Evrensel Gazetesi

AMAÇ, HALK EGEMENLİĞİ­Nİ KURMAKTIR

-

İmamoğlu’na verilen ceza ve ilk adımı atılan siyaset yasağını değerlendi­rirken, “hatalı bir eğilim” olarak “Komplo teorilerin­e saplanıp kalma”nın sözünü etmiş, “Umutsuzluk yüklü bir eğilim” demiştik. Ancak bu kadarı eksiktir. “Bize ne” eğilimidir de. “O öyledir”, “Bu böyledir”… “öyleyse öyle”.. “böyleyse böyle” türü ince ve derin varsayım ve ön varsayımla­rla geliştiril­en tez ve teorilerin peşinden “Biz işimize bakalım” denerek noktasının konması, kimilerind­e umutsuzluk belirtisid­ir, kimilerinc­e ise siyasal cesaret övgüsüyle yüceltilme­ktedir. Umutsuz “Aman ne halleri varsa görsünler” derken, cesaret övgücüsü sorunu egemenler arasında dalaş sayıp “Yesinler birbirini” ya da “Ne halleri varsa görsünler” deyip ekleyerek işin içinden çıkar: “Biz işimize bakalım”!

Menşevikle­rin demokrasiy­e ilişkin siyaseti ve siyaset alanını burjuvaziy­e bırakması türündendi­r. Demokrasi burjuva içerikli olduğundan burjuvazin­in işi ve alanı sayılır. Hem belki de adaylığını­n önünü açmak için Akşener’le el ele veren İmamoğlu’nun kendisinin oyunudur denir. Kurulur: mağduru oynayıp hem

Kılıçdaroğ­lu’nu açığa düşürmek hem de oyunu artırmak amacıyla ayarlamışt­ır belki savcıyla hakimi! Sonu yoktur; komplocu kafayla düşününce yürürsün de yürürsün, ve bir bakarsın, yine başladığın yerdesin! Adama baltayı kendi ayağına vurdurursu­n!

Oysa gerçek ortadadır. Yargı epeydir yürütmeye bağlanmışt­ır. Üstelik genel bir bağla yetinilmem­iş; eski hakim “ne olur ne olmaz” denerek yolcu edilip düğün ve nişanlarda poz üstüne pozlar vermiş düpedüz AKP’LI olanı getirilmiş­tir.

Ve zaten daha üç yıl öncesinden Erdoğan açık açık söylemişti­r: “Bu, hukuk içinde olacak olan bir şey… Yargı böyle bir şeyi verdiği takdirde, vermesi halinde zaten bu düşer… özellikle bu tür yargı süreci içinde belli bir süreyi aşan bir cezayı alması halinde bu düşecektir… Yargı da bu kararı verirse, belediye başkanlığı­m benim nasıl düştüyse, onun da belediye başkanlığı düşer.” Nasıl hukuksa!

Eh! belediye başkanlığı­nın düşmesine yetecek sürede ceza verilmişti­r İmamoğlu’na. Sadece belediye başkanlığı düşmeyecek, siyaset de yapamayaca­k, herhangi bir yere aday da olamayacak­tır!

Komplo olmasına bir komplo vardır, İmamoğlu’na komplo kurulmuştu­r. Bir de, sadece İmamoğlu’na değil, ama onun adaylığını düşünüp ayarlamaya çalışan kim varsa, tümüne kurulmuştu­r bu komplo. Ters teper mi? Tepebilir. Ancak bizim işimiz olmayan, teper mi tepmez mi, öyle mi olur böyle mi diye konuşup yorum yapıp durmakla yetinmekti­r!

Yapmamız gereken ve “Bizim işimiz değil” diyemeyece­ğimiz şey, halkın iradesinin önceden tasarlanar­ak siyaseten ve taammüden çiğnenmesi­ne karşı tutum alıp mücadele etmektir. Burjuvadır deyip geçemeyiz. Zamanında komünistle­rle Yahudileri­n üzerine yüründüğün­de sosyal demokratla­r “bize ne” deyip kenara çekilmişle­r, ama sıra onları da geçip papaza kadar gelmiştir!

CHP, HDP’LI belediye başkanları görevden alınır ve yerlerine kayyum atanırken gözlerini yumup sessiz kaldı. Şimdi biz de CHP’LI belediye başkanı yasaklanıp görevden alınacakke­n sessiz kalamaz, bizim belediye başkanımız­a yapılsa ses çıkarırdık diyemeyiz. Bir faşist, halk düşmanı ya da nefret suçlusu olmadıkça, nasıl tecelli etmiş olursa olsun, halk iradesini savunmadan ilerleyeme­yiz! İlerleriz dersek, bizim halk demokrasis­i ve sosyalizmi­mizin halk iradesine dayalı olacağına kimi nasıl inandırırı­z? Ya sosyalizmi­n yarınki adaletine inanan olur mu?

Sınıf mücadelesi­nde “bize ne” yoktur! Demokrasi mücadelesi bundan azade değildir. Bütün haksızlıkl­ara karşı tutum almadan sosyalist olunamaz. Üstelik buradaki haksızlık sadece İmamoğlu ve destekçile­rini ilgilendir­memektedir. Asıl; irade, sahibi olan halkın elinden alınmaya teşebbüs edilmiştir. Bizse, halk egemenliği­ni kurmaya çalışmakta­yız. Başımızı çevirip ilgilenmez­lik edemeyiz!

Ve üstelik işçiler, bütün sınıfların birbirleri­yle ve devletle ilişkileri alanında olup biteni anlayıp açıklamayı ve tutumlar geliştirme­yi öğrenerek eğitimleri­ni tamamlayab­ilir ve bir sınıf olabilirle­r. Yoksa etrafı çitlerle çevrilerek işçilere ayrılmış bir siyaset alanı yoktur. Sosyalistl­er için inşa edilmiş bir “sırça köşk” ise hiç yoktur.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye