KADINLAR VE 65 YAŞ ÜSTÜ İNSANLARIN DURUMU..
BÖLGE ofisi İstanbul’da bulunan Birleşmiş Milletler
Nüfus Fonu (UNFPA) Doğu Avrupa ve Orta Asya Dairesi doğum sayılarında azalmaya, yaşlı nüfus ve dış göçteki artışa bağlı olarak nüfusu azalan ve yaşlanan ülkelere bir dizi öneride bulunuyor. Demografik değişimlerin yıkıcı sosyal etkilerini azaltmaya yönelik bu önerilerden bazıları, çalışan nüfusun oranı küçülen ve yaşlanmaya başlayan Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Özellikle kadınların emek piyasasına ve iş hayatına katılımı: Dünya Bankası verilerine göre, çalışma yaşındaki kadınların sadece yüzde 40’ı ücret karşılığı çalışıyor. Bu oran komşu Bulgaristan’da yüzde 69 ve Ermenistan’da yüzde 50, yine OECD üyesi Meksika’da yüzde 49. Türkiye’de kadınların çoğu çocuk ve yaşlı bakımının yanı sıra ev işlerini tek başına omuzluyor. Daha fazla kadının çalışma hayatına katılması için bakım hizmetlerinin artmasının yanında toplumsal cinsiyet ve rollere dair ön yargıların kırılması şart. Bu uzun erimli bir süreç ama erkeklerin ev içi ve bakım sorumluluklarının artması eşitlikçi aile politikalarına ve toplumsal değerlerin ve rollerin değişmesine bağlı.
Bir diğer adım 65 yaş üstü insanların ‘aktif’ biçimde hayatlarını devam ettirebilmesi: Gençlerin ve yetişkinlerin hayatları boyunca eğitime ve bilgiye ulaşmalarını sağlamak ileriki yıllarda sahip olunan seçenekleri artırdığı gibi bakım ve sağlık olanaklarına erişimlerini kolaylaştırıyor. Zaten 65 yaş üstü nüfusun önemli kısmı torunların bakımı gibi aile içi sorumlulukları üstleniyor. Yaşlanan nüfusun ihtiyaçları dikkate alınır insanların sağlıklı yaşlanmasına yönelik adımlar atılırsa, toplumun yaşlı üyeleri sosyal ve ekonomik hayata katkı sunan ‘aktif’ bireyler olmaya devam edebilir. Türkiye’nin genel eğitim harcamaları ise OECD ortalamasının altında.