ÇATIŞMA BÖLGELERİNE SİLAH SATIŞI: ALMANYA EN ÖN SIRALARDA
KRİZ bölgelerinde Alman silahı gönderilmeyecek mi? Hafta başından beri internette bulunan bir veri tabanı, Almanya’daki hükümet yetkilileri tarafından tekrarlanan bir iddiayı yalanlıyor. Yalnızca 2015 ve 2020 yılları arasında, yerel silah şirketleri, devam eden silahlı çatışmaların yakın çevresinde 200’den fazla silah teslimatında yer aldı.
Veriler hükümet dışı kuruluşlar Facing Finance ve Urgewald’ın ortak projesi olan ve pazartesi halka sunulan “Exitarms” dizininden. “Exitarms”, İsveç barış araştırma enstitüsü Sipri’den alınan rakamlardan yararlanıyor ve özellikle savaşan taraflara silah teslimatı yapan devletler ve şirketler hedefleniyor. Gelecekte Facing Finance ve Urgewald, savunma teknolojisi üretimini ve araştırmasını kredi ve hisse alımlarıyla destekleyen finansörlerin, yani bankaların, fonların ve yatırım şirketlerinin isimlerini de açıklamak istiyor.
Bütün bunlarda odak, Heidelberg Uluslararası Çatışma Araştırmaları Enstitüsü’nün tanımına göre “Birleşmiş Milletler’in yetkisi olmadan yürütülen” anlaşmazlıklarla sınırlı.
Bu durum özellikle Ermenistan, Azerbaycan, Brezilya, Mısır, Hindistan, Irak, İsrail, Pakistan, Türkiye’ye kadar sınır ötesi veya iç çatışmaların olduğu 26 bölgeyi etkiliyor. BM tarafından yetkilendirildikleri için Afganistan, Suriye veya Mali gibi sorunlu noktalar listede görünmüyor. Ukrayna, Rusya’nın saldırganlık savaşı 2020’nin sonuna kadar incelenen süreye girmediği için pek bir rol oynamıyor.
Yemen, küresel silah endüstrisi için gerçek bir El Dorado işlevi görüyor. Özellikle yedi yıl önce Suudi Arabistan liderliğindeki ittifakın hükümet adına Yemen’e müdahalesinden bu yana, silah ticareti hiç olmadığı kadar patlama yaşıyor. 2015 ve 2020 arasında, öldürme araçları ve bunlarla ilgili her şeyi içeren 600’den fazla ticaret burada gerçekleşti. Açık farkla ana alıcılar Riyad ve Bae’deki rejim olurken, ABD, Büyük Britanya ve Fransa, tedarik ülkeleri arasında çok ileride.
Almanya Cumhuriyeti de, yerel şirketlerle veya yabancı yan kuruluşlar aracılığıyla bu ticarete hevesle katılıyor. Veritabanı, ikisi Daimler AG (dizel motorlar), ikisi Hensoldt AG (radar sistemleri), dördü Airbus, 23 hafif helikopterle yapılan bir anlaşma ve sekizi Rolls Royce olmak üzere yaklaşık 40 işlemi gösteriyor.
“BM Şartı’nın 51. maddesi kapsamında bir durum olmadıkça” veya “bir risk unsuru olmadıkça, silahlı çatışmalara karışan” ülkelere silah ihraç etmekten kaçınmanın Federal Hükümetin siyasi ilkelerinden biri olduğu iddia ediliyor.
Facing Finance’in genel müdürü Thomas Küchenmeister, Telepolis’e Almanya’nın savaş bölgelerine müdahalesi hakkında “önemli ölçüde açıklamaya ihtiyaç” olduğunu söyledi. İlan edilen ihracat yasağı, örneğin Yemen savaşı örneğinde olduğu gibi “görünüşe göre işe yaramıyor”. Airbus ve yan kuruluşları “En iyi tedarikçiler arasındalar”. Avrupa havacılık ve uzay grubu, Rus devlet şirketi Rostec’in arkasında ve ABD grubu Raytheon ile birlikte, Exitarms’a göre, incelenen dönemde en çok savaşan tarafları donatan şirketler arasında ikinci sırada. Alıcı ülke sayısı bakımından Almanya, Rusya’nın (21) ve Abd’nin (17) arkasından 16 ile üçüncü sırada yer alıyor. Toplam 41 Alman üreticinin (26 ana şirket ve 15 yan kuruluş) savaş teçhizatı öncelikle Endonezya, Mısır, Hindistan, Irak ve BAE’YE gitti.
Urwald’a göre veri tabanı buzdağının ‘sadece’ ucunu gösteriyor, ancak silah endüstrisinin açıkça hiçbir çekincesi olmadığını ve sistematik olarak savaşan tarafları silahlandırdığını ampirik olarak kanıtlıyor.
(Çeviren: Semra Çelik)