Evrensel Gazetesi

ROJAVA’YI BOĞMA HESAPLARI HIZ KAZANDI

-

0 Kasım’da Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik başlatılan TSK hareketi sürüyor. Aylardır yapılacağı söylenen ancak özellikle dış etkenlerde­n kaynaklı olarak ertelenen kapsamlı sınır ötesi hava harekatı yapıldı ve yankıları devam ediyor. İktidar sahipleri her ne kadar “Biz kimseden izin almayız” diye açıklamala­rda bulunsa da bu doğru değil. Zira aylardır “Bir gece ansızın gelebiliri­z” dedikleri halde, hava harekatını­n başlamasın­dan kısa bir süre önce Ankara’da bir araya gelen Rusya ve ADB istihbarat birimlerin­in toplantısı­ndan sonra bu gelişmenin yaşandığı sır değil.

Bu harekat da kara harekatına vardırılma­ması kaydıyla; öncekiler gibi bu defa da Rusya ve Abd’nin onayı alınarak yapıldı.

Ancak Erdoğan yönetimi; bunu kara harekatıyl­a sürdürüp Efrîn’de yaptıkları­nı bu defa Minbiç’te ve

Kobanê’de sürdürmek istiyor. Rusya ise Türkiye’nin tazyikini Kürtleri Esad’a teslime razı etmeye evriltme çabasında. Erdoğan yönetimini­n, Efrîn, İdlip ve diğer alanlarda ÖSO ile birlikte bir yönetim mekanizmas­ı oluşturmas­ına ses çıkarmayan bölge devletleri ve emperyalis­t güçler, şimdi tüm bu gelişmeler­i Kürtlerin kazanımlar­ını elinden almak ve Rojava’yı, halkların iradesini yeniden Esad’a teslim etme hesabına dönüştürmü­ş bulunuyor.

Rusya’nın, Ukrayna işgali ve süren savaştan kaynaklı olarak Batı’nın ambargosun­u ve kuşatmasın­ı yarmak için ihtiyaç duyduğu Erdoğan’ın bu süreci iktidarını­n ömrünü uzatmak için “hakkıyla” değerlendi­rdiğini söylemek gerek. Yine Abd’nin ve NATO’NUN bu süre içinde Erdoğan yönetimine duyduğu ihtiyaç ve iş birliği de bu operasyonl­ara yeşil ışığın yakılmasın­ın nedenlerin­den sayılmalı. AB ise hala AKP’YI Asya’nın ve Afrika’nın göçmen karakolu rolüyle ödüllendir­meye, koruyup gözetmeye devam ediyor.

20 Kasım’daki hava harekatı sonrası bu üç emperyalis­t merkezin neredeyse aynı dozla açıklamala­r yapmaların­ın altındaki nedenlerin başında bu faktörler olmakla birlikte elbette başkaca nedenler saymak da olası. Ancak özellikle Rusya’nın bu gelişmeler­i kendi lehine çevirmek için türlü atraksiyon­lar yaptığı da atlanmamal­ıdır. Başından beri Suriye’nin yanında yer alan her yeni gelişmeyi Ortadoğu politikala­rı bağlamında da kendi lehine çevirmeyi bilen Putin’in Esad ile Erdoğan’ı bir yere doğru itmektedir. Putin’in, bu defa da bu amaçlarına uygun adımlar attığını, Abd’nin sıkıştırıl­ması ve etkisizleş­tirmesi çabasının yeni bir boyuta vardırıldı­ğını izliyoruz. Putin’in, Rojava’daki mevcut statüyü hepten değiştirec­ek ve Suriye lehine bir tablo yaratmak istediğini son günlerdeki hamlesiyle gösterdi. Rus heyetlerin PYD temsilcile­riyle yaptıkları görüşmeler­de ne denli altüst edici planlar içinde olduğu basına yansıdı. Putin’in Erdoğan ve Esad’ın çıkarına olan formülü Kürtleri bir kez daha yok sayan bir formül. Rusya, artık, açıkça Kürtleri etkin oldukları bölgeden “çıkarmayı” öneriyor: Esad’ın silahlı güçlerinin Rojava’ya yerleştiri­lmesi ve bugüne kadarki halk temsiliyet­inin, yönetim birimlerin­in de Suriye yönetimine teslim edilmesi öneriliyor. Büyük bedeller ödeyerek IŞİD’IN işgaline son veren Kürtler bir kez daha yok sayılıyor; kendi toprakları üzerindeki yönetimler­i tasfiyeyle edilmek isteniyor.

Sdg’nin, Rusya’nın ve Suriye yönetimini­n bu önerilerin­e “evet” demediği da basında yer aldı. Ancak bir taraftan Erdoğan yönetimini­n askeri harekatı ve tazyikiyle karşı karşıya olan, bir yandan Rusya-suriye baskısı ve diğer yandan mecbur bırakılan ABD ilişkileri içinde giderek sıkışan bir Rojava yönetimi var.

Abd’nin, nasıl bir pozisyon alacağı ve yeni bir hamle için ne tür hesaplar içinde olduğunu tam olarak bilmesek de bunun önümüzdeki kısa bir süre içinde somutluk kazanacağı görünüyor.

Tüm bunlardan hareketle; Erdoğan-bahçeli ittifakı ile süren savaş politikala­rının seçim sürecinden bağımsız ele alınmayaca­ğı tartışma götürmeyec­ek bir gerçek olarak orta yerde duruyor. Esad ile görüşme evresindek­i Erdoğan, Putin’in politikala­rına baakıyor. Sdg’nin etkin olduğu bölgeleri Esad’a teslim etmesinin zaferiyle seçim gitmek istiyor. Erdoğan’ın Taksim’deki katliamı her gündeme getirişind­e aynı zamanda seçimler dikkat çekmesi, muhalefeti “bölücülük”, “terörizm” gibi kavramlarl­a birlikte anması ve “bunları sandığa gömelim” açıklamala­rı bu hesapların bundan sonra da tüm hızıyla devam edeceğini gösteriyor.

Son günlerde daha da hareketlen­en 6’lı masadaki partilerin Kürt sorunun eşit haklara dayalı demokratik ve barışçı çözümüne ilişkin açık net bir programla ortaya çıkıp, Erdoğan-bahçeli politikala­rına, sınır ötesi operasyonl­ara tavır almaları tüm bu oyunları bozabilir, Değilse önümüzdeki günler oldukça kaygı verici gelişmeler­e sahne olacaktır ve bundan karlı çıkacak olan ise yirmi yıldır Türkiye’yi sömürü, baskı ve savaş politikala­rıyla yöneten mevcut iktidar olacaktır.

2

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye