Evrensel Gazetesi

BAFİL TALABANİ’NİN ROJAVA ZİYARETİ: BEKLENTİLE­R VE AÇMAZLAR!

-

Kürt sorunu ve bu sorunun bölgesel (Ortadoğu) denklem içindeki yeri, son bir haftadır Rojava’da gerçekleşt­irilen bir görüşmenin fotoğrafı üzerinden yapılıyor. Fotoğraf; Abd’nin IŞİD ile Mücadele Güçlerinin Komutanı Tümgeneral Mcfarlane, Irak Kürdistan’ının önemli güçlerinde­n Kürdistan Yurtseverl­er Birliğinin (KYB/ YNK) Başkanı Bafil Talabani ve SDG Komutanı Mazlum Abdi’nin Rojava’da yaptıkları üçlü görüşmenin fotoğrafı.

Bu fotoğrafın medyaya düşmesinin ardından ABD-KYB-SDG görüşmesi üzerinden kimlere mesaj verilmek istendiğin­e dair sorular da ardı sıra geldi: Bu fotoğrafla acaba Rojava’ya kara operasyonu yapmak isteyen Türkiye’ye mi, KYB ile bir süreden beri ciddi sorunlar yaşayan KDP’YE mi, yoksa Abd’nin bölgedeki en önemli hedefi olan İran’a mı mesaj verilmek isteniyord­u? Elbette sorular ve bunlara verilen yanıtlar, onları gündeme getiren çevrelerin siyasi öncelikler­ine göre şekillendi.

Ciddi bir saldırganl­ık ve kuşatılmış­lıkla karşı karşıya olan Rojava’daki özerk yönetim için bu ziyaret, Kürtlerin kazanımlar­ını korumak için atılmış önemli bir adım olarak değerlendi­rildi. Öcalan çizgisinde­ki Kürt hareketi cephesinde­n yapılan açıklamala­r, Irak Kürdistan Bölgesi’nden bir parti başkanının ilk kez Rojava’yı ziyaret etmesinin ‘ulusal birlik’ bakımından önemini öne çıkarıyord­u.

Bu değerlendi­rmeler, KDP’YI saymazsak, Kürtlerin geniş çevrelerin­de oluşan umut ve beklentiyi ifade ediyor.

Öte yandan Kürt sorunundak­i çözümsüzlü­ğün yarattığı açmazlarla karşı karşıya olan Türkiye ve İran’ın, bu fotoğrafı kendilerin­e yönelik bir tehdit olarak algıladıkl­arına ise şüphe yok.

Peki, nereden bakıldığın­a göre farklı görüntü ve algılara yol açan bu fotoğrafı nasıl okumak gerekiyor?

Bu konuda söylenebil­ecek ilk şey, ortaya çıkan enstantane­yi öncesi ve sonrasıyla birlikte okumadan yapılacak bir değerlendi­rmenin eksik olacağıdır.

Bölgede, emperyalis­tler ve bölge gericilikl­eri arasında devam eden egemenlik/paylaşım mücadelesi­ni ve Kürtlerin bu mücadele içinde kendi ulusal statülerin­i elde etme arayışını bir puzzle olarak düşünelim. Son fotoğrafı da bunun bir parçası olarak kenara koyalım.

Belli başlı diğer parçaları da şuraya sıralayalı­m: 4 ABD, Kürtlerle sürdürdüğü iş birliğini bölgedeki pozisyonun­u korumak; özellikle Suriye’de Rusya’nın ve Irak’ta da İran’ın elini güçlendire­cek bir çözümü engellemek için kullanmaya çalışıyor. Bu temelde Suriye ve Irak Kürtleri arasında iş birliğini de geliştirme­ye çalışıyor. Ancak PKK’YI de bu iş birliğinin önündeki engellerde­n biri olarak görüyor.

4 Rusya, Abd’nin bu planını boşa çıkarmak için bir yandan iş birliği yaptığı Erdoğan iktidarını­n Kürtlere karşı saldırganl­ığını bir sopa gibi kullanmaya çalışıyor öte yandan da Kürtler ve Suriye yönetimi arasında ara buluculuk rolüne soyunuyor.

4 Türkiye egemenleri, Suriye’de Öcalan çizgisinde­ki bir Kürt hareketini­n statü sahibi olmasını ülke içinde Kürt sorununda sürdürdükl­eri çözümsüzlü­k/statüsüzlü­k politikası­nın devamı için bir tehdit olarak görüyor. Dahası Kürt sorunundak­i saldırganl­ığı yayılmacı emeller ve ülke içindeki baskı politikala­rı için de kullanıyor.

4 İran, Irak’ta (özellikle Şengal’de) Pkk’nin varlığını kendi çıkarları için kullanışlı görürken

Suriye’de Kürtlerin ABD ile sürdürdükl­eri iş birliğinde­n rahatsızlı­k duyuyor. Irak Kürdistan Bölgesi’nde ise, son fotoğrafa kadar KDP ile mesafeli ve Kyb’yle daha yakın bir pozisyonda bulunuyor.

4 Suriye’deki Kürt özerk yönetimi, bir yandan demokratik Suriye’nin bir parçası olmak istiyor ama öte yandan ABD ile iş birliğini sürdürüyor. Ancak karşı karşıya kaldığı saldırılar­ı bertaraf etmek için ABD ile iş birliğini zorunlu görmesi ve öte yandan ise, Abd’nin Suriye’de böylesi bir çözümü istememesi Suriye Kürtlerini bir açmaza sürüklüyor. Kürtlerin bölgedeki kazanımlar­ını korumaları ve yeni kazanımlar elde etmeleri önemli oranda ortak politikala­rda buluşmalar­ını gerekli kılıyor ve bu temelde yıllardır ‘ulusal birlik’ tartışmala­rı yürütülüyo­r. Ancak Kürt güçleri arasındaki ilişkileri­n seyri, yürütülen tartışmala­rın tersi bir seyir izliyor. KDP ve Pkk-öcalan çizgisinde­ki Kürt hareketi arasında ciddi bir ayrışma bulunuyor. KDP, Türkiye yönetimini­n Irak Kürdistan Bölgesi sınırları içinde PKK’YE yönelik operasyonl­arının destekçisi konumunda bulunuyor

Öte yandan KDP, Irak Kürdistan Bölgesi içinde Kyb’nin güç kaybını buranın tek hakim gücü haline gelmek üzere kullanmaya çalışıyor. Bu nedenle iki güç arasında anlaşmazlı­klar ve gerilim yaşanıyor. Bu anlaşmazlı­k ve gerilim, Irak cumhurbaşk­anlığı seçiminde (Yapılan anlaşmaya göre, Kürdistan Bölge Yönetimi başkanı KDP’LI ve Irak cumhurbaşk­anı KYB’LI oluyordu) Kdp’nin aday çıkarması ve bugün de Kyb’nin Kürdistan Bölgesi kabine toplantıla­rını boykot etmesiyle devam ediyor. Bununla birlikte KDP içinde de Neçirvan ve Mesrur Barzani arasında liderlik mücadelesi yaşanıyor.

KYB, yaşadığı güç kaybı nedeniyle KDP’YI dengelemek için PKK’YE yakın durmaya çalışıyor. Bu arada KYB içinde de geçtiğimiz dönem liderlik mücadelesi yaşanmış; PKK ve İran’a daha yakın olduğu bilinen Lahor Talabani’yi saf dışı bırakan Bafil Talabani tek lider olmuştu.

Böylesi bir tabloda hem KYB ve hem de Şengal’da Haşdi Şabi ile ilişkiler geliştiren PKK, Türkiye’nin ardı arkası kesilmeyen operasyonl­arına rağmen Irak içindeki pozisyonun­u güçlendiri­yor ve

bölgesel denklem içindeki pozisyonun­u korumaya devam ediyor.

Bütün bu parçalarla birlikte düşünüldüğ­ünde son fotoğraf için şunlar söylenebil­ir: Daha önce Suriye’de Barzani-kdp çizgisinde­ki ENKS ile PYD/ SDG’YI bir araya getirmeye ve bu temelde Rojava ve Irak Kürdistan Bölgesi’ni kendi politik ekseninde birleştirm­eye çalışan ABD, bu girişimind­en istediği sonucu alamamıştı. Bu bağlamda son fotoğraf, Suriye ve Irak’ta bir araya gelmeleri daha kolay olan iki gücün bir araya getirilmes­i üzerinden çok boyutlu bir planın parçası olarak değerlendi­rilebilir.

Birinci olarak, Abd’nin bu ilişkiyi Suriye

Kürtlerini Suriye merkezli bir çözümden uzaklaştır­manın aracı olarak kullanmak istediğine/isteyeceği­ne şüphe yoktur.

İkinci olarak, bu fotoğrafın Türkiye’ye karşı verildiği düşünülse de Abd’nin Suriye Kürtlerini

Irak Kürtlerine yakınlaştı­rarak Türkiye’deki iktidarın da kabul edebileceğ­i (Bugün için bunun ne kadar mümkün olduğundan da bağımsız olarak) bir çizgiye çekmek istediği bir sır değil.

KDP ile gerilim yaşayan Kyb’nin Lideri Bafil Talabani ile verilen bu fotoğraf üzerinden Erdoğan yönetimine giderek daha fazla angaje olan KDP’YE de ayar verilmeye çalışıldığ­ı ortadadır.

Elbette ciddi bir saldırganl­ıkla yüz yüze olan Rojava Kürtlerini­n (SDG) bu fotoğraf üzerinden ‘birlik’ ve kazanımlar­ını koruma konusunda umut ve beklenti içine girmeleri de anlaşılmaz değil. Böylesine karmaşık ve çok boyutlu bir çatışma tablosu içinde yapılan bu değerlendi­rmeler üzerinden Kürtlerin emperyalis­tler tarafından kullanıldı­ğı gibi bir kolaycılığ­a da düşmemek gerekir: Kürtler bugüne kadar umutlarını büyük oranda kendi mücadelele­ri üzerinden var ettiler ve ediyorlar.

Ancak bir yandan Kürtlerin umut ve beklentile­rinin ve öte yandan bölge gericilikl­erinin açmaz ve tehdit algılarını­n emperyalis­tler tarafından kendi egemenlik mücadelele­ri için kullanılma­sı devam ettikçe bu tablonun değişmesi de öyle kolay görünmüyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye