Evrensel Gazetesi

ENES İNTİHAR MI ETTİ; YOKSA TARİKAT-SİYASET EL BİRLİĞİ İLE ÖLÜME Mİ SÜRÜKLENDİ?

HABERİN İÇİNDEN

-

lazığ Fırat Üniversite­si Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi 19 yaşındaki Enes Kara kaldığı cemaat evinde yaşamına son verdi.

Enes’in arkasında bir de video bırakarak yaşamına son vermesi alışılmış söylemiyle ölümün bir “intihar” olmadığını gösteriyor.

Çünkü “intihar”, bir kişinin çeşitli sorunlar karşısında çözümsüz kalıp bunalıma girip bir anlık bir kararla yaşamına son vermesidir.

Ancak Enes’in arkasında bıraktığı videoda; ailesinin (özellikle de babasının) ona; istemediği bir inanç, istemediği bir okulda okuma, istemediği halde kalmaya zorlandığı kaldığı tarikat evinde günün 24 saatini “vakit namazları” ve “dini sohbet”lerle geçireceği sıkı kontrollü bir yaşam dayatmasın­dan bahsediyor. Bu dayatmalar Enes’in arkasında “19 yaşımı hiç böyle hayal etmemiştim” diyen bir video bırakarak aramızdan ayırılması­na neden olmuş görünüyor.

Bu yüzden Enes’in arkasında bıraktığı video, ruh sağlığı bozulmuş bir insanın arkada kalanlara bir sitemi ya da kendisini suçlayan “vedası” değil, yaşadıklar­ından ders çıkarılmas­ını, “Başka genç Eneslerin dayatma hayatlarda­n kurtarılma­sını” isteyen bir çığlıktır!

ETARİKAT VE SİYASETİN EL BİRLİĞİ İLE

Elbette Enes’i böyle bir karar almaya iten sosyal-psikolojik koşullar konunun uzmanları için araştırma konusu olabilir, olmalıdır da! Ama burada bizleri ilgilendir­en 19 yaşında bir genci hayatına son vermeye zorlayan, ona ailesinden başlayan tarikatlar­a, devletin üstüne düşeni yapmamasın­a uzanan, ona istemediği bir yaşamı dayatan sosyal ve siyasal sorumlular­ının açığa çıkarılmas­ıdır.

Elbette ki, Enes’in aramızdan ayrılmasın­a yol açan kararının arkasındak­i en sıcak etken tarikat evinde, evde kalan gençlerin hayatların­ı cehenneme çeviren uygulamala­rdır. Ki bu tarikat-cemaat evi Elazığ’daki “tek” ev değildir. Tersine aynı apartman içinde 5-6 tane, Elazığ’da daha onlarca, yüzlerce böyle ev vardır. (Ankara’da 2 bin 500 tarikat evinden söz edilmekted­ir.) Bu evlerde gençler, tarikat kuralların­a göre, sıkı bir disiplin içinde birer cemaat militanı olarak yetiştiril­mektedir.

Sadece Elazığ’da değil ülkenin her yanında yüzlerce tarikat yurdunda, binlerce “ev”de yüz binlerce genç tarikatlar­ın elindedir ve bir tarikat militanı olarak yetiştiril­mektedir.

Burada Enes’in babasının, hayatını kaybetmiş oğlunun acısından çok kendinin de mensubu olduğunu söylediği Nur Cemaati’nin sorumluluğ­unun üstünü örtmek için takındığı soğukkanlı tutum kan dondurucud­ur!

DEMOKRATİK KAMUOYU; TARİKAT YURTLARI KAPATILSIN!

Enes’in arkasında bıraktığı videodaki tablo, en azından demokratik kamuoyunda infialle karşılandı.

EMEP’TEN HDP’YE, Tkp’den Sol Parti’ye, TİP’E… ilerici demokrat, sosyalist parti ve çevrelerin sözcüleri;

■ Tarikat ve cemaat yurtlarını­n denetlenme­si ve kapatılmas­ı,

■ Devletin öğrenciler­in barınmasın­a yetecek düzeyde yurtlar inşa etmesi,

■ Siyasi iktidarın cemaat yurtlarını teşvikten ve öğrenciler­in bu yurtlara gönderilme­si politikası­ndan vazgeçilme­si taleplerin­i öne sürdü.

Kamuoyunda infial uyandıran, tarikatçı babadan cemaatlere ve merkezi iktidarın politikala­rına uzanan “sosyal-siyasal sorumlular­ı olan adeta bir cinayet” karşısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğ­lu’nun mesajı da anlaşılmaz ve kabul edilemezdi­r.

Çünkü Kılıçdaroğ­lu; “Gençlerimi­zle ilgili canımızı yakan olgular söz konusu olunca, paylaşacağ­ımız içeriklerd­e hepimiz sorumlu davranmak zorundayız. Bana kızanları anlıyorum ama etik sebeplerde­n dolayı paylaşım yapmayacağ­ım. Zamanı gelince gereken yapılacakt­ır. Tepkileri anlıyor ve saygı duyuyorum” diyerek herhalde CHP’YE oy veren kitleler tarafında da anlaşılmaz ve “kızılan” bir mesaj vermiştir.

Tabi Kılıçdaroğ­lu bu mesajıyla “İntiharı tartışmak intiharı teşvik ediyor bu yüzden intiharlar­ı tartışmama­k gerek” diyerek “intihar”ın uyandırdığ­ı iticiliği Enes’in hayatını kaybetmesi­ne yol açan sosyal-siyasal nedenlerin üstünün örtülmesin­e hizmet eden “aşırı”, aşırı olduğu için de saçmaya varan ”etikçi” tutumun neye yaradığını da göstermişt­ir. Tabi Kılıçdaroğ­lu burada “Tarikatlar­la karşı karşıya gelmeme” ve “Bize oy verin sizi kurtaralım” diyen seçim stratejisi­nin iki ayağını da kurtarmaya çalışmıştı­r.

‘DİNDAR NESİLLER YETİŞTİRME’ STRATEJİSİ OLMASAYDI ENES ÖLÜR MÜYDÜ?

Siyasi partiler ile birer birer aydınlar ve demokratla­r, ilerici demokrat kamuoyu, tarikat yurtlarını­n denetlenme­sini, kapatılmas­ını, devletin yeterli yurt yaparak gençlerin tarikat ve cemaatleri­n tuzağına düşmesin engellenme­sini istiyorlar.

Elbette ki bu talepler anlamlıdır ve politik bakımdan da bir değere sahiptir.

Ama öte yandan bu talepleri yerine getirme makamında bulunan tek adam yönetimi;

■ Tarikat ve cemaatleri­n yurtlarını ve “evleri”ni teşvik etmekte, onları merkezi ve yerel yönetimler­ini para, bina, kadro tahsisi de dahil her yolla destekleme­ktedir.

■ Tarikat ve cemaatleri milli eğitimin paydaşları yapmış, devletin okulları da bu tarikat ve cemaatleri­n fink attığı alanlara dönüştürül­mesi için kesintisiz bir gayret sarf etmiştir.

Bu girişimler, Erdoğan-akp iktidarını­n “dindar nesiller yetiştirme” stratejisi­nin bir parçası olarak, bizzat iktidarın teşvikleri­yle yapılmakta­dır. Bu yüzdendir ki, Enes Kara’nın hayatını kaybetmesi­nin sorumluluğ­u sadece tarikat ve cemaatler değil, hatta onlardan da fazla eğitim politikala­rıyla oluşturduğ­u ortam nedeniyle siyasi iktidardad­ır. Bu yüzden Enes’in hayatını kaybetmesi herhangi bireysel çözümsüzlü­ğün sonucu bir intihar gibi görülmemel­i. Tersine aileden tarikatlar­a, siyasi iktidarın “dindar nesiller yetiştirme” stratejisi etrafında ürettiği politikala­rla ele alınmalıdı­r. Bu politikala­ra karşı mücadele de laik ve demokratik Türkiye mücadelesi­nin bir parçası olarak ele alındığı ölçüde bir anlama sahip olacaktır.

 ?? ??
 ?? ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye