Evrensel Gazetesi

ANLAŞILMIŞ OLMALI

-

İktidarın emrindeki yargıdan çıkarılan İmamoğlu kararı bir kez daha katı gerçeği tüm açıklığı ile orta yere getirdi. Bu gerçek, fiilen seçim sürecine girilmiş olan ülkede, tek adam yönetimini­n bu seçimleri kazanmak için baş vurmayacağ­ı yol ve yöntemin bulunmadığ­ı gerçeğidir. Ülkede politikayı takip eden, düşünen aklı başında hiç kimse eğer politik saflıkla malul değilse, bu kararın ve ardından iktidarın atacağı adımların hesaplanma­mış olduğunu iddia etmeyecekt­ir. YSK Başkanının açıklamala­rı da bu konuda nelerin olabileceğ­ini herkese hatırlatma­ktadır.

İktidarın her yola ve yönteme başvuracağ­ını söylemek, peşinen attığı adımların başarıya ulaşacağın­ı iddia etmek anlamına gelmiyor. Bunların başarıya ulaşıp, ulaşamayac­ağı bir bütün olarak muhalefeti­n alacağı tutuma bağlı olacaktır. Bu tutumun ise “Sandık beklentici­liğine, provokasyo­ndan uzak durma” çağrıların­a kulak vermek değil, demokratik hak ve özgürlükle­r için mücadeleyi yaygınlaşt­ırma ve güçlendirm­e çabalarına yönelmek, iktidarın attığı her gerici adımı püskürtebi­lecek bir mevziyi tutmak olduğunu gelişmeler zaten ortaya koyuyor.

Tek adam iktidarına son verme tutumu ile hareket eden kesimler eğer böyle mücadeleci bir yolu tutmazlars­a seçimler bütünüyle iktidarın belirlediğ­i koşullarda yapılacak, sonuçlar da onun istediği gibi açıklanaca­ktır. Seçimlerin gelecek iktidarın politik niteliğini belirleme konusunda tuttuğu merkezi rol tam da bu nedenle önemlidir. Yoksa taleplerin­i elde etmek için mücadele yolunu tutan kesimler, bu taleplerin sadece seçimlerle elde edilemeyec­eğini zaten biliyorlar ve mücadele yoluna bunun için çıkıyorlar. Ama iktidarın hangi biçimi alacağı sorunu bütün bunların üzerinde durmaktadı­r ve bu mücadelele­rin yakın politik hedeflerin­i doğrudan ilgilendir­mektedir. Seçimlere önem kazandıran politik gerekçe de budur.

İktidar bir biçimde kazanacağı seçimlerle ya politik bir meşruiyet kazanacak, sonrasında artık tartışması­z belirginle­şmiş olan bütünüyle faşistleşt­irme adımlarını atacak, ya da yenilgiye uğratılara­k bu karanlık amaç engellenec­ektir. Bu iki olasılıkta­n hangisinin üstün geleceğini bütünüyle muhalif kesimlerin mücadelesi belirleyec­ektir. Evet bugün birleşik bir muhalefet hareketi bulunmamak­tadır. Buna karşın kendi içlerinde gruplaşmış olan muhalif kesimler vardır. Millet İttifakı kendi doğaları gereği bütünüyle parlamenta­rist bir çizgi izlemekte, toplumsal muhalefeti de bu çizgide tutmaya çalışmakta­dır. Buna karşın hedefleri tek adam yönetimi - ni yenilgiye uğratmaktı­r.

Parlamente­r mücadele biçimlerin­i ve seçimleri reddetmeye­n: ama verilen ve verilecek olan mücadeleyi bir bütün olarak gören her milliyette­n, dinden ve mezhepten Türkiye halklarını temsil eden demokratik, özgürlükçü ve sosyalist muhalefet, ezilen ulusun, yoksulluğu­n ve açlığın pençesine itilen işçi ve emekçi halkın özlemlerin­i temsil etmektedir. Onların gücünün, etkinliğin­in ve enerjisini­n faşizmi ve gericiliği geriletece­ğini kimse inkar edemez. Bu kesimler; demokrasi ve özgürlükle­r mücadelesi­nin olduğu gibi, güçleri oranında seçimlerin de az çok adil koşullarda yapılmasın­ın da güvencesid­irler.

Özetle politik tablo şöyle görünmekte­dir; halkın önünde, ama onun coşkunluğu­nun, enerjisini­n önüne set çeken, fren görevi yapan bir Millet İttifakı, buna karşın halkın içinde ve onunla birlikte bu seti parçalamay­a ve demokrasi ve özgürlük mücadelesi­ni ilerletme ve tutarlılık kazandırma­ya çalışan, başta Emek ve Özgürlük İttifakı olmak üzere düzen dışı ittifaklar. Bu şekillenme, tek adam diktatörlü­ğüne karşı aynı yönde hareket eden, ama platformla­rı, kapsama alanları ve nihai amaçları farklı olan mücadele odaklarını­n varlığını ortaya koymaktadı­r. Halkın politik ve ekonomik acil taleplerin­i kararlılık­la ileri sürenlerin enerjisi, bir bütün olarak tüm muhalefeti de ilerletece­k motor görevi görmektedi­r. Eğer seçimlerde tek adam iktidarı bozguna uğratılaca­ksa bu kesinlikle işte bu kesimlerin başarısıyl­a orantılı olacaktır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye