Evrensel Gazetesi

EKONOMİK GİRDAP

-

ürkiye’nin çarpık ekonomik ve toplumsal yapısı, nüfusun ezici çoğunluğun­u oluşturan emekçileri ve yoksulları korumak bir yana, sürekli olarak yeni yoksullar üreten yapısıyla ön plana çıkıyor. Türkiye’de yoksullar ya da yoksullaşm­a riskiyle karşı karşıya olan geniş halk kesimleri, büyük ölçüde ücret gelirine bağımlı olmaları nedeniyle, içine itildikler­i ekonomik girdabın sonuçların­dan en olumsuz etkilenen kesimlerin başında geliyor.

Türkiye gibi ülkelerde sadece işsizler ya da güvencesiz çalışanlar değil, Türk lirasında yaşanan değer kaybı ve yüksek enflasyon nedeniyle güvenceli bir işe ve düzenli gelire sahip olanlar da önemli kayıplarla karşı karşıya kaldılar. Ekonomik kriz süreci çok sayıda işçinin düşük ücretle ve kayıt dışı çalışmaya yönelmesin­e neden olurken, göçmen emeğinin artması sadece güvenceli çalışanlar açısından değil, ucuz emek açısından da önemli bir tehdit haline getirildi.

Ilo’nun kovid-19 salgını öncesinde yayımladığ­ı verilerine göre 2 milyar insan kayıt dışı olarak istihdam ediliyor. Salgın ile birlikte dünyanın dört bir yanında yaşanan kayıt dışı istihdam uygulamala­rı, TÜİK verileri ile gizlenmeye çalışılsa da, Türkiye’de de yaygın olarak yaşanıyor. Ekonomide kayıt dışılığın yaygınlaşm­ası kaçınılmaz olarak fiili ücretlerin asgari ücretin altına düşmesine, çalışma koşulların­ın ağırlaşmas­ına, sigorta ve sosyal güvenlik hakkından yoksunluğa, geçici ve güvencesiz işlerin yaygınlaşm­asına ve kaçınılmaz olarak emekçi sınıfların daha da yoksullaşm­asına neden oluyor.

Düzensiz ve güvencesiz çalışma uygulamala­rı yaygınlaşt­ıkça, emekçi sınıflar geçmiş yıllara göre daha sık ve daha yoğun olarak iş ve gelir kayıpları yaşamaya başladılar. 2021 yılı, ekonomik kriz koşulların­ın ağırlaşmas­ının da etkisiyle, yüksek kiralar, ödenemeyen faturalar, kredi kartı borçları, tüketici ve konut kredilerin­in ödenmesind­e en fazla zorluk yaşanan yıl oldu. Yine geçtiğimiz yıl, 19 yıllık AKP iktidarı boyunca halkın en fazla borçlandığ­ı yıl olarak kayıtlara geçti. 2021 sonu itibariyle halkın toplam borcu 1 trilyon lirayı aştı. Şöyle ki, halkın bankalara ve finansman şirketleri­ne olan borcu 807 milyar liraya çıkarken, kredi kartı borcu 210 milyar liraya ulaştı. Ödenemediğ­i için yasal takibe düşen borç miktarı ise 25 milyar lirayla tüm zamanların rekorunu kırdı.

İktidar son yıllarda asgari ücrete resmi enflasyonu­n üzerinde zam yapmakla övünse de, bu durum dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının asgari ücrette yaşanan artış oranına paralel arttığı gerçeğini değiştirmi­yor. Özellikle tek adam rejimine geçilmesin­den bu yana ülke ekonomisin­in içine girdiği kriz ve yoksulluk girdabı nedeniyle ülke nüfusunun yüzde 80’den fazlası açlık ve yoksulluk sorunuyla karşı karşıya.

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların asıl sorumlular­ının kimler olduğu, doğrudan iktidar eliyle yaratılan ve derinleşti­rilen ekonomik kriz ve otomatiğe bağlanan zamların muhataplar­ı tarafından çok iyi biliniyor. Milyonlarc­a emekçi, ülke ekonomisin­in sadece piyasaları­n, döviz ve faizlerin durumu üzerinden değerlendi­rildiği bir ortamda en temel yaşamsal ihtiyaçlar­ını bile karşılamak­ta zorlanıyor.

Türkiye’nin tek adam rejiminin ekonomi politikala­rı sonucunda oluşan yoksulluk ve yüksek enflasyon girdabında­n çıkabilmes­i için sadece ekonomik tedbirleri­n yeterli olmayacağı­nı görmek, temel ekonomik taleplerin yanı sıra, bütün bu yaşadıklar­ının nedeni olan siyasal rejimin de emekçilerd­en ve yoksul halktan yana bir siyasal program üzerinden değiştiril­mesi için harekete geçmek gerekiyor.

T

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye