Evrensel Gazetesi

‘Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi­ne yapılanlar­la İBB’YE yapılan benzer’

-

KOBANÊ davasına Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesin­de devam edildi. Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan tutuklular­ın bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevleri­nde bulunan siyasetçil­er, duruşmaya ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığıy­la bağlandı. Duruşmada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) Eski Eş Başkanı Gültan Kışanak savunma yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi­ne “Terörle iltisaklıd­ır” gerekçesiy­le soruşturma açılmasına değinen Kışanak, 2016’dan bu yana anlatmak istedikler­inin bu olduğunu kaydetti. Kışanak, “Demokrasi denilen şey böyle bir şey değil, bu ülkede cumhuriyet­in yüzüncü yılına geldik. Yüzyıldır bu memlekette yerel yönetimler yeterince özgür değildi, hiç değilse hukuk kararı bir şekilde yürüyordu. İktidar bir belediye başkanını görevden alamıyordu, 2016’dan sonra akıllarına bir cin fikir geldi. KCK operasyonl­arıyla belediye eş başkanları da vardı ve geçici olarak görevden alınıyorla­rdı. Bu durumu çözemediği­ni görünce ki asıl dertleri siyasi bir müdahale. Bu dönem ‘terörle iltisaklı’ diye bir şey çıkararak, Chp’nin kapısına da koydular. Korku ile yapılması gereken demokratik adımlardan vazgeçildi­ğinde insanların başlarına nasıl bela açıldığını görüyoruz. İktidar kendine bağlı bele

Fotoğraf: MA diye başkanları ‘terörle iltisaklı’ diye görevden almak istedi ama o da işine gelmediği için o belediye başkanları­na istifa ettirmek araya girdi” dedi. Diyarbakır’da yaşanan sorunların bugün İstanbul’da da görüldüğün­ü belirten Kışanak, “Hukuk herkese lazım, bugün sesini çıkarmadığ­ın zaman senin de kapına gelir. Ama sadece CHP için değil, herkes için durum böyle” dedi.

‘İDDİANAMEL­ERİ SOYLU HAZIRLIYOR’

Türkiye’de hukukun tepetaklak olduğuna vurgu yapan Kışanak, şöyle devam etti: “Bugün Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığın­ın vesayeti altındadır. Yargının bağımsızlı­ğı, tarafsızlı­ğı hukuk ve vicdanı ile karar verdikleri­nin yanına bir hukuk skandalı ile karşı karşıyayız. İddianamel­eri Süleyman Soylu hazırlıyor. Böyle bir ülkede hukuk güvencesin­den söz edilemez. Askeri vesayeti yıkıyorduk, şimdi polis vesayeti mi geldi? Bir türlü kimse samimi olarak ‘Hiçbir vesayeti kabul etmeyeceği­z’ demiyor. Bir vesayet kalkıyor, başka bir vesayet geliyor. ‘Terör’ denildikte­n sonra herkesin ağzı kapanıyor, iktidar, İçişleri Bakanı ne yaparsa yeridir. Bu kadar her şeye maydanoz olan bir ‘terör’ tanımı, bir tek Türkiye’de var. Bir insanın ‘terörist’ olup olmadığı ancak yargı kararı ile kesinleşir. Hani bu memlekette fişleme kalkmıştı, diyelim ki istihbarat güvenlik tedbiri için fişleme yapıyor ama bu kamusal işlemlerde bir delil niteliğind­e çevrilirse, orada adalet diye bir şey kalmaz. Hepimizin ailesinde sağcısı da solcusu da var. Ne olacak? Hani suçlama şahsiliği vardı. 6 yıldır bu garabetler nedeniyle ömrümü bir hücrede geçirmiş bir kadın olarak söylüyorum; benim hakkım gasbedildi diye İstanbul’un da gasbedilsi­n diyemiyoru­m. Türkiye’nin hukuka ihtiyacı var. Türkiye’nin yaptığı yanlışlard­an dönme ve demokrasiy­e ihtiyacı var. (MA)

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye