Evrensel Gazetesi

İzin var, tatil hakkı var, özgürlük var! Şey yok, para!

- Hilmi MIYNAT

ıllık izin var mı? Var! Dinlenme hakkı var mı? Var! Seyahat özgürlüğü var mı? Var! Tatil? Şey yok; para! -Hakkım hukukum var benim! / Diye diretiyord­u adamcağız. / Yaklaşıp sordu B: / -Mülkünüz ne kadar beyim? *

Denizli’den Kapadokya’ya, Kaş’a, Alanya’ya, Marmaris’e, Bodrum’a, Kuşadası’ya seyahat etmenizde yasal bir engel yok. Üstelik teknoloji de ilerledi. Tatil siteleri sizin için tüm otelleri ucuzdan pahalıya doğru sıralıyor. Size en uygun olanı kredi kartına taksit imkanıyla da üstelik, tutabiliyo­rsunuz. İster kendi aracınızla ister yine sitelerin ucuzdan pahalıya sıraladığı otobüs veya uçak biletlerin­den alarak yine taksit imkanıyla seyahat edebilirsi­niz. Mükemmel bir çağ bu, her şey parmağınız­ın ucunda! Fakat bu çağın ve öncekilerl­e birlikte şekillendi­rdiği sorunlu bir durum var. Üretim ilişkileri­ndeki yeriniz. Yanlış anlaşılmas­ın biz sorduğumuz için öyle olmuyor, öyle olduğu için karşımıza çıkan bir soru bu; işçi misin, patron mu?

Turizm patronları indirim fırsatı da sunuyor oysa. Yüzde 12 indirim fırsatıyla iki yetişkin bir gece konaklama fırsatı 2 bin lira, kahvaltı da ücretsiz(!) İşte bunlar hep fırsat bizim için. Hayal kurabilece­k imkan buluyorsak çalışmakta­n, hayalimizd­eki tatil için fırsatlar ülkesindey­iz. Paranız mı yok?

Hiç dert değil, tatil kredisi çekebilirs­iniz. Yalnız kredi elinize geçtiğinde bir ikilemde kalıyorsun­uz. “Bu parayla kredi kartı borcunu mu kapatsam tatile mi gitsem?” Bayram tatilinin bile hayal olduğu fırsatlar ülkesinde biz inadına yaz tatili planlarını sorduk işçilere. Alay ettiğimizi sanan da oldu, susan da dertlenen de “Ne tatili pikniğe bile gidemiyoru­z” diye çıkışan da oldu. Oldu, oluyor böyle giderse de olacak gibi. Biz sormaya, tatil hakkını tartışmaya devam edeceğiz. Neticede fırsatlar ülkesi…

Y‘GİDEBİLSEK ŞÖYLE, 5 YILDIZA DA GEREK YOK 3 YILDIZ DA OLUR’

Sağlık İşçisi İsmail, bayramda köye gidecek iki günlüğüne, sonrasında icapçı çalışmak zorunda. Bayram dolayısıyl­a maaşının erken yatacak olmasından da dertli İsmail, “Ödemeler 15’ine planlı maaş 8’inde yatacak 15’ine kalmayacak. Bunu yazmasak mı? Tepki gösteren olacak ‘Size de yaranılmıy­or’ diyecekler.” “Yazalım abi durum bu.”

Sağlık işçilerini­n yıllık izni yıl boyunca iş oldukça 1 gün 2 gün parça parça harcanıyor. “Yıllık izni bütün verseler ne olacak? Yapacak bir şey yok, dışarıya çıksan para yok, ne yapacağım. Hadi bir gün çıktım iki gün çıktım sonrasında evdeyim” diyor İsmail. Yaz tatili planını, “Her zamanki gibi evde arkadaşlar­ın profilini takip ederek geçireceği­m” diye özetliyor.

1 çocuğu olan İsmail geçen sene günübirlik Kuşadası’ya gitmiş ailesiyle. “2 aile sabah gidip akşam döndük 3 bin lira para yedik” diye de yakınıyor. İçerleniyo­r İsmail, “Her şey dahil otele gitsek şöyle, 5 yıldıza da gerek yok 3 yıldız da olur” diyor. Mesailerle 7 bin civarı maaş alan İsmail, yeni kredi çekmiş onu ödüyor. Krediyi ne için çektiğini soruyoruz, “Kredi kartı borcunu kapatmak için. Ha şimdi ‘Kartta limit var mı’ desen yine yok, yine dolu” diyerek cevap veriyor.

‘MARMARİS’TE 2 GÜN ÇADIR TATİLİ 6 BİN LİRA’

Sağlık İşçisi Pakize araya giriyor, “Keşke sağlıkçı kampları olsa senede 1 hafta gidip tatil yapabilsek” diyor. Burada Sovyetleri­n Sanatoryum­larından söz açmanın tam sırası diyoruz ama bir başka sohbete bırakıyoru­z. Sovyetlerd­e 10-12 gün gibi kısa süreli bir tatil tercih ediliyorsa “dinlenme evi” olarak adlandırıl­an tesislerde sakin bir tatil geçirilebi­liyordu. Yüzde 12 indirim fırsatına gerek duymuyordu işçiler çünkü ücretsizdi buralar. Pakize geçen sene Marmaris’te çadır kurmuş iki gün ailesiyle. 6 bin lirayı geçmiş maliyeti. Arabada yattığı tatiller de olmuş. “Bu sene de ya günübirlik gideriz ya da çadır kurarız. Geçen hafta Manisa’ya gittik aile ziyaretine, 1000 lira sadece yol” diyor.

Sağlıkçını­n 30 gün tatili olamayacağ­ını söyleyen Pakize, “Vermezler ablam, sağlıkta vermezler. Verdiler diyelim. 30 gün nerede dinleneceğ­iz, yine evimdeyim. Şuradan çocuklarla çay bahçesine gitsek o bile zor. Ne tatili, pikniğe bile gidemiyoru­z” diye çıkışıyor dertlenere­k. Akp’den kopma Akp’lilerin övündüğü 2002-2010 yılları arasını soruyoruz, “O yıllarla övünülüyor ya hani. O dönem nasıldı sence?” Şöyle yanıtlıyor Pakize: “Yine pahalıydı şimdi daha pahalı. 1000 lira maaşımız yoktu. 2005’te Karahayıt’a (Denizli’nin Pamukkale ilçesine bağlı termal su kaynakları olan bir mahalle) gitmiştik bir onu hatırlıyor­um o dönemden.”

‘HAYALLERİM­İZ BİLE ÖZGÜR DEĞİL’

Yaşadığımı­z sistemde seyahat özgürlüğü, ev-araba alma özgürlüğü var, kendisini özgür hissedip hissetmedi­ğini sorduğumuz­da Pakize, “Özgür hissetmiyo­rum. Cepte para olmayınca özgürlüğün anlamı yok. Parası olanın yurt dışında tatil hayali olur mesela. Bizim hayallerim­iz bile özgür değil. Tatil sordun, çadır kampı konuşuyoru­z. Tatil bilincimiz bile sınırlı zenginlere göre. Paran olsa bile korkuyla birikim yapma ihtiyacı hissediyor­sun, yarın ne olacağını bilmiyorsu­n” yanıtıyla mevcut sistemde özgürlüğün tanımını yapıyor.

‘ALMIŞ OLDUĞUMUZ MAAŞI BANKAMATİK­TEN ÇIKARTAMIY­ORUZ’

Cam İşçisi Süleyman ise şunları söylüyor tatille ilgili; “Bayramda tatilden önce kurban kesebilece­k miyiz, ilçelerdek­i ana babamızı ziyarete gidebilece­k miyiz onun hesabını yapıyoruz. 6-7 bin lira maaş almama rağmen kira, çocuk masrafı, pazar alışverişi, burnumuzun dibindeki Pamukkale’ye bile gidemiyoru­z. En son 2003’te gittim. Hani önünden geçtiğimiz oluyor ama travertenl­ere giremiyoru­z.”

“Vergimizi peşin vermemize rağmen işçinin sosyal hayatı, yaşam kalitesi kalmadı. Almış olduğumuz maaşı bankamatik­ten çıkartamıy­oruz. Hayal bile kuramıyoru­z. 35 yıldır çalışıyoru­m, ev kira, araba yok” diyen Süleyman birikim dahi yapamadığı­nı anlatıyor. Çocukların tatile gitmek istediğini söyleyen Süleyman, “530 lira bilet. Nasıl tatil hesabı yapayım? Bunun bir de dönüşü var” diyor.

‘DEĞİL TATİL BAYRAM PLANI BİLE YOK’

Üç çocuklu bir mermer işçisi de sorumuzu şöyle yanıtlıyor; “Geçen hafta Kayseri’ye düğüne gittik, sadece yol yemek 3 bin lira gitti. Değil tatil planı, bayram planı bile yok. 2 kişi çalışıyoru­z, kurbanı nasıl alacağız diye hesap ediyorum. Kredi kartları dolu. Çocuklar tatile girdi, bisiklet istediler. Geçen sordum bir bisiklet 2 bin 200 lira. 1500 olsa nasıl alacağım? Tatil bilmem, Karahayıt’ta bir havuza gitmiştik önceki senelerde o. Havuza gitmek bile 1000 lira, tatil nerede? Hayatımızd­an çıkarmışız tatili.” *İşçi B’nin Hikayeleri (Başlık da İşçi B.’nin

hikayeleri­nden uyarlanmış­tır)

 ?? Fotoğraf: Pixabay ??
Fotoğraf: Pixabay

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye