Tablo kara ama umutsuz ve çaresiz değiliz!
Emekten yana güçlerin birlik ve beraberliğinin hükümetin ırkçı ve faşist politikalarına geri adım attırabileceğini söyleyen EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, işçilerin sendikasızlaştırılmasına karşın sosyal hak arayışında dipten gelen bir mayalanma olduğunu belirtti
MEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz Londra’daki topluma seslenirken her ne kadar Türkiye’deki tablonun kara olmasına karşın, değişmesi için umuda ve güvene sahip olduklarını, asla çaresiz olmadıklarını söyledi.
Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezinin (DAY MER) 33’üncü Kültür ve Sanat Festivali kapsamında düzenlediği “Türkiye’deki güncel gelişmeler ve halk hareketinin durumu” başlıklı panelde Yazar Aydın Çubukçu, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve DAY MER Başkanı Aslı Gül konuştu. Aydın Çubukçu, bütün faşist ve otoriter rejimlerin savaş çığırtkanlığı ile hem kendi milliyetçi saflarını sıklaştırdığını hem de otoriter rejimlerini güçlendirdiklerini belirterek, Türkiye’de de sürekli gergin tutulan dış politikanın iç politikaya yem edildiğini savundu. Asıl savaşın yoksullaşan halkın geçim savaşı olduğunu vurgulayan Çubukçu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çevresinin savaş sanayideki yatırımlarının savaş çığırtkanlığı politikasının bir diğer nedeni olduğunu savundu. Çubukçu bir soru üzerine artık emperyalizmin kendi krizine çare olarak gördüğü savaşların “vesayet” olarak sürdüğünü dünya savaşının bu bağlamda uzak bir olasılık olduğunu söyledi.
E‘ASGARİ ÜRCETTE DAĞ FARE DOĞURDU’
Londra vizesi alamadığı için panele video ile katılan Akdeniz de, Türkiye’de resmi rakamların sakladığı bir hiper-enflasyon yaşandığı ve alım gücü düşen işçilerin daha da yoksullaştığını söyledi. Asgari ücrete yapılan ek zammın beklentilerin çok gerisinde kaldığını vurgulayan Akdeniz, “Dağ fare doğurdu” yorumunu yaptı. Akdeniz, çalışan kesimin şartlarının iyileştirilmesi için hem iktidar hem de muhalefetteki düzen partilerince bir “beklenticilik” yaratılmasını eleştirerek, “Biz EMEP olarak diyoruz ki ‘Bekleme! Harekete geç’ kardeşim. Neden sokakta değilsin!” diye konuştu.
‘DEĞİŞTİRME GÜCÜMÜZ VAR!’
Emekten yana güçlerin birlik ve beraberliğinin hükümetin ırkçı ve faşist politikalarına geri adım attırabileceğini söyleyen EMEP Başkanı, işçilerin sendikasızlaştırılmasına karşın sosyal hak arayışında dipten gelen bir mayalanma olduğunu belirtti. EMEP’I “işçi sınıfının devrimci partisi” olarak niteleyen Akdeniz, seçimlere tek başına girme yeterliliğinde olduklarını söyledi. Amaçlarının demokrasiden yana bütün siyasi ve meslek örgütlerinin katıldığı bir halk iktidarını yaratmak olduğunu aktaran EMEP Genel Başkanı, Gezi’ye sahip çıkarken, HDP üzerinde yoğunlaşan iktidar baskısını da kınadı. Akdeniz, EMEP’IN, Chp’nin dillendirdiği “helalleşme” yerine “toplumsal yüzleşmeyi” savunduğunu vurgulayarak, “Davutoğlu ve Babacan’ı aralarına alan bir ittifak helalleşmeyi gerçekleştiremez” dedi.
“NATO eskidi mi ki NATO karşıtlığı eskisin?” diye soran Akdeniz, her sosyalistin NATO karşıtlığı için sokağa dökülmesi gerektiğini de belirtti. İşçi sınıfının birliğini örgütlemekte kararlı olduklarını belirten Akdeniz, “Moralliyiz, kararlıyız. Değiştirme gücümüz var” diye devam etti. Akdeniz EMEP olarak seçimlerde tek adam rejiminin değişmesi ve seçim güvenliği konusunda diğer muhalefet partileriyle iş birliği yapabileceklerini belirterek, “Bizim oylarımız çantada keklik görülmesin. Adayın niteliği önemli” dedi.
EMEP’IN Türkiye’deki çoğu Suriyeli olan göçmen işçilere yönelik çalışmala - rını aktaran Akdeniz, “Biz Suriyeli işçileri de aynı sendikada örgütleyerek sınıf kardeşliğini öne çıkarmaya çalışıyoruz. Suriyelilerin Akp’liliği konusunda yazılanlar da gerçeği yansıtmıyor” diye konuştu.
‘IRKÇLIĞIN KARŞINDAYIZ’
DAY MER Başkanı Gül de göçmen olarak bulundukları ülkenin işçi sınıfı mücadelesinde yer almanın Türkiye’de - ki sınıf mücadelesine destek de sağladığını söyledi. Londra’da demokratik güçleri Türkiye’deki antidemokratik uygulamalara karşı harekete geçirmek için kurulan SPOT hakkında bilgi veren Gül, Türkiye’deki tek adam rejiminin muhalefet ve Kürtlere karşı uyguladığı antidemokratik baskıdan kaygı duyduklarını dile getirdi. Gül, Londra’da yaşayan göçmenler olarak Türkiye’deki Suriyeli göçmenlere yapılan ırkçılığın karşısında olduklarını da sözlerine ekledi.