Güle güle Cüneyt Arkın!
Cüneyt Arkın son yolculuğuna uğurlandı. Murat Arkın “Ne mutlu bize, böyle bir değerimiz oldu” derken Kaan Polat Cüreklibatır “Filmlerini izleyerek iyi insan olmayı öğrendim.” ifadelerini kullandı.
Türkiye sinemasına damga vuran Cüneyt Arkın son yolculuğuna uğurlandı. Arkın için ilk olarak Atatürk Kültür Merkezinde (AKM) tören düzenlendi. Arkın’ın ailesi, sanatçı dostları ve sevenlerinin katılımıyla gerçekleşen, Oyuncu Atılgan Gümüş’ün sunduğu, törende filmlerinden kesitler gösterildi. Törende sanatçının çocukları Murat Arkın, Kaan Polat Cüreklibatır, okul arkadaşı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, sanatçı dostu Ediz Hun, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy konuşma yaptı. Arkın; Akm’deki törenin ardından öğle vaktinde Teşvikiye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.
‘FİLMLERİYLE BÜYÜDÜK’
Sanatçının oğlu Murat Arkın “Biz her şeyi ondan öğrendik. Satrançta yaptığım her hamlede o var. Attığım her adımda o var. Yüzerken attığım her kulaçta o var. Muhabbet ettiğim her insanın gözünde o var. Pek medyaya, sosyal medyaya bakamadım ama gelen mesajlardan, söylenenlerden gurur duydum bir kez daha… Dini, dili, ırkı, mezhebi, rengi, politik görüşü ne olursa olsun, tüm insanlarımızın üzerinde anlaştığı, uzlaştığı birleştirici bir unsur olmuş Cüneyt Arkın. Ne mutlu bize, böyle bir değerimiz oldu” ifadelerini kullandı.
Oğlu Kaan Polat Cüreklibatır şunları anlattı: “Babam hayatı çok zor ama dolu dolu yaşamış. Hafızalara kazınan filmleriyle ölümsüz karakterleriyle büyüdük. Filmlerini izleye izleye iyi insan olmayı öğrendim. Sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, mütevazılığı, en önemlisi iyi insanların hep kazandığını, kötülerin bir şekilde kaybettiğini öğrendik. Son kitabının yazılarını bana yazdırmıştı. Bütün bedeninin, ruhunun bana geçtiğini hissediyorum. Orada bir makalede şöyle diyordu; ‘Hayatı yaşamak cesaret ister’. Aslında kitabın özetiydi bu.
Yaşama cesaretinin kendisiydi o.”
‘ÇOK BÜYÜK BİR SANATÇIYDI’
Eskişehir Belediye Başkanı, aynı zamanda Arkın’ın okul arkadaşı
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen de sanatçının yalnızca iyi bir oyuncu değil, aynı zamanda iyi bir edebiyatçı olduğuna dikkat çekti. Arkın’ın doktorluk yaparkenki hayalinden de bahseden Büyükerşen “Eğer sinema dünyasına katılmasaydı belki de Türkiye’de en
büyük çocuk hastanelerinden birini yapmak gibi bir ideali vardı” dedi. Büyükerşen, belediye olarak Arkın’ın canlandırdığı “Kara Murat” filmindeki haliyle hazırlanan balmumu heykelini sergileyeceklerini dile getirdi.
Yeşilçam’ın usta oyuncularından Ediz Hun “Sene 1963, sevgili Cüneyt’le birlikte sinemaya girişimizin yılı. 59 yıl geçti. Olağanüstü bir insandı. Her rolün üstesinden gelebilecek kabiliyete haizdi, emsalsizdi. Çok
Fotoğraflar: AA çalışkan ve çok azimliydi. O zaman Medrano Sirki vardı Dolmabahçe’de. Onların çadırında haftalarca eğitim aldı. Her türlü rolün üstesinden başarıyla gelebilmiş çok büyük bir sanatçıydı” ifadelerine yer verdi.
‘HİÇ UNUTMAYACAĞIZ’
Törene katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sanatçının ailesine sabır dileyerek, “Yüreğimize bir burukluk, bir ağırlık çöktü. Zira Cüneyt Arkın ismi bir sanatçı adı olmanın ötesinde, bir duruş ve kararlılık ifadesiydi. Dram, romantik, komedi, sinemada hangi türde olursa olsun, canlandırdığı karakterin hakkını sonuna kadar verdi” dedi. Arkın’ın daima hatırlanacağına işaret eden Ersoy, “Ailesinin öngördüğü şekilde Atlas Sinemasında bir köşeyi Cüneyt Arkın’a ayıracağız. Bize bıraktığı mirası gelecek nesillere aktaracak şekilde yaşatacağız. En kısa zamanda ailesiyle birlikte bunu gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Cüneyt Arkın’ın unutulmaz filmlere imza attığını, kendisinin de Arkın’ın bir filmiyle sinemayla tanıştığını söyledi. İmamoğlu, şunları dile getirdi: “Mütevazılığı, vatan sevgisi, babacanlığı, abiliği, nezaketi ile bunu hissettiren bir insandı. Yakın bir zamanda kendisini ziyaret edip, doyumsuz, uzun uzun sohbet etme şansına sahip olmak beni açıkçası çok mutlu etti. Hiç unutmayacağız Cüneyt Arkın’ı. Unutmamız mümkün değil ama bir de yaşatmak önemli. Yaşatmak konusunda da sorumluluk sahibiyiz, sorumlu olduğumuz makamlardayız. Ailesiyle, eşiyle, çocuklarıyla hatta torunlarıyla sohbet ederek en güzel, ismine yakışır bir biçimde İstanbul’da anısını yaşatmaya hepinizin huzurunda söz veriyoruz.” (KÜLTÜR SERVİSİ)