‘ŞİDDETE KARŞI BÜTÜNCÜL POLİTİKALAR ÖNEMLİ’
1 YILDA 310 KADIN KATLEDİLDİ
MOR Çatı Kadın Sığınağı Vakfı bu süreçte Sözleşme’den çekilme kararının kadınları nasıl etkilediğine dair şu ifadelerde bulundu:
“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı sonrası yapılan çalışmalar kadına yönelik şiddetle mücadeleden Türkiye devletinin vazgeçmediğini gösterme çabaları olsa da, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden yoksun bu çalışmalar soruna çare olmak şöyle dursun kaynak ve zamanın yanlış kullanılmasına neden oluyor.
Kadınlar yaşadıkları şiddetin ardından pek çok kuruma başvuru yaparak çeşitli destekler talep ediyor, şiddet sonrası ihtiyaç duydukları mekanizmalara erişmeye çalışıyorlar. Bu yıl geçen yıla oranla daha çok kadının Mor Çatı’ya ulaşmadan önce ŞÖNİM, kolluk kuvvetleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (ASHB) gibi kurumlara başvuru yaptığını gözlemledik. Her kadın sosyoekonomik durumu, ailesinden ve sosyal çevresinden gördüğü destek, çevresel koşulları, çocuğu olup olmaması, çocuklar için ihtiyaç duyduğu bakım desteği gibi değişkenler nedeniyle birbirinden farklı kaynaklara ihtiyaç duyuyor. Bu durum kadınların ve varsa beraberinde çocukların şiddetten uzak bir yaşam kurabilmesi için uygun hizmetlerin ilgili kurumlarca karşılanmasını gerektiriyor. Şiddet sırasında ya da sonrasında ulaşılan mekanizmaların özellikle akut durumda hızlı yanıtlar vermesinin kadınların ilerleyen zamanda atacakları adımı olumlu yönde etkilediğini, eksik ve yanlış bilgilendirilmek, caydırıcı sözlere maruz kalmak, cinsiyetçi yaklaşımlarla karşılaşmanın ise kadınların maruz kaldıkları şiddeti anlatmasını ve destek istemesini zorlaştıran bir etki yarattığını gözlemledik. İstanbul Sözleşmesi de bu noktada sadece hukuksal bir zemin sunmuyor kadınların ihtiyaç duyduğu destek sistemlerinin işlevselliğine, bütüncül politikaların önemine işaret ediyordu. Dayanışma kurduğumuz pek çok kadın bu gibi mekanizmalara başvururken yaşadıkları şiddetin artacağına ya da bir sonuç alamayacağına dair endişe duyduğunu paylaştı.
İstanbul Sözleşmesi’nin iptaliyle birlikte uygulamada özellikle kolluk ve bazı resmi kurumlarda 6284 sayılı Kanun yokmuş gibi davranıldığına şahit olduk. Bu durum kadınlarda bir güvensizlik ve endişe yaratıyor. Kadınların şiddete maruz kaldığında kolluğa gitmeyi reddetmesi, başvuru yaptığında karşılık bulamayacağını düşünmesi sık karşılaştığımız durumlardan. 6284 sayılı Kanun kapsamındaki hakları tekrar tekrar konuşmamız ve bunların nasıl talep edebileceğini, ısrarcı olmak gerektiğini, bunun bir vatandaş olarak da temel hakkımız olduğunu görüşmelerimizde vurgulamamız ardından yapılan başvurularda olumlu bir karşılık bulduğumuzu fark ettik.”
SÖZLEŞMEDEN çekilme kararının yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2021 tarihinden bu yana 310 kadın erkekler tarafından katledildi. Kadınların çoğu boşanmak istedikleri erkekler tarafından ateşli silahlarla katledildi. Verilere yansıdığı kadarıyla failler, birçok kadını çocuklarıyla birlikte katletti.
Sözleşmeden çekilme kararıyla birlikte şüpheli kadın ölümlerinde de ciddi artış oldu. Şüpheli şekilde yaşamını yitirmiş halde bulunan kadınların çoğu için “Yüksekten düştü”, “İntihar etti” denilerek, üstü kapatıldı. 206 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
Çekilme kararının ardından bir yıl içinde 25 kadın uzaklaştırma ya da koruma kararı aldırdığı erkek tarafından katledildi. 6 kadın, uzaklaştırma kararları bittiği gün katledildi.
Şikayet mercileri ise bu süreçte görevlerini yerine getirmedi. 13 kadın, şikayet ettiği erkekler tarafından katledildi.