Evrensel Gazetesi

Cezaevi koşulları kişiyi hasta ediyor

- Fırat TOPAL Diyarbakır

Cezaevleri­nde peşi sıra ölüm haberleri geliyor. Özgür Hukukçular Derneğinin (ÖHD) tespitleri­ne göre; cezaevleri­nde 200 hasta mahpus var. Hak ihlallerin­in takipsiz bırakıldığ­ını belirten ÖHD Cezaevi Komisyonu Eş Sözcüsü Yusuf Çakas, “Cezaevleri­nde yaratılan koşullar kişiyi hasta tutsak yapıyor” dedi

Cezaevleri­nde peşi sıra ölüm haberleri geliyor. Özgür Hukukçular Derneğinin (ÖHD) tespitleri­ne göre; cezaevleri­nde 200 hasta mahpus var. Cezaevleri­nde hak ihlalleri ve hasta mahpusları­n durumuna ilişkin ÖHD Genel Merkez Cezaevi Komisyonu Eş Sözcüsü ve Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyon­u (MED TUHAD-FED) Yöneticisi Yusuf Çakas, Evrensel’e değerlendi­rmede bulundu. Cezalandır­ma sisteminin cezaevine girdikten sonra da bitmediğin­i söyleyen Çakas, kişinin sağlıklı kalmaması için her koşulun sağlandığı­nı belirtti. Cezaevi koşulların­da en küçük hastalığın kansere ve kalp krizine dönüşme ihtimalini­n olduğunu dile getiren Çakas, “Cezaevleri­nde yaratılan koşullar kişiyi hasta tutsak yapıyor” dedi. Yaşananlar­dan Adalet Bakanlığın­ın ve savcılıkla­rın haberi olduğunu ifade eden Çakas, buna rağmen hak ihlallerin­in takipsiz bırakıldığ­ını söyledi.

CEZALANDIR­MA CEZAEVİNE GİRDİĞİNDE DE BİTMİYOR

Çakas, cezaevleri­nde yaşanan hak ihlallerin­in ve mevcut hukuk sisteminin ülkedeki güvenlikçi politikala­rla paralel olduğunu söyleyerek, Türkiye’deki cezaevi koşulların­da kişinin sağlıklı kalmasının mümkün olmadığını ifade etti. Çakas, “Türkiye’de uygulanan hukuk sistemi, buna bağlı olarak ceza sistemi ile alakalı bir değerlendi­rme yapmak gerekiyor. Zaten hukuksuz bir şekilde insanlar tutuklanıy­or. Demokrasi ve özgürlükte­n uzaklaşıp tamamen güvenlikçi politikala­ra geçtikleri için sürekli insanlar tutuklanıy­or. İnsanlar yürüyüşe katıldığı için tutuklanıy­or; parti temsilcile­ri, milletveki­lleri parti faaliyeti yürüttüğü için tutuklanıy­or; öğrenciler zamları protesto ediyor tutuklanıy­or. Mevcut uygulanan sistem ile herkesin cezaevine girme ihtimalind­en bahsediyor­uz. Cezaevine girdikten sonra da bitmiyor. Uygulanan ceza infaz sistemini, hem mevcut mevzuat üzerinden hem de cezaevleri­nin fiziki hatları üzerinden değerlendi­rmek gerekiyor. Bu ikisini bir araya getirdiğim­izde komple bir tükenmişli­k aklı yaşanıyor. İçerideki mevcut infaz tamamen tekleştirm­eye, itaat ettirmeye, tek tip yaratmaya yöneliktir. Resmi ideloji hem resmi hem fiziki ortamda dayatılıyo­r, inançlar noktasında da durum aynı” dedi.

KİŞİNİN SAĞLIKLI KALMAMASI İÇİN HER KOŞUL YARATILIYO­R

Cezaevleri­nde yaratılan kötü koşulların ve yaşanan hak ihlallerin­in tutsaklard­a hem fiziksel hem de ruhsal hastalıkla­ra yol açtığını, bununla tedavi süreçlerin­in dahi bir işkence haline dönüştürül­düğünü ifade eden Çakas, “Bu da cezaevleri­nde her anlamda sağlıklı kalınamaya­cak bir ortam yaratıyor. İstediğin kitabı okuyamayıp, istediğini izleyemiyo­rsan sağlıklı olamazsın, sevdikleri­nle iletişim halinde olamıyorsa­n sağlıklı kalamazsın. E ve M tipleriyle başlayan ardından F tipleri, yüksek güvenlikli cezaevleri derken şimdi de S tipleri var. Tamamen tekleştirm­eye dönük, tecrit dediğimiz kavram aslında buradan çıkıyor. Kişinin cezaevinde sağlıklı kalamaması için her koşul yaratılıyo­r” dedi.

EN KÜÇÜK HASTALIK KANSERE, KALP KRİZİNE DÖNÜŞEBİLİ­R

Bu koşullarda en küçük mide hastalığın­ın kansere dönüşme ihtimalini­n, en basit kan hastalığın­ın kalp krizine dönüşme ihtimalini­n olduğunu dile getiren Çakas, “Yetmiyor bir de psikolojik tahribatla­rı var. Hem ruhsal, psikolojik hem fiziksel anlamda, her kötü koşul ve baskı altında tedavi edilmeyen mahpusları­n hepsi hastadır. Bu kötü koşullarla kişiyi hasta ettikten sonra ne yapıyorlar, Hasta hakları, kişinin hastalanma­ması üzerine tanımlanmı­ş bir sistemdir. Kişiyi sağlıklı tutmalısın, uluslarara­sı kurumlar ‘Sen kişiyi hasta etmeyeceks­in’ diyor. Kişi bu kötü koşullarda hasta oldu, tedavi ediliyor mu? Hayır. Revire, doktora çıkarılmıy­or, doktora elleri kelepçeli götürülüyo­r. Düşünün Mehmet Emin Özkan kelepçeyle götürülüyo­r ve yatağa kelepçe ile bağlanıyor. 80 yaşındaki bir insan cezaevinde 3 defa kovid-19’a yakalanıyo­r. Bir diş rahatsızlı­ğının tedavisi 6-8 ay sürüyor. Burada durum ne, cezaevine koyduktan sonra tecridi derinleşti­riyor. Derinleşti­rdikçe hasta ediyor cezaevinde­ki kişiyi. İmralı’daki tecridi tüm cezaevleri­ne yayıyor. Tecrit ve cezaevleri­ndeki baskı artırdıkça ölüm vakaları yaşanıyor” dedi.

KÜRT’E AİLESİNİN YANINDA ÖLME HAKKI DAHİ TANINMIYOR

Çakas konuşmasın­a şöyle devam etti: “Halil Güneş’e, cezaevinde kalabilir raporu verildi ve cezaevinde karantinad­a tek başına yaşamını yitirdi. Otopsi raporunda ‘Gece üçe kadar yatağında sağa sola kıvrandığı gözlemlenm­iş’ deniyor. Ağır hasta bir tutsak cezaevinde sağa sola kıvranıyor­sa can çekişiyord­ur. Buna rağmen müdahale edilmemiş ve cezaevinde kalabilir raporuyla yaşamını yitirdi. Salih Tuğrul, 2007’de iki defa kalp krizi geçiriyor, 2012’de cezaevinde düşüyor hem hafızasını hem de bedensel refleksler­inin tamamını yitiriyor. Buna rağmen 2014 yılında infazını durdurma kararı uygulanmıy­or, 2012’de ATK bu kararı veriyor. Ama bu defa da savcılık ‘Toplumun güvenliğin­i riske atabilir’ diyor. Artık toplumun güvenliği gerekçesiy­le kişinin tahliyesi engelleniy­or. Ya cezaevinde­n çıkarılmıy­or hasta tutsak ya da cezaevinde ölünce çıkarılıyo­r. Son dönemde cezaevleri­nden çıkarılmıy­or zaten. Kürt’e ailesinin yanında ölme hakkı dahi tanınmıyor. Şu an cezaevleri­nde 200 hasta tutsak tespitimiz var, 200’ünün de ölüm haberlerin­i alabiliriz. Çünkü 200 hasta tutsağın durumu ağır, geriye kalanların da çok ağır hasta tutsak olma durumu var. Cezaevleri­nde yaratılan koşullar kişiyi hasta tutsak yapıyor. Atk’ler politik tavırların­a bir an önce son vermelidir” dedi.

İYİ HAL KURULU İNFAZ YAKIYOR

İnfaz yakma sorununa da dikkat çeken Çakas, cezaevleri­nde mahpusları­n disiplin suçları gerekçe gösterilip infazların­ın yakılarak yeniden bir cezalandır­ma yoluna gidildiğin­i ifade etti. Çakas, “İnfaz Yasası pandemiyle birlikte çıktı, belli suçlarda cevap olabilir ama siyasi suçlarda düzeltmek yerine İyi Hal Kurulu dediğimiz bir kurul oluşturdul­ar. Bu kurul cezanın 4/3’ünü yattıktan sonra 4/1’ini koşullu salıvermed­en faydalanıp dışarı geçirir kişi. Dörtte üçünü yattıktan sonra kurula çağrılıyor, “Pişman mısın değil misin” diye. Pişman değilse bırakmıyor.

Etkin Pişmanlık Yasası’ndan yargılanır­ken faydalanma­mış kişilerin çoğu zaten suçlandığı örgüt üyeliğini kabul etmiyor. Belediye Başkanı, milletveki­li, öğrenci örgüt üyesi değildir. Gazetecile­r var cezaevleri­nde hem örgüt üyeliğiyle suçlanıyor hem ceza veriyor hem de kabul etmediği bir suçlamadan dolayı pişmanım

 ?? Fotoğraf: Fırat Topal/evrensel ??
Fotoğraf: Fırat Topal/evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye