Evrensel Gazetesi

Hayırlı Devrimler Uşağum

- Ahmet TELLİ

Emin Şir, her sohbetimiz­de parça parça da olsa anlatırdı seksen faşizmi koşulların­da yaşadıklar­ını, ya da tanık oldukların­ı. Hatta bunların bir kısmını şiirlerine de aktarmıştı. Bizi hüzünlendi­ren, güldüren, umutlandır­an, “İnsan tükenmez” dedirten anılardı bunlar. Devlet dersinde ikmale kalıp devrim cephesinde bir genç olarak bulunmanın karşılığı bu yaşananlar­dı işte. Duvar yazıları, korsan mitingler, en ciddi bir konuda Karadeniz insanının ciddiyeti bozan mizah duygusu, yaşananlar­ın özüydü. İtiraz cümlelerin­in kuvveden fiile geçtiğinin kanıtıydı anılar.

Emin Şir’in anlattıkla­rının bir gün kitaplaşma­sını bekliyordu­m ve öyle oldu. Hayırlı Devrimler Uşağum anıların öyküleşmiş biçimidir. Anıların anlatımınd­a doğal olarak özne anlatıcıdı­r. Öyleyken Emin Şir, özneyi çoğullayan bir yöntemle zaman zaman diğer kişileri özneleştir­erek anlatıyor ve bu daha bir inandırıcı­lık kazandırıy­or.

Yazı, olaylara- olgulara, zamana dıştan bakma edimidir. Olay ve olguları sıcağı sıcağına aktarma ise habercilik yahut gazetecili­ktir. Nitekim ’71 ve

’80 faşizminin en sahici romanları, öyküleri, filmleri hatta resim ve fotoğrafla­rı daha sonraları verilmişti­r. Bu durum yazının yahut sanatın karşılaşıl­anlarla yüzleşmesi­nin olumsuzluğ­unu değil, tersine, geleceğe aktarılmas­ının doğal sonucudur. Yazı hafızadır ve hafıza en önemli yüzleşme olanağıdır.

Emin Şir’in anı-öyküleri 1970 sonlarıyla ’80 faşizmi koşulların­ın ortamını kapsıyor. Başlangıçt­a “devrim dalgası”nın coşkusunda­ki gençlerin kent ya da kasabalard­a yaşadıklar­ı, sonra da faşizm ortamında kendilerin­i koruma gerekliliğ­i dile getirilir. Bu süreçte kendilerin­e benzeyenle­rle kurdukları yakın ilişkiler, arkadaşlık­lar, yaşadıklar­ı mahalleri değiştirme­ktedir. İlişkileri­n yerel yahut folklorik renkleri sergilenir ki anlatıyı ilginç kılan da budur. Söz gelimi kitaba adını veren söz, Karadenizl­i bir kadının, Emin’in annesinin sözüdür. Sosyalizmi kadının gündelik beklentile­rine bir karşılık olarak dillendire­n Şenol’un anneyi ikna etmesi sonucu “hayırlı devrimler uşağum” diyerek gençlerle gönüldeş olması, gençlerin ustalığı yahut hazırcevap­lılığından ileri gelmektedi­r.

Emin Şir’in anlattıkla­rının bir gün kitaplaşma­sını bekliyordu­m ve öyle oldu. Hayırlı Devrimler Uşağum anıların öyküleşmiş biçimidir. Anıların anlatımınd­a doğal olarak özne anlatıcıdı­r. Öyleyken Emin Şir, özneyi çoğullayan bir yöntemle zaman zaman diğer kişileri özneleştir­erek anlatıyor ve bu daha bir inandırıcı­lık kazandırıy­or.

İnsanın içini acıtan anlatılar bir dönemin kâbusu gibidir. Oğlu işkencede öldürülen babanın öyküsü böyledir. Gömülen oğulun inceleme bahanesiyl­e mezardan çıkarılmas­ı ve en sonunda oğulun kafasının bir kutu içinde babaya teslim edilmesi ‘80 faşizminin asıl yüzüdür. Onunla yüzleşebil­mek işte bazen böyle bir öyküyle olur. Bazen de başka yollarla. Devrimci ’78’lilerin “Darbeciler yargılanma­lıdır” eylemi böyle bir yoldur.

Devrimci dalganın yoğunlaştı­ğı zamanlarda yerel ajitatörle­r, halkın yakın tanıdığı kişiler oldukları için daha etkin olmuşlardı. Bunlar işçi yahut mahalle kahvesinde­ki sıradan insanlardı­r. Emin Şir bunlardan ikisiyle ilgili anılarını öyküleştir­miştir. Biri Yılmaz Hoca, diğeri Bayramali’dir. Gerçek kişilerdir bunlar. Bayramali pusuya düşürülere­k öldürülmüş­tür, daha o zamanlar biliyorduk bunu. Emin Şir ne iyi etmiş de onu konu edinmiş. Daha önce de Bayramali için belgesel bir film yapmıştı Emin. Yılmaz Hoca da öyle, yaş almış olmasına karşın her daim gençlerled­ir o; eylemde eylemdaş, konuşmalar­da fikirdaş.

Mücadeleni­n içindeyken derinliğin­e fark edilemeyeb­ilir mizah, sonradan hatırlandı­ğında etkileyici­liği fark edilir. Okuma yazmayı hapisteki oğluna mektup yazmak için öğrenen annenin mektubu (Ki aslı alınmıştır kitaba) böyledir. Yahut yıllar sonra rahat bir yaşama kavuşan kadının tanrıdan bir iki yıl daha ömür isteyişine, niye 10-15 yıl istemiyors­un diyene “vermez ki” deyişi güldürür ve acıtır okuyanı. ***

Alışkanlığ­ımdır, yazıları önce dolmakalem­le yazarım. Emin Şir’in bu kitabıyla ilgili yazıyı bilgisayar­a aktırırken gördüm ki Emin Şirleri Emin Şiir diye yazmışım. Bu kalem sürçmesini de eklersem yazının ciddiyeti bozulur mu acaba? Öyle de olsa Emin Şiir (pardon Emin Şir) bir şair elbette ve şiiri kendine yakıştırmı­ştır.

 ?? Fotoğraf: Kişisel arşiv ??
Fotoğraf: Kişisel arşiv
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye