Fazla mesaiye kalmak bile karnımızı doyurmuyor
en genç bir işçiyim. Tek başıma, ben bile artık çok zor geçiniyorum. Ücretler bu kadar düşük olunca sosyal yaşamımız da yok. Mesela bir yere gidip çay içeceksin ama dolmuş 10 lira, çay 5 lira olmuş. Yemek 20 liradan başlıyor. Bu koşullarda asgari ücreti 6 bin lira yapsalar da yetmeyecek.
Adana’da genç işçiler hep fazla mesaiye kalmak zorunda kalıyorlar, çünkü ihtiyacımız var. Bazılarımız ek işe bile gidiyor mesainin üstüne. Sosyal hayatımız olmuyor haliyle. İşyeri pazar ve pazartesi tatil yapıyor. Ek mesaiye bazıları tepki gösteriyor, çalışmak istemiyor ama bazıları paraya ihtiyacı olduğu için kalıyor.
Biz Zara’ya çalışıyoruz. Zara’dan bir şey almak istesem 400 liradan başlıyor. Asgari ücretin günlüğü de 170 liraya denk geliyor. Diktiğim şeyi üç yevmiyemle anca alabilirim. Hayat pahalılığı işçileri etkiliyor. Şirket sahipleri çok kazanıyor. İşçiler geçinemiyorlar, her şeyin çok pahalı olduğunu
Bsöylüyorlar. Mesela geçen biri çocuğu için aldığı kek fiyatının bile arttığını, artık onu bile alamaz olduğunu söyledi. Hükümete tepkili işçiler, çünkü asgari ücret düşük. Cumhurbaşkanının maaşına yüzde 40 zam yapılmak istendi. Eğer yapılsaydı 141 bin lira olacaktı. Bizim işyerinde konuşuldu:
“Onun maaşı yetmiyorsa işçilerin maaşı hiç yetmez.”
Şu an konuşulan şey asgari ücretin ne kadar olacağı. Çoğumuz asgari ücret alıyoruz. Fazla mesai olursa elimize geçen asgari ücretten fazla oluyor. Makineciler de 5 bin 200 lira alıyorlar ama bundan sonra ne kadar zam yapılacak, nasıl yaşayacaklar onun hesabını yapıyorlar. Geçenlerde dayanamadım, patrondan zam istedim ben de. Asgari ücret zammını beklememiz gerektiğini söyledi.
İşçiler asgari ücretin 6 bine yakın olacağını tahmin ediyor. 6 bin lira az da olsa rahatlatır diye düşünülüyor. Fazla mesaiden gelecek diye düşünüyoruz bir yandan da. Ben de artık daha çok fazla mesaiye kalmaya başladım. Temel ihtiyaçlarımıza yapılan zamların geri alınması lazım. Ücretlerin yoksulluk sınırının üzerinde olması lazım ki geçinebilelim. Ama bu senaryo kendiliğinden olmaz. Geçenlerde gördük, Adana’da taksiciler eylem yaptı, akaryakıt zamlarını protesto etti. Yani bunun her yerde olması lazım. Herkesin ses çıkarması lazım, başka türlü olmaz. Sadece seçimleri bekleyerek de olmaz. Benim fikrim; en başta işçilerin ayağa kalkması lazım. Hepimiz diğer işçiler için “Kimsede ses yok, buradan bir şey olmaz” gibi laflar ediyoruz. Bunu diyen başka fabrikalardan arkadaşlarım da var ama doğrusu bu değil. İşçilerin çoğunluğu zaten böyle diyor. Yani biz işçilerin birbirine sorması, yol araması lazım “Ne yapabiliriz?” diye...