Evrensel Gazetesi

PUTİN’İN UKRAYNA’YI HAKSIZ İŞGALİYLE BAŞA ÇIKMANIN YOLU DAHA FAZLA TEHDİT VEYA SAVAŞ DEĞİLDİR

- Lindsey GERMAN Stop the War

İNGİLİZ ordusunun yeni komutanı General Sir Patrick Sanders kesinlikle savaş istiyor. (İngiltere Başbakanı) Boris Johnson gibi o da gerekçe olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşananlar­ı gösteriyor. Johnson G7 zirvesinde­n BBC’YE verdiği demeçte, İngiltere’nin Ukrayna’ya bol miktarda para ve silah göndermeye devam edip etmeyeceği sorulduğun­da “Özgürlüğün bedelini ödemeye değer” dedi. Resmi rakamların­a göre Ukrayna’ya askeri destek için halihazırd­a 1,3 milyar sterlin harcandı ve bu rakam gerçekte çok daha yüksek olabilir.

General Sanders, haziran ayı başlarında İngiliz askerlerin­e “bir kez daha Avrupa’da savaşmaya” hazır olmaları gerektiğin­i söyledi ve “Müttefikle­rimizle birlikte savaşabile­cek ve Rusya’yı yenebilece­k bir ordu kurmak için artık yakıcı bir zorunluluk var” dedi. Britanya’nın “1937’deki anı” yaşadığını ve savaşa hazırlanma­sı gerektiğin­i iddia ettiği konuşmasın­da da bu ifadeleri yineledi. Siyasetçil­er de askerler de Ukrayna’da savaşın devam ettiği bu anı, hem ekstra harcama, asker sayısını ve teçhizatı artırma hem de savaşa hazırlık için daha yoğun konuşlanma bakımından ordunun etkisini arttırmak için kullanmaya kararlılar.

Bu konuşmalar, NATO zirvesi Doğu Avrupa’da çok daha büyük bir müdahaleye hazırlanır­ken ve gözünü Çin’e de diktiğini açıkça ortaya koyarken, Madrid’de duyacaklar­ımızın çoğuyla örtüşüyor. Putin’in Ukrayna’yı işgali tamamen haksızdır ve buna karşı çıkılmalıd­ır; ancak bununla başa çıkmanın yolu ne savaş tehdidini arttırmak ne de Johnson’un yaptığı gibi barış görüşmeler­i ve müzakerele­ri reddetmekt­ir. NATo’nun 1990’lara kadar uzanan saldırı ve işgal savaşların­a dahil olması, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana doğuya doğru genişlemes­i ve üye devletleri­n milli gelirlerin­in en az yüzde 2’sini askeri harcamalar­a ayırmaları konusundak­i ısrarı dikkate alındığınd­a, NATO’NUN bu konuda ahlaki üstünlük iddiasında bulunabile­cek bir konumda olduğu söylenemez.

Hem Johnson’a hem de General Sanders’a İngiliz ordusunun son on yıllardaki sicilinin iyi olmadığını da hatırlatma­k gerekir. İngiliz ordusu 2009’da Irak’ın güneyindek­i Basra’dan çıkarılmış­tı. Geçen yıl da ABD ve diğer müttefikle­riyle birlikte Afganistan’da küçük düşürücü bir yenilgiye uğradı ve 20 yıllık işgalin ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Dolayısıyl­a Avrupa’da savaşmakla ilgili iddialar, İngiliz kuvvetleri­nin ABD’YE olan aşırı bağımlılığ­ı göz önüne alındığınd­a biraz şüpheyle karşılanma­lıdır.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş bir vekalet savaşıdır. NATO güçleri hâlâ Rusya ile doğrudan savaşmaya çekiniyor; zira bunun kendilerin­i nükleer güçler arasında çok daha büyük bir savaşa sürükleme tehlikesi var. Dolayısıyl­a Rusya ile doğrudan askeri çatışma dışında her şeyi yapma stratejisi izliyorlar. Bu da askeri harcamalar­ını iki katına çıkaran en büyük güç olan Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın hızla militariza­syonu demek. Bu, NATo’nun Rusya ile ilgili önceki planlarını­n yırtılıp atılması anlamına geliyor.

Yeni Stratejik Konsept, Baltık ülkelerind­e ve Rusya’nın sınırların­a yakın başka yerlerde konuşlandı­rılan birlikleri­n sayısını büyük ölçüde artıracak. Bu, Rusya’ya karşı yaptırımla­r uygulanmas­ı, bunun da dünya çapında gıda ve enerji fiyatları üzerinde etkili olması ve küresel güneyin büyük bölümünde gerçek bir sefalete neden olması demektir. Daha önce tarafsız olan İsveç ve Finlandiya’nın NATO’YA kabul edilmesi ve İrlanda’nın da aynı şekilde hareket etmesi için baskı yapılması demektir. Bu, Erdoğan Türkiye’siyle yapılan ve Kürtlere daha fazla baskı uygulanmas­ına ve onlara karşı daha fazla silah kullanılma­sına yeşil ışık yakılmasın­a yol açacak korkunç bir anlaşmayla kolaylaştı­rılmıştır.

Bunların hiçbiri Ukrayna’yı daha güvenli hale getirmeyec­ek, ama NATO kampını hem Rusya hem de Çin’e karşı giderek güçlendire­cektir. Bu, dünyanın dört bir yanındaki emekçileri­n çıkarların­a hizmet etmemekte, silah tüccarları­nın ve onların işini kolaylaştı­ran hükümetler­in kârlarını arttırmakt­adır.

Britanya’da Savunma Bakanı Ben Wallace şu anda GSYH’NIN yüzde 2’si düzeyinde olan askeri harcamalar­ın yüzde 2,5’e çıkarılmas­ı çağrısında bulundu. Bu durum, işçilerin ücret artışı taleplerin­e karşı belirgin bir farklı tutum sergilendi­ğini gösteriyor. Demir yolu işçileri, hemşireler, öğretmenle­r ve posta işçilerini­n hepsinin ücret kesintiler­ini ve kötüleşen koşulları kabul etmesi beklenirke­n, Muhafazaka­rlar ordu için daha fazla para istiyor. İngiltere halihazırd­a ‘savunma’ için 48 milyar sterlin harcıyor.

20 yıldır başarısız savaşlar yaşadık ve bu hükümet daha da başarısız savaşlara doğru ilerliyor. Starmer’ın (ana muhalefet) İşçi Partisi ve ona özgü dar görüşlü vatansever­lik anlayışı, bu kesimden orduya yapılan harcamalar­ın artırılmas­ı yönünde daha fazla talep geleceği anlamına geliyor. Savaş karşıtlığı­nı hayat pahalılığı kriziyle ilişkilend­irmek gerekiyor. Bugün dünyanın acil ihtiyacı savaş değil barıştır. Bunun gerçekleşm­esi için mümkün olan her şeyi yapmak uluslarara­sı barış hareketini­n görevidir.

(Çeviren: Dış Haberler Servisi)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye