. Ancak nasıl bir ittifak planlandığı belli değil, görüşmeler sonucunda Hdp’nin ittifak tavsiyesi netlik kazanacak. Sol sosyalist partilerle de temaslarımız devam ediyor. Bir seçenek oluşturmaya çalışıyoruz. ‘İki blok kurulmuş, biz de kalanlarla üçüncü cepheyi kuralım’ gibi bir bakış açımız yok. AKP’YE, MHP’YE, CHP’YE oy veren işçi emekçilerin bir ittifak seçeneğini düşünüyoruz” diye konuştu.
‘TALEPLERİN DİLLENDİRİLDİĞİ MİTİNGLER OLMALI’
İşçi sendikalarının ve meslek örgütlerinin seçim ve ittifak tartışmalarının uzağında kalmayı tercih ettiğini dile getiren Akdeniz, “Türkiye’nin siyaseti, yönetimi değişecekse işçi örgütleri ve sendikalar bunu izlemekle yetinemez. Geçmişte Özal’ı da, Çiller’i de, koalisyon hükümetini de işçiler gönderdi. Erdoğan da gidecektir, hep beraber göndereceğiz ancak yerine ne gelecek? Bu soruyu öncü işçilerin ve sendikaların da tartışması, bu sürece dahil olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Halkın ekonomik problemlerle boğuştuğunu ve işçi, emekçi, kadın, genç, her kesimin durumdan şikayetçi olduğunu söyleyen Akdeniz, “Mitingler yapmamız lazım. Türkiye mitingleri unuttu. Geçim derdiyle ilgili, ekonomiyle ilgili talepleriyle ilgili mitingleri unuttu. 3 kişinin pankart alıp sokağa çıktığı eylemler değil, her kesimden insanın katıldığı iyi hazırlanmış mitingler düzenlenmeli” dedi. “Mücadeleci sendikalar işçileri yan yana getirmeyi örgütlemeli” diyen Akdeniz, “İstanbul’da Ankara’da toplanıp işçiler taleplerini anlatsınlar, ne istediklerini söylesinler. İşçiler adaylarını çıkarsınlar. Gerçekliği sorgulanır ancak işçilerin bunları tartışıyor olması gerekiyor” diye konuştu.
‘YAN YANA GELECEK PROGRAMLAR ÇIKARILMALI’
Türkiye’nin çok ağır ve tarihsel bir döneme girdiğini söyleyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bu sürecin ve DİSK olarak üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Bu yüzden 5 acil talep belirledik. Geçinmek istiyoruz diyerek, asgari ücret belirlenene kadar, sonrasında 1 Mayıs’a kadar maratonumuza bu taleple devam edeceğiz” dedi.
Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu da “Zamlar gelmeye devam ediyor, geçim gün geçtikçe zorlaşıyor. Ekonomiyle gelen Akp’nin ekonomiyle gideceği belli oldu ancak Akp’nin karşısında olanların neler yapılabilir diyerek yan yana gelmesi gerekiyor” diye konuştu.
DERİTEKS Genel Başkanı Makum Alagöz de işçilerin yan yana gelmesi gerektiğini belirterek, “Daha iyisini nasıl yaratabiliriz diye toplanmamız gerekir. Bugün fabrikalardaki emekçi semtlerindeki insanlar ezilen insanlar. Bu insanların kendi hakları için yan yana gelmesi gerekir. Burada da elbette sendikaların öncü olması lazım. DERİTEKS bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazır” dedi.
TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk ise şöyle konuştu: “Başkanlık sistemi, parlamenter sistem... Bütün burjuva basın da tartışmayı buraya sıkıştırmış durumda. Seçim sürecinde kuşkusuz diğer sol sosyalist örgütlerin mutlaka söyleyecek bir sözü olmalı. Bu iktidardan da yine en çok emekçiler çekti. Sendikalar bu dönemde en zor dönemini geçirmekte. Grev yasakları, örgütlenme önündeki engeller ve dahası ama yine de tüm bunlara karşı sendikaların söyleyecek sözü olmalı.”