ANKARA; VE ŞAM İLE UZLAŞMA ÖNCELİĞİ
COĞRAFYA, uluslararası çatışmalarda önemli
bir rol oynar. Siyaset biliminde coğrafi yakınlığın önemi takdir edilmektedir.
Bunun açık bir örneği, Türkiye’nin iki kıta arasındaki bölge coğrafi yeri ve dörtten fazla hassas
arasındaki konumudur. Bunlar: Balkanlar, Ortadoğu
Karadeniz ve Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika,
bölgesi ve Kafkasya/orta Asya’dır. Ancak siyaset etkili örnek ve coğrafya ilişkisinde en net ve
Suriye.
Türkiye coğrafi olarak kendisine yakın olmayan
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi uzak ülkelerle politikalarını düzeltebilir
veya değiştirebilirdi. Ancak Akdeniz üzerinden Mısır ile coğrafi temas, iki ülke arasındaki sorunların
çözümünü daha da karmaşık hale getiriyor. Aynı durum Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri için de geçerli.
Ancak Suriye ve ardından Irak meselesi de acil, kolay veya kısa vadeli çözüm bulunması zor
konulardan biri haline geliyor.
Türkiye yavaş yavaş Suudi Arabistan, BAE, İsrail
ve son olarak da Mısır ile uzlaşmalara ve tokalaşmalara girdi. Ancak Şam ve Ankara arasında
uzlaşma hazırlıklarını yansıtan pozisyonlar, bu tür girişimleri yavaşlatan ve zaman alan
unsurlarla çatışıyor. Aynı zamanda diğer karmaşık hususları da içeriyor.
Diğer ülkelerle olan ilişkilerinin aksine Türkiye, Suriye
ile 911 kilometreden az olmayan bir kara komşusu konumunda. Türkiye, Suriye savaşında,
her türlü destekle muhalefetin yanında yer almaktan doğrudan Türk askeri müdahalesine ve ister
Fırat’ın batısı ister doğusunda olsun Suriye’nin kuzeyindeki geniş bölgelerin kontrolüne kadar uzanan
bir yelpazede merkezi bir rol oynadı. Son on yılda, dört milyondan fazla Suriyeli mülteci Türkiye’ye
aktı. İdlib’de Ankara komutasında on binlerce silahlı adam bulunuyor. Türkiye; Fırat’ın kuzeydoğusunda ğu bulunan yetmiş binden fazla savaşçı oldutahmin edilen Kürt Savunma Güçlerini hâlâ ulusal
güvenliğine yönelik bir tehdit olarak görüyor. Bu dört faktör ve diğerleri, iki ülke arasındaki mevcut ve sorunlara çözüm bulmayı zorlaştırmakta uzun bir zaman gerektirmektedir. Bununla birlikte,
iki ülke arasındaki ilişkilerde daha az önemli ve zor olmayan faktörler de var: O da
Suriye’de iki süper gücün, ABD ve Rusya’nın varlığı. Ukrayna’da Moskova ile Washington arasındaki
çatışmanın ışığında, Suriye’nin birçok sorununa çözüm bulmak daha da zor görünüyor.
Abd-rusya’nın göz yumması, Türk ordusunun
Suriye’nin kuzeyinde ve Irak’ta PKK ve ona bağlı grupların mevzilerine hava saldırıları düzenlemesine metre izin verdi. Ancak Ankara, otuz kiloderinlikte Kürt savaşçıların halen bulunduğu
bölgeleri işgal etmek için kara harekatını gerçekleştirmek istiyor.
Ancak sürecin ertelenmesi, başta ABD ve Rusya’nın
bu sürece itirazı olmak üzere, nedenleri konusunda soru işaretleri uyandırıyor. ABD, Fırat’ın
doğusundaki Kürt koruma güçleriyle ortaklığını bozmak istemiyor. Rusya ve müttefikleri, Türkiye’nin
Tel Rıfat, Menbiç ve Kobani’yi işgal etmesi durumunda tekrar Halep’in kuzey kapılarında durmasını istemiyor.
Şu anda çok sayıda Türk uzman ve diplomat, Türkiye’nin sonucu Suriye ve bölgeye yönelik politikasının
ve Ankara ile Şam arasındaki anlaşmazlığın sürmesinin tehlikeleri iki ülkenin ulusal çıkarlarına yönelik
hakkında görüş bildiriyor.
Bu nedenle, Türkiye ile nispeten uzak ülkeler arasında coğrafi gereğinden fazla uzlaşma varsa, o zaman olarak komşu Suriye sorunu her iki ülke için de
bir ölüm kalım meselesidir. Bu nedenle bu tür bir uzlaşmanın olması Ankara için diğer tüm uzlaşmalarından dir. Müzakerelerin mutlak bir öncelik olması gerekmekte
konunun özüne inmesi ve önümüzdeki bahar Türkiye’de ğı seçimlerinin arifesinde yapılacak cumhurbaşkanlı
iç siyasetteki istihdamından uzaklaşması gerekmektedir.