İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN NEDEN ÇEKİLDİNİZ?
TOPLANTIDA, Komite üyelerinin en çok üzerinde durduğu konu Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden neden çıktığı idi. Bakan Yanık, bu sorulara skandal bir yanıt verdi: İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme gerekçesi kadına şiddetle daha etkin mücadele etmekmiş! Yanık dedi ki; “İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde yapılan birtakım tartışmalar bizim hükümet olarak, siyasi irade olarak kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi gibi belli noktalarda zayıflatan ve maniple eden bir niteliğe bürünmüştü. Bu mücadeleyi daha güçlü bir biçimde devam ettirmek (…) için bu tartışmayı bitirme ihtiyacı duydu Türkiye.” Israrlı sorular devam edince, konuşmanın bir noktasında “Bu sözleşme o kadar da işe yaramıyordu” gibi bir savunma cümlesi de geliyor Bakandan.
Kadın, LGBTİ ve hak örgütlerinin gölge raporları ise İstanbul Sözleşmesi ile ilgili önemli bir değerlendirme yapıyor: “2020 yılında iktidar yetkilileri ve sözleşme karşıtı erkek grupları, cemaatler ve medya desteği ile başlatılan kampanya, kadınları, kadın örgütlerini,
Meclisi ve anayasal kuralları hiçe sayarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin Avrupa Konseyine bildirilmesi ile sonlanmıştır. Kamusal gücü de arkasına alan Sözleşme karşıtı kampanya, özellikle bağımsız kadın örgütleri ve Lbtİ+kadınlar ve Lbtİ+kadın örgütlerinin hedef gösterilmesine, 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı Kanun’a ve en son CEDAW’A, hatta Lanzarotte Sözleşmesi’ne saldırılara kadar varmıştır… Türkiye’nin dünyada ve Avrupa’da benzeri görülmemiş şekilde ilk imzacısı olduğu bir insan hakları sözleşmeden kolaylıkla çıktığını ilan etmesi kadının insan hakları mücadelesi, 6284 sayılı Kanun’un ve CEDAW’ıN uygulanması bakımından çok ciddi bir tehdittir.”