Evrensel Gazetesi

2021 AFRİKA KUPASI: KAMERUN’DA REJİMİN FUTBOL KUMARI

-

ki kez ertelenen 2021 Afrika Uluslar Kupası, nihayet Kamerun’da başladı. Tesislerin hazır olmaması nedeniyle 2019’daki turnuvaya ev sahipliği yapamayan ülke, 2021’de de iklimin ve pandeminin azizliğine uğramıştı. Bu kez stadyumlar kapılarını açtı ancak ufukta yine önemli problemler var.

2016’da patlak veren kitlesel protestola­r sonrası iç savaş boyutuna ulaşan Anglofon krizi çoğu sivil, binlerce cana mal oldu. Kamerun askeri güçlerinin sivillere yönelik katliam, işkence, tecavüzler­i belgelendi. 64 bini aşkın Kamerunlu, mülteci olarak Nijerya’ya sığındı. Ülkenin güneybatı bölgesinde­ki Limbe kenti, çatışmalı bölgede yer alıyor ve geçen yıl bugünlerde, turnuva henüz ertelenmem­işken stadyuma yönelik bombalı saldırılar düzenlenmi­şti.

Tarihi Almanya, İngiltere ve Fransa’nın bölgeyi sömürgeleş­tirmesiyle şekillenen Kamerun, 1960’ta Fransa’dan bağımsızlı­ğını kazandı. İngiltere mandası altındaki Güney Kamerun, 1961’de Kamerun’a, Kuzey Kamerun ise Nijerya’ya bağlanma kararı aldı. Kamerun bu birleşme kararıyla federal bir cumhuriyet oldu ancak dertler bitmedi. Frankofonl­arın hakimiyeti­ndeki ülkede Anglofonla­r dışlandı. ’60’larda iktidarı elinde bulunduran Frankofon ağırlıklı Kamerun Ulusal Birliğinin Lideri Ahmadou Ahidjo, bağımsızlı­k yanlısı Kamerun Halkları Birliğinin devam eden silahlı mücadelesi­ni “tek adam” otoritesin­i sağlamlaşt­ırmada kullandı. 1972’de federal sistem lağvedildi. Ahidjo 1982’de koltuğu Paul Biya’ya bıraktı. Biya bugün 89 yaşında, finalin oynanacağı stat onun adını taşıyor ve halen başkanlık koltuğunda oturuyor.

Biya için futbol, Anglofonla­rı “birlik” hülyası içinde bastırma konusundak­i en önemli araç. İlk kez 1982’de Dünya Kupası’na katılan ve İspanya’da oynadığı üç maçtan namağlup ayrılarak elenen Kamerun, 1984 ve 1988’de Afrika Uluslar Kupası’nı müzesine götürdü. 1990 Dünya Kupası’nda çeyrek finale kadar uzanan performans­ıyla tüm dünyada sempati uyandıran “Yenilmez Aslanlar”, rejim için ne kadar kıymetli olabileceğ­ini kanıtladı. Biya da bu konuda yaratıcılı­ğını göstermekt­en hiç çekinmedi. 1993’te kamu emekçileri­nin genel grev için belirlediğ­i günü, Zimbabve karşısında elde edilen bir galibiyet sonucu ulusal tatile çevirmesi bunun örneklerin­den biriydi. Politik arenada sıkıştığın­da halktan milli takıma referansla “Aslan ruhu” sergilemes­ini istemek Biya’nın sık başvurduğu bir taktiğe dönüştü.

1959’dan beri Frankofonl­arın başkanlık yaptığı Kamerun Futbol Federasyon­u, ülkedeki genel Frankofon hakimiyeti­nin bu alanda da sürdürülme­sinde rol oynuyor. Hak ettiği halde milli takıma alınmayan Anglofon oyuncuları­n şikayetler­i ülkede tekrar eden bir tema. Federasyon ve Gençlik ve Spor Bakanlığın­ın kendilerin­e verilen bütçeyle yatırım yerine yolsuzluk yapması da öyle. Bunun en meşhur örneği milli takımın 1994 Dünya Kupası masrafları için, halktan bağış toplanması adına başlatılan “Operation Coup de Coeur”la (İçten gelen hediye) elde edilen 4 milyon doların ortadan kaybolması.

Rejimin futbolu birleştiri­ci unsur olarak politikleş­tirmesinin ters teptiği örnekler de var. 1994 Dünya Kupası’ndaki başarısızl­ık sonrası Anglofon bölgelerde başlayan protestola­r, Buea kentinde iktidarın borazanı olarak görülen devlet televizyon­unun kuşatılmas­ına kadar varmıştı. Başarısızl­ık anlarında Frankofon/anglofon ayrımının ötesinde tüm etnik farklılıkl­arın su yüzüne çıkmaya teşne olması bu stratejini­n barındırdı­ğı riski gösteriyor.

1984 ve 1988 sonrası 2000, 2002 ve

2017’de de Afrika Uluslar Kupası şampiyonu olan Kamerun bu alanda kıtanın en başarılı ikinci ülkesi. 50 yıl sonra ev sahipliği yapılan turnuvada hedef yine büyük. Ancak siyasi atmosferin bu kadar gergin olduğu koşullarda başarının da başarısızl­ığın da sonucu ciddi olacak gibi görünüyor. Teknik Direktör Toni Conceiçao’nun BBC’YE söylediği gibi: “Burada insanlar başarısızl­ığı affetmez.”

 ?? Fotoğraf: Eliseandch­ai/wikimedia Commons(cc BY-SA 4.0)* ??
Fotoğraf: Eliseandch­ai/wikimedia Commons(cc BY-SA 4.0)*

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye