Hassas alan bahane, müzik yasağı şahane!
evre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’ne ilişkin değişiklik geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmeliğe göre “hassas” kullanımların bulunduğu alanlarda faaliyet gösteren açık ve yarı açık eğlence yerlerinde de 24.00-07.00 saatlerinde canlı müzik yayını yapılması yasaklandı. Yasağı İzmir’de mekan sahipleriyle görüştük. Yasağa tepki gösteren mekan sahipleri, uygulamanın kendilerini zor duruma sokacağını, müzisyenleri ise işsiz bırakacağını söyledi.
Ç‘MÜZİSYENLER İÇİN İŞSİZLİK DEMEK’
Hayyam Şarapevi İşletmecisi Erdal Taşkıran halihazırda canlı müzik yasağının saat 24.00’te başladığını hatırlatarak, “Bu karar esnetilmiş değil. Kaldı ki bir işletmenin çevresinde ‘çok hassas’ diye belirttikleri hastane, yaşlı bakımevi, okul gibi kurumlardan biri varsa, zaten alkol veya canlı müzik ruhsatı alamazsın. Bunlar işletme ruhsatı, özellikle alkol ruhsatı alırken dikkate alınan hususlar. Anladığım kadarıyla bu yeni yasa ile canlı müzik ruhsatı alan ve çevresinde saydıkları hassas kurumlar olmasa bile şu şartı getirecekler. Bahçen varsa bahçeye ya müzik hiç gitmeyecek ya da bütün bahçeyi izolasyon adı altında açılmayacak şekilde kapalı hale getirecekler. Kapalı alanlar için de tekrar desibel ölçümleri yaptırıp uygun olup olmadığına karar verip ruhsat iptali yapacaklar ya da yeni ruhsat aldıracaklar” ifadelerini kullandı.
Saat sınırlamasının yanında artık ses sınırlamasının da olacağını belirten Taşkıran, “Yani şu
nu diyorlar, ‘Müzik yapacaksan da sokaktan, çevreden, yoldan gelip geçenlerden izole bir şekilde yapacaksın.’ İşletme sahipleri için tekrar anlaşılması zor bir yasa. Bol masraf ve müzik yapma olağanını minimuma indirme çabasındalar. Yine en çok etkilenecek kesim sahne müzisyenleri olacak. Yani büyük konserler veremeyen, büyük organizasyonlarda yer alamayan sahne sanatçılarının işsiz kalması demek” dedi.
‘YASAKÇI ZİHNİYETİN UYGULAMALARI’
Cafe Mare’nin İşletmecisi Ali Ekber Yurtsever kaotik bir uygulamayla karşı karşıya olduklarını söyleyerek, “Aslında yıllardır uygulanan ‘Dayın varsa her şey hallolur’ teamülünün kurallaşmış biçimi. Kendi tabanını hoş tutma ikiyüzlülüğü. 24 saat yasağının uygulanmadığı nice ‘dayısı’ olan eğlence mekanları var. Biliyoruz ve şahit oluyoruz” dedi. Yurtsever, yasakçı zihniyet uygulama
sının bu hale dönüştüğünü belirtti.
‘BENİM GİBİ EĞLEN, BENİM GİBİ YAŞA!’
Kafe Dengi İşletmecisi ve Müzisyen Kasım Taşdoğan “Bunun artık bir ‘Özel yaşama müdahale’ veya ‘Toplumun eğlence alışkanlıklarına müdahale’den öte, ‘Sen de benim gibi eğlen, benim gibi yaşa’ anlamına geldiğini söyleyebilirim. Bu tüketici için böyle. Bir de esnaf ve sahne emekçilerini derinden etkileyecek tarafı var. O da ‘Hayatını idame ettirememen umurumda değil’ demektedir. Zaten halihazırda fiili olarak çalışmaz hale getirilen bu insanların mağduriyeti artık yasalara bağlanmaya çalışılmaktadır. En önemlisi de adına ‘Türk aile yapısı’ dedikleri ama hiçbir ailenin yapısını esasında umursamadıkları bir dayatmadır. Buna esnaf ve sahne emekçilerinden sıradan vatandaşlara kadar herkes ses çıkarması gerekiyor” şeklinde konuştu.