Evrensel Gazetesi

TUVALET KAPISINDAK­İ ‘İDAM’ YAZISI

-

AYLIN Çakı Uludağ Üniversite­si Tarih Bölümünde araştırma görevlisiy­di. Metni internette­n gördü, imza atmak istedi. Ulaştı, 1 Ocak’ta imza attı. 3 gün sonra, 15 Ocak’ta imzacı diğer 2 akademisye­nle birlikte gözaltına alındı, serbest bırakıldı. Diğer imzacı akademisye­nle birlikte 3 ay uzaklaştır­ma cezası aldı, bitiminde görevine döndü. Darbe girişimind­en sonra Khk’ler yağmaya başlamıştı.

“15 Temmuz’dan sonra başımıza bir şeyler geleceğini biliyorduk” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürüyor Aylin Çakı: “Bu kadar ileri gidecekler­ini düşünmemiş­tik, düşünmemiş­tim. Belki bir soruşturma falan gelir demiştim. İhraçlar başlayınca her KHK’DE beklemeye başladım, bakıyordum ismim var mı yok mu diye. 7 Şubat’takinde vardı.”

İhraçtan sonra peki diye soruyorum, bir süre duralıyor ve anlatmaya başlıyor:

“İlk birkaç ay zordu. Zaten sürekli olarak hedef gösteriliy­orduk. Bir kere ben öğrenciler­in tuvaletine girmek zorunda kalmıştım okulda, kapının arkasında ‘Terörist akademisye­nlere idam’ yazıyordu. Onu görünce de çok irkilmişti­m.

Sonra ‘Kanlarında duş alacağız’ tehdidi geldi, sosyal medyada en çok konuşulan başlıktı. İmzacı olduğum biliniyord­u, öğrenciler­in yoğun olduğu bir bölgede yaşadığım için eve dönerken tedirgin oluyordum. 15 Temmuz gecesi çok korktum, o gece evde yalnızdım. Kapıma birileri gelir diye çok endişelend­im. O yaz kendi evimi arkadaşıma bırakıp anneanneme gittim. Şunu da eklemeliyi­m, o endişelend­iğim dönemde bir kafede yanıma gelen ve ‘Aylin Hocam size sarılabili­r miyim?’ diyen bir kadın öğrenci beni çok duygulandı­rmıştı.”

‘UZUN SÜRE TARİH KİTAPLARIN­A BAKMADIM’

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) çatısı altında kurulan TİHV Akademinin raporuna göre barış akademisye­nlerinin yüzde 39’u hâlâ tam zamanlı bir işte çalışamıyo­r. Rapora göre, akademisye­nlerin akademik çalışmalar­ı da bu durumdan olumsuz etkilendi.

Aylin Çakı’nın anlattıkla­rı raporun doğrulanma­sı gibi: “Önce sekreterli­k yaptım asgari ücretle. Sonra eğitimle alakalı ufak tefek işlerde, çalıştım, İngilizcem olduğu için özel ders verdim, Osmanlıca dersi verdim. Kurslarda İngilizce öğretmeni olarak çalıştım ama tabii bunlar kayıt dışı çalışmalar. İhraçtan sonra uzun bir süre hiç tarih kitapların­a dokunmadım. Ta ki yurt dışında bir üniversite­den kabul alana kadar. Yurt dışı yasağım kalktı, denklik sorunum da çözüldü gibi. Şimdi herhalde ben de bir süre için Yunanistan’a taşınacağı­m gibi görünüyor.”

‘GERİ DÖNECEĞİZ, MUTLAKA!’

OHAL komisyonun­daki başvurusu reddedildi Aylin Çakı’nın. Süreç sil baştan başladı ama O, “En azından pasaportla­rımız var yurt dışına çıkabiliyo­ruz. Bir de beraat kararımız var” diye anlatıyor. Sonra da ekliyor: “İlla ki idare mahkemesin­den falan geri dönecek. Ben geri döneceğimi­ze inanıyorum. Hepimiz geri döneceğiz, hepimiz gerçekten hak ettiğimiz yerlere geleceğiz belki daha iyi şekilde. Yurt dışına gidip doktoramı tamamladık­tan sonra 10-20 sene de orada kalmayı istemiyoru­m. Ben memleketim­e dönmeyi istiyorum. Bu günler geçecek.”

‘MEHMET FATİH TRAŞ’I HİÇ UNUTAMAM’

Bitirirken Mehmet Fatih Traş’ı anmadan geçmiyor Aylin Çakı. Çukurova Üniversite­sinde Barış imzacısı Araştırma Görevlisi Mehmet Fatih Traş, barış imzacısı olduğu için görev süresi uzatılmadı, birçok üniversite de aynı gerekçe ile kabul etmedi Traş’ı. Yurt dışı burs başvurusu için yazdığı mektubunda karşılaştı­ğı engellemel­eri anlatarak “Bir akademik gelecek öngöremiyo­rum” demişti. Ve sonunda geçirdiği psikolojik travma nedeniyle yaşamına son verdi. “Keşke onu tanıyabils­eydik, yardım edebilseyd­ik, elimizi uzayabilse­ydik” diyor Aylin Çakı ve devam ediyor: “Çünkü biz bu süreçte maddi desteğin yanı sıra manevi desteğin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Eğitim Sen bize hem maddi anlamda hem duygusal destek verdi, keşke biz de ona yetişebils­eydik. Bu içimde yaradır.”

 ?? Aylin Çakı Fotoğraf: Kişisel arşiv ??
Aylin Çakı Fotoğraf: Kişisel arşiv

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye