‘ÖRGÜTLENMEK, İNANMAK LAZIM’
MİKAİL Kılıçalp Başpınar’da dokuma işçiliğini sürdürüyor. İşçilerin bugün olduğu gibi o günlerde de birbirlerine güvenmediklerini söylüyor. Ama…
“Ünaldı’da da o zamanlar işçinin birliği yoktu, işçiler birbirine güvenmiyordu. Ama bir araya gelip sırt sırta verince de birçok şeyi değiştirdiğini gördü. O zamanın koşulları ile bugün farklı tabii. Mesela o dönem işsizlik bu kadar değildi. Bir de tabii dokuma işçisi daha kalifiye elemandı. Bugün teknolojinin gelişmesi ile birlikte makineler daha ileri düzeyde. Tabii koşullar farklı ama yapılamayacak bir şey değil. İnanmak lazım, örgütlenmeye, mücadeleye inanmak lazım. Bakıyoruz Türkiye’nin bir çok yerinde yıllardır işyeri işyeri mücadeleler var. Metal iş koluna baktığımızda işte metal fırtınayı yaşadık. Antep’te yine bu yılın ikinci üçüncü aylarında 35 fabrikada iş bıraktı işçiler. Yani geldiğimiz nokta yine işçi açısından bıçağın kemiğe dayandığı bir dönem. Örgütlenmek lazım, inanmak lazım, yeni Ünaldılar için mücadele etmek lazım.”
ŞİMDİ MÜCADELENİN ADRESİ BİRTEK-SEN
Antep’te şubat ayında işçiler BİRTEK-SEN’I kurdu. Kılıçalp aynı zamanda sendikanın Genel Sekreteri: “Sistemi değiştirmemiz lazım aslında. Sistemi değiştirmedikçe işçi sınıfı hep bazı şeyleri alacak yeniden kaybedecek ve yeniden onun için mücadele edecek. Mesela tatil hakkını bundan yüzyıllar önce işçiler mücadele ederek kazanmış, bugün geçim koşulları zorladığı için işçiler pazar günü dahi çalışmak istiyor. Patron çalıştırmasa dahi işçi istiyor. Çünkü pazar günü çalışmazsam aç kalırım diyor. Ünaldı’da da bunu yaşadık. O zaman mesela 8 saat mücadelesi verirken işçiler diyordu: Biz 12 saat çalışıp aç kalıyoruz, 8 saat nasıl yetecek bize? Bugün işte BİRTEK-SEN’I biz işçilerle birlikte kurduk. Bir ihtiyaç doğduğu için kurduk. Ha diyeceksiniz birçok sendika var niye BİRTEK-SEN ihtiyaç olsun? Biz diğer sendikalarda da mücadele ettik, sınıf sendikacılığı temelinde mücadele etme isteğimiz de oldu. Ama sonuçta sarı sendikacıların ayak oyunlarına biz alışamadık. O nedenle BİRTEK-SEN bu ihtiyaçtan doğdu. Şimdi mücadelemizi burada sürdürüyoruz.”
ÜNALDI’NIN BIRAKTIĞI İZ DEVAM EDİYOR
Mecit Bozkurt, Ünaldı’nın şu anki durumuna ve direnişin işçilerde bıraktığı etkiyi anlatıyor:
“Ünaldı bölgesinin şimdiki halini görüyoruz. Aradan 26 yıl geçmiş inanın hâlâ o dönemki işyerlerinin çalışma koşulları sürüyor. Havalandırma yok, tuvalet yok, yerin altında çalışılan atölyeler. Dokuma sektörünün neredeyse tamamı organize sanayi bölgelerine taşındı ama bugün de konfeksiyon atölyeleri ile aynı düzen devam ediyor. Şu an çok büyük bir kısmını mülteci işçiler oluşturuyor. Güvencesiz, kayıtsız, ağır çalışma koşulları sürüyor. Antep’te dönem dönem zam talebiyle iş bırakan işyerleri oluyor. En son şubat ayından başlayan 35 fabrikada süren iş bırakmalar oldu. Bir gün sürüyor, iki gün sürüyor, dağılıyor bazıları falan. Ama Ünaldı’yı bilen işçilerin söylediği bir şey var oralarda: ‘Ünaldı gibi olmadıktan sonra, o birliği sağlayamadıktan sonra bizim başarılı olma şansımız yok.’ Yani aslında Ünaldı’nın o bıraktığı iz devam ediyor, etmelidir de.”