ISTISMARI AKLAMA ÖNERGESINI SAVUNAMADI, MEDENI KANUN’A SARILDI
YAKIN bir dönemde Türk Ceza Kanunu 103. maddesi üzerinden erken yaşta zorla evliliklerin önünü açan ve cinsel istismar suçlarında fail ve mağdurun evlenmesi halinde cezasızlık öngören kanun önergesi gündeme gelmişti. CEDAW oturumunda komite üyeleri bu konuya ilişkin sorular sordu. Derya Yanık, çocuğa yönelik cinsel istismarın Türk Ceza Kanunu’nda tanımlı bir suç olduğunu ve cinsel istismarın bildirim yükümlülüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği cevabını verdi. Bakan Yanık ayrıca, şikayet edilmeme ya da evlilik yoluyla cezasızlığın mümkün olmadığını belirtti.
Bakan uygulamalardan çok var olan yasalara dikkat çekmekle yetindi. Medeni Kanun’a göre yapılan evlilik dışında başka evliliğin mümkün olmadığını, dini yolla yapılan nikah sayısının çok düşük olduğunu söyledi. Tecavüzcüyle evlendirmenin kanuna göre mümkün olmadığını ekleyen Derya Yanık, nafaka ile ilgili ise miktarların çok düşük olduğunu ve tahsilatta sorunlar yaşadıklarını bildiklerini söyleyerek, nafaka kararlarının etkin uygulanması ve nafaka dışında kadınların mali desteklere ulaşmaları yönünde çalıştıklarını kaydetti.
Hak örgütlerinin hazırladığı gölge rapor ise bu konudaki gerçekleri şöyle ortaya seriyor:
“Türkiye’de, kız çocuklarının çoklu ayrımcılık ve şiddet görmelerine neden olan en vahim uygulama ise çocuk yaşta erken ve zorla evlendirilmeleridir. Bunlar kayıt dışı evlilikler olduğu için veri eksikliği vardır. 15-19 yaş grubu kadınların neredeyse yüzde 4’ü halihazırda çocuk sahibidir ya da ilk çocuklarına gebedir. Sadece ilkokulu bitirmiş kadınların yüzde 20’si adölesan dönemde çocuk sahibi olmaya başlarken, bu oran lise veya üzeri eğitim alan kadınlar arasında yüzde 1’e düşmektedir. Yoksul kadınlar arasında adölesan annelik daha yaygın iken (yüzde 9) refah düzeyi yüksek olan kadınlar arasında yaygın değildir yüzde 1). Türkiye’de, halihazırda 25-49 yaşlarındaki kadınların yüzde 21’i 18 yaşından önce, yüzde 4’ü 15 yaşından önce evlenmiştir. Bu vahim tabloya rağmen halen önleyici herhangi bir tedbir alınmamakta ve politika oluşturulmamaktadır.”