Tunus’ta tek adamın yüzde 10’luk demokrasisi
rap halk hareketinin fitilinin ateşlendiği Tunus’ta geçtiğimiz günlerde resmi rakamlara göre bile yüzde 11’lik katılımla gerçekleşen parlamento seçimleri şimdiden hem katılım oranı hem de antidemokratik gerçekleşme şekliyle dünya siyaset tarihine girmiş durumda denirse abartı olmaz. Başta Tunus Emekçileri Partisi olmak üzere birçok oluşumun boykot çağrılarının da etkisiyle halk sandığa gitmedi.
Şüphesiz ki arkasına ordunun desteğini alarak tek adam rejimini inşa eden Cumhurbaşkanı Kays Said’in hazırladığı yeni anayasa ile girilen seçimlere halkın bu güçlü tokadı sebepsiz değil. Hatırlanacağı üzere Tunus’ta halk ayaklanması sonucu Zeynel Abidin bin Ali’nin 23 yıl süren diktatörlüğü 2010’da son bulmuş ve bin Ali, Suudi Arabistan’a kaçmak zorunda kalmıştı. 2019 yılında ise bağımsız olarak seçime giren Kays Said, ülkenin altıncı cumhurbaşkanı seçilmişti. Ancak Said, seçildiği andan itibaren geniş bir mutabakatla hazırlanan 2014 Tunus Anayasası başta olmak üzere bütün demokratik kazanımları hedefe aldı. İşte Said’in icraatlarından bazıları:
Geçen yıl ülkenin bağımsızlık günü olan 25 Temmuz’da, Başbakan Hişam Meşişi’yi ve İslamcı Ennahda Partisi destekli hükümetini görevden aldı. Meclisi askıya alan ve milletvekili dokunulmazlıklarını da kaldıran Said, “yolsuzlukla mücadele” iddiasıyla başsavcılık görevini de üstleneceğini açıkladı. Ülkeyi atayacağı başbakanla birlikte yöneteceğini duyurdu.
Yeni başbakan atamadan önce anayasanın çoğu maddesini askıya aldığını, yasama ve yürütme yetkilerini tek başına üstlendiğini, anayasaya uygunluk denetimi yapan organı kaldırdığını ve sistemde değişiklik içeren taslaklar hazırladığını açıkladı.
Cumhurbaşkanını ve uygulamalarını eleştirmek fiili olarak suç haline geldi. Kays Said bu konuyla ilgili olarak mahkemelere bizzat talimat verdi.
Kays Said’in parlamentoyu askıya aldığı 25 Temmuz’un yıl dönümünde anayasa referandumu yapıldı. Tek adam rejiminin inşasının en önemli kavşak noktası olan bu yeni anayasaya Tunus Emekçileri Partisi başta olmak üzere birçok oluşum ve hareket boykot çağrısı yaptı. Yapılan çağrı neticesinde bütün devlet imkanlarının kullanılmasına rağmen ancak yüzde 30.5 katılım gerçekleştirilebildi.
Arap Araştırma ve Politika Çalışmaları Merkezi Tunus seçimleriyle ilgili hazırladığı raporda düşük katılımla seçilen yeni anayasanın “partisel değil, bireysel adaylığı öne çıkarması, ülkeyi 10 seçim bölgesine bölmesi, meclisi sadece onay merciine dönüştürmesi ve cumhurbaşkanının herhangi bir gerekçeyle millet vekillerini görevden alabilmesi” gibi birçok antidemokratik maddeler içermesi nedeniyle krizi derinleştirdiği görüşünde. Raporda krizin çözümünün ancak muhalefetin ortak bir program etrafında birleşmesine bağlı olduğuna dikkat çekildi. Lübnanlı Akademisyen Celbir el Aşkar da resmi olarak yüzde 11.2 olarak açıklanan ama gerçekte daha düşük olan katılımla Tunus halkının “Halk rejimi desteklemek istemiyor” mesajını verdiğini vurguladı.
A